Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

TÜSİAD'dan Erdoğan'a: Talihsiz sözler

TÜSİAD Yönetim Kurulu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın önceki gün sarfettiği 'Bitaraf olan bertaraf olur' şeklindeki sözlerine ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-08-17 21:21:00

TÜSİAD'dan Erdoğan'a: Talihsiz sözler
İşte TÜSİAD'ın cevabı:

TÜSİAD'dan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın TÜSİAD ile ilgili değerlendirmelerine ilişkin yapılan açıklamada, 'TÜSİAD bitaraf değildir; TÜSİAD eksiksiz bir demokrasiden ve bireylerin hür iradeleri üzerindeki her türlü baskı ve vesayetin kaldırılmasından yanadır. Türkiye'nin demokrasi içinde gelişmesi ve refahı vazgeçilmez hedefimizdir. Durum böyle iken, bir sivil toplum örgütüne 'bitaraf olan bertaraf olur' şeklindeki bir uyarı, talihsiz bir yaklaşım olmuştur' denildi.

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), hiçbir kurum veya kişinin, herhangi bir konuda, tercihte bulunmaya veya bu tercihini açıklamaya zorlanamayacağını belirtti.

TÜSİAD'dan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın TÜSİAD ile ilgili değerlendirmelerine ilişkin yazılı açıklama yapıldı.

Açıklamada, TÜSİAD'ın, halkoyuna sunulacak olan anayasa değişiklik teklifinin hazırlanış yöntemi, halkoyuna sunuluş biçimi ve içeriği hakkındaki görüşlerini, maddelerle ilgili açık ve net gerekçelere yer vererek, çeşitli vesilelerle ortaya koyduğu ifade edildi.

Açıklamada, şunlar kaydedildi:

'Bu çerçevede TÜSİAD'ın görüşleri, 25 Mart 2010'da TÜSİAD'ı ziyaret eden hükümet temsilcilerine sözlü olarak iletilmiş ve aynı tarihte yayımlanan basın bülteni ile kamuoyuna duyurulmuştur. Ardından 13 Nisan 2010'da TÜSİAD Parlamento İşleri Komisyonu'nun TBMM ziyareti kapsamında siyasi parti gruplarına ve ilgili TBMM komisyon başkanlarına sunulan görüşler, Sayın Başbakan'la 14 Temmuz 2010 tarihinde yapılan görüşmede de dile getirilmiştir. Ayrıca, anayasa değişiklik teklifinin açıklandığı günden bu yana yapılan tüm basın temaslarında bu konudaki görüşler tekrarlanmıştır.

TÜSİAD, tüm bu süreç boyunca, halk oylamasının sonucunun evet veya hayır olarak çıkmasının Türkiye'nin yeni bir anayasaya duyduğu ihtiyacı ortadan kaldırmayacağını savunmuştur. Anayasa, birlikte yaşamayı sağlayan toplumsal sözleşmedir. Bu düşünceyle TÜSİAD, katılımcı bir süreçle hazırlanacak, bireyi öne çıkaran, kuvvetler arasında kontrol-denge mekanizmalarını içeren ve çoğulculuk anlayışını esas alan yeni bir anayasa çağrısında bulunmaya devam edecektir. Referandum sürecinin yarattığı olağanüstü siyasi kutuplaşmanın yeni anayasa hazırlığı sürecini zorlaştırmaması da dikkat edilmesi gereken bir noktadır.

TÜSİAD'ın çalışma geleneği, kamu yararına bir dernek olarak, yıllar içinde yaptığımız raporlarla oluşan müktesebatımız çerçevesinde kamuoyuna ışık tutmaya çalışmaktır. Referanduma giden son anayasa değişiklik teklifi ile ilgili olarak da bu çerçevede bir çalışma ve sonrasında bir açıklama yapılmıştır. Referandum, seçmenlerin hür iradeleri ile tercihlerini ortaya koyacakları bir halkoylamasıdır. TÜSİAD Yönetim Kurulu bir referandum veya seçimden önce oy tercihi açıklamaz. Kaldı ki, hiçbir kurum veya kişi, herhangi bir konuda, tercihte bulunmaya veya bu tercihini açıklamaya zorlanamaz.'

'TÜSİAD BİTARAF DEĞİLDİR'

TÜSİAD'ın da aralarında bulunduğu bir grup sivil toplum kuruluşunun 2001 yılındaki anayasa değişikliklerini destekleyen ilanının, TBMM'de üzerinde uzlaşılamadığı için halkoyuna sunulan bir metne değil, tam tersine TBMM'de sağlanan uzlaşma ile hazırlanmış bir metne ilişkin olduğu ve TBMM'yi muhatap aldığının unutulmaması gerektiği ifade edilen açıklamada, TBMM'ye çağrıda bulunmakla, vatandaşlara belli bir yönde oy kullanmaları çağrısı yapmanın kıyaslanamaz iki ayrı durum olduğu belirtildi.

Açıklamada şunlar kaydedildi:

'TÜSİAD bitaraf değildir; TÜSİAD eksiksiz bir demokrasiden ve bireylerin hür iradeleri üzerindeki her türlü baskı ve vesayetin kaldırılmasından yanadır. Türkiye'nin demokrasi içinde gelişmesi ve refahı vazgeçilmez hedefimizdir. Durum böyle iken, bir sivil toplum örgütüne 'bitaraf olan bertaraf olur' şeklindeki bir uyarı, talihsiz bir yaklaşım olmuştur ve çağdaş demokrasilerde sivil toplumun rolünü güçlendirici bir görev görmeyecektir. Türkiye'de sivil toplum örgütlerinin, çağdaş sivil toplum anlayışının gereğini yerine getirerek, ancak bertaraf olma endişesi duymadan, daha müreffeh bir Türkiye'ye katkı sağlayacağından şüphemiz yoktur.'

AA
SON VİDEO HABER

Uçakta olay çıkarıp, 'Türkiye'yi satın alırım' diye tehdit etti

Haber Ara