Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

LYS'de en çok açık bulunan bölümler

Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, LYS tercihlerini değerlendirdi. Bu yıl puanların yükseldiğini söyleyen Yarımağan en çok açık bulunan bölümleri söyledi.

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-08-13 14:27:00

LYS'de en çok açık bulunan bölümler

Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, Lisans Yerleştirme Sınavları (LYS) yerleştirme sonuçlarına göre üniversitelerin taban puanlarının genellikle yükseldiğini, bunun da bu yıl uygulanmaya başlanan yeni sınav sisteminden kaynaklandığını belirterek, ''Bu sene daha isabetli, daha doğru seçim yapıldı.

Bu sene üniversitelere daha bilgili, o program için daha uygun, o programın gerektirdiği altyapıya daha sahip adayları gönderdik'' dedi.

Yarımağan, bu yıldan itibaren uygulanmaya başlayan iki aşamalı yeni sınav sistemine göre yapılan üniversitelere yerleştirme sonuçlarını Anadolu Ajansı'na değerlendirdi.

Yeni sistemle yapılan sınavın sonuçlarının olumlu olduğunu düşündüğünü dile getiren Yarımağan, şunları kaydetti:

''Bunu tabii zaman daha çok gösterecek. Taban puanlar genellikle yükseldi. Adaylar daha bilgili gidiyorlar üniversiteye. Geçen yıla göre bu yıl aynı programa girenler daha çok soru çözerek, daha bilgili giriyorlar.

Puanlar biraz o yüzden yükseldi çünkü tek sınav yerine birden çok sınav yapınca, herkesin kendine göre ağırlığı olunca, adaylar bütün derslere çalışma ihtiyacı duydu.

Bu sene daha isabetli, daha doğru seçim yapıldı ama tabii ne kadar daha iyi, bunu zaman gösterecek. Bence üniversiteler bunu zaman içinde, eğitimleri sırasında görecekler.

Mesela ben bir öğretim üyesi olarak, 1998'den 1999'a geçişte iki sınav arasındaki farkı farketmiştim. 1998'de biliyorsunuz sadece genel yeteneğe göre sınav yapılıyordu, lise müfredatına göre sınav yapılmıyordu ve gelen öğrencilerin yetersiz olduğu hissediliyordu.

1999'dan sonra gelen öğrencilerin daha iyi, daha yeterli, daha bilgili olduklarını bir öğretim üyesi olarak hissetmiştim. Bence, şimdi bu seneki değişikliğin üniversitelerdeki etkisi görülecektir.

Benim görüşüm, göstergeler de o yönde, bu sene üniversitelere daha bilgili ve o program için daha uygun, o programın gerektirdiği altyapıya daha sahip adayları gönderdik.

Mesela mühendislik programları ile tıp programlarına gidecek öğrencilerin seçimi daha isabetli oldu, çünkü aynı puan türüne göre değil, farklı puan türüne göre bu bölümlere öğrenci aldık.

Birisinde MF3 puanını, diğerinde MF4 puanını kullandık. MF3 puanı yüksek olanların tıpta, sağlık bilimlerinde başarılı olma şansları daha yüksek. Her programa gidenin o program için gerekli olan altyapı derslerindeki başarısı daha yüksek.

Çünkü daha çok soru çözerek gidiyorlar bu sene, soru sayıları da farklı. Geçen sene 10 soru sorduk fizikten, bu sene 30 soru sorduk...''

BOŞ KONTENJANLAR NEDEN YÜKSELDİ?

Bu yıl boş kontenjanların sayısının, 88 bin 571'den 110 bin 801'e yükseldiğinin anımsatılması üzerine Yarımağan, bu yıl üniversitelerin kontenjanlarının geçen yıla göre artırıldığına işaret ederek, ''Üniversitelerin kontenjanlarının artırılmasına paralel olarak boş kontenjanlar da yükseldi'' diye konuştu.

Boş kontenjanlar incelendiğinde adaylar için tercihte üç konunun önem taşıdığının görüldüğünü vurgulayan Yarımağan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Meslek yüksekokullarında boş çok. Daha sonra Kıbrıs'taki üniversiteler olmak üzere vakıf üniversitelerinde de boş çok.

Demek ki adayların tercihini birincisi ücret belirliyor, bir de programın hangi alanda ve nerede olduğu.

Yani programın nerede olduğu ve hangi program olduğu, ücretli olup olmadığı, bu üç faktör tercihleri belirliyor.

Devlet üniversitelerinin lisans programlarında da boşluklar var. Buralarda belirli programlar boş kalıyor çünkü istihdam konusu ön plana çıkıyor.

Benim dikkatimi çeken en çok boş programlar fen fakültelerindeki fizik bölümleri. Ayrıca ikinci öğretim programlarında, yani akşam eğitim yapan programlarda da çok boş var.

Birinci öğretimden daha çok ikinci öğretimde çok boş var.''

Boş kontenjanlara ek yerleştirme yapılacağına işaret eden Yarımağan, ek yerleştirme başvurularının üniversitelere kayıtlar tamamlandıktan sonra, Eylül sonu Ekim başı gibi başlayacağını belirtti.

Yarımağan, ek yerleştirmeler sırasında boş kalan 110 bin 801 kontenjanın yanı sıra, kayıtlardan sonra boş kalacak kontenjanlara da yerleştirme yapılacağını anlattı.

EK YERLEŞTİRME İÇİN UYARI

Ek yerleştirme için başvuracaklara önemli bir uyarıda bulunan Yarımağan, şunları söyledi:

''Merkezi yerleştirmede kontenjanı boş kalan programların minimum puanları yok. Minimum puanları olmadığı için ek yerleştirmede bu programları herkes isteyebilir.

Mesela bir programın 50 kişilik kontenjanı varsa burada 1 kişilik boş yer bile kalsa minimum puanı oluşmuyor. Böylece ek yerleştirmede burayı herkes tercih edebiliyor.

Ek yerleştirmede minimum puan kontenjanı dolan programlarda oluyor.

Eğer bir programın kontenjanı 50 ise biz oraya 50 kişiyi yerleştirmişsek ve oraya 1 kişi kayıt yaptırmadıysa, o 1 kişilik kontenjan için ek yerleştirmede tercih yapabilmek için o programa son yerleşen adaydan daha yüksek puana sahip olmak lazım.

Ama 50 kişilik kontenjanı olan bir programa kontenjan dolmadıysa onun minimum puanı yoktur, ek yerleştirmede herkes orayı isteyebilir.

Dolayısıyla ek yerleştirmede minimum puanı olmayacak çok sayıda program olacak. Özellikle vakıf üniversitelerinde.

Ek yerleştirme ciddi bir şanstır, yerleşmeyenler için. Oralarda isterlerse yerleşebilecekleri programlar bulabilirler.''

'İKİNCİ EK YERLEŞTİRMEYE GEREK YOK'

Ek yerleştirmelerde boş kontenjanların dolmaması halinde ikinci bir yerleştirme yapılıp yapılmayacağı sorusu üzerine Yarımağan, şöyle konuştu:

''Ona gerek yok. Gerek olacağını sanmıyorum çünkü aday birinci yerleştirmede istemeyip ikinci yerleştirmede isteyecek gibi bir durumun söz konusu olacağını sanmıyorum.

Bazı adaylar var mesela, sadece tıp istiyor ve yerleşemiyor. Mesela ek yerleştirmede tıplarda boş kontenjan pek yok ama aday 'tıp bölümüne puanım yetmedi eczacılıkta boş yer var, isteyebilir miyim' diye düşünüp fikir değiştirip orayı tercih ederse yerleşme şansları yüksek olur.''

Sınavsız geçiş dahil, tercih yapma hakkı bulunan 1 milyon 542 bin 583 adaydan 1 milyon 104 bin 763'ünün tercih gönderdiğinin anımsatılması üzerine Yarımağan, ''Bu, her sene böyledir.

140 puanı geçen herkes tercih yapma hakkına sahiptir. Zaten adayların bir kısmı lisans programlarına girmeyi amaçlıyor.

Onlar 180 puanı bulamayınca tercih yapmıyor veya 180'i geçse bile puanını yeterli bulmuyor ve tercih yapmak yerine gelecek seneyi beklemeyi tercih ediyor.

Tercih yapma hakkı olanların genelde yüzde 70'i tercih yapıyor. Bu oran bu sene de tuttu'' dedi.

Yarımağan, üniversitelerin geçen sene oluşan taban puanlarının bu yıl yeni sisteme benzetim çalışmasına göre oluşturulan puanlarda ''isabet sağlanıp sağlanmadığının'' sorulması üzerine Yarımağan, ''Son yerleşen adayın başarı sırası geçen seneki ile bu sene kılavuzda verdiğimizin arasında çıktı ama bazı programlar daha da geriye, bazı programlar da daha da ileriye gitti'' diye konuştu.

AA

Haber Ara