Dolar

34,8744

Euro

36,7325

Altın

3.040,44

Bist

10.122,52

Dünyada sel alarmı

Dünyanın birçok yerinde medyana gele sel felaketinden dolayı ölümler artıyor. Avrupa ülkeleri sel nedeniyle alarma geçti. Yüzlerce kişinin tahliye edilmesine karşın, birçok kişi hayatını kaybetti.

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-08-09 17:40:00

Dünyada sel alarmı
Haber Merkezi / TİMETURK

Asya, Afrika ve Avrupa'da bir yandan yoğun yağışlardan sel baskınları yaşanırken diğer taraftan aşırı sıcaklığın kuraklığa yol açması uzmanları düşündürüyor. İklim koşullarındaki değişimde küresel ısınmanın rol oynadığı tahmin ediliyor.

Ortada henüz somut bilimsel kanıtlar yok. Ama uzmanlar aşırı iklim koşullarının artışıyla küresel ısınma arasında kesin bağlantı bulunmasının kuvvetle muhtemel olduğunu belirtiyorlar. BM İklim Raporu’nu hazırlayan ekipte yer alan, Potsdam kentindeki iklim araştırmaları enstitüsünün uzmanlarından Stefan Rahmstorf iklimin ısınmasıyla sıcak dalgalarının ve kısa süreli yoğun yağışların arttığını söylüyor.

Küresel ısınmanın özelliği

İngiltere’deki sel manzaraları bundan beş yıl önce Almanya’nın Elbe nehri boyunca yaşanan sel felaketini hatırlara getiriyor. 2002 afetinde 21 kişi ölmüş, 300 bin kişi de maddi kayba uğramıştı. “Küresel ısınmanın yağışları arttırmasına ısınan havanın genişleyerek daha fazla buhar toplaması yol açıyor”, diyen Rahmstorf buna İngiltere’deki hava şartlarını örnek gösteriyor.

2007 haziranı, İngiltere’de yağış rekoru kırılan yaz ayı olarak tarihe geçecek. Ancak haziranın aynı zamanda çok da sıcak geçtiğini söyleyen Alman uzman, “oysa yağışın bol olduğu ayların nispeten serin geçmesi gerekirdi” diyerek aşırı iklim şartlarının aynı zaman dilimine rastlamasının da küresel ısınmanın bir özelliği olduğunu vurguluyor.

Aşırı yağışlar sel getiriyor

Frrankfurt’taki Atmosfer ve Çevre Enstitüsü’nün direktörü Profesör Christian Schönwiese de aşırı iklim şartlarıyla karşılaşma ihtimalinin arttığından söz ediyor. Almanya’nın gelecekte yazı nasıl geçireceği sorusuna verdiği yanıt ilk bakışka çelişkili görünüyor. Schönwiese’ye göre Almanya’nın doğusunda yazlar sıcak ve kurak geçecek. Mevzi sağanak yağışların süresi kısa ama şiddetli olacak. Bilimadamları nehirlerin taşmasına bu kıvamdaki yağışların yol açtığını hatırlatıyorlar.



Ancak uzmanlar çok eskiden de sel ve su taşkınlarının olduğunu ve İngiltere’de yaşanan son günlerin sel felaketini tek başına iklim değişikliği ile gerekçelendirmenin doğru olmadığını belirtiyorlar. Yaptıkları benzetme de şu: Hileli zarla sürekli altı atılabilir ama hangi altının manipülasyona, hangisinin ise ihtimal hesaplarına borçlu olunduğu saptanamaz.

1893'ten beri en sıcak yıl

Yağışların ve ortalama sıcaklığın arttığı ise yadsınamaz. Almanya 1893 sonrasının en sıcak oniki ayını geçirdi. Sıcaklıkla birlikte buharlaşma da artıyor ve atmosfere daha fazla enerji yüklenmiş oluyor. Öncelikle İngiltere ve Almanya üzerinden Akdeniz’e uzanan alçak basınç sistemleri güneyden yüklediği rutubeti Alpler bölgesinde aşırı yağmura dönüştürüyor. Akdeniz, orta Avrupa’nın sel felaketlerine su kaynağı oluyor. Meteoroloji uzmanlarının en büyük sıkıntısı şiddetli sağanakları önceden kestirme imkanının dar olması. Araştırmacılar şimdilik sadece şiddetli yağış ihtimalindeki değişikliği hesaplayabiliyorlar.

Küresel ısınma afet getiriyor

Geçen hafta sonu etkili olan ve saatteki hızı zaman zaman 150 kilometreye kadar ulaşanan 'Sintia' kasırgasında ölenlerin sayısını 50'yi aştı. Özellikle Fransa'da kasırga nedeniyle bir anda hayat felç oldu. Kuzey Afrika ve Portekiz'e bağlı Madeira adasında ise şiddetli yağış, onlarca can aldı. Arka arkaya meydana gelen ve büyük can ve mal kaybına yol açan bu meteorolojik felaketlerden sonra 'Acaba tüm bunlar küresel ısınmanın bir sonucu mu?' sorusu da akıllara geliyor.

Olumsuz gelişmelerin habercisi değiller

Karlsruhe'deki Teknoloji Enstitüsü'nden meteorolog Bernhard Mühr, Avrupa'yı kasıp kavuran Sintia kasırgası ve benzeri meteorojik olayların, ille de olumsuz gelişmelerin habercisi olarak algılanmaması gerektiğini söylüyor:

'Sintia elbette ender görülen bir doğa olayıydı. Gerçi son yıllarda yaşadığımız diğer kasırgalara bakacak olursak, örneğin bundan iki yıl önce etkili olan 'Emma' çok daha şiddetliydi. Aynı şekilde 2007 yılındaki 'Kyrill' kasırgası da öyle. Ama şunu belirtmekte yarar var: Orta Avrupa'da ve Almanya'da yaşanan soğuk hava dalgası bizim kış koşullarımıza göre tamamen normal bir durum. Bunlar sadece düzensiz bir şekilde ortaya çıkıyor, hepsi o.'

Önceden tespit edilmesi güç meteorolojik koşullar

Meteoroloji uzmanı Mühr, günümüzde 'Sintia' gibi kasırgaları önceden tespit etmenin mümkün olduğunu belirtiyor. Ancak Mühr, yine büyük felaketlere yol açan ama küçük bir alanda ya da yerel olarak ortaya çıkan meteorolojik koşullarının, önceden tahmin edilmesinin çok güç olduğunu kaydediyor. Örneğin, geçtiğimiz günlerde Portekiz'in Atlantik Okyanusu'ndaki adası Madeira'da meydana gelen ve yaklaşık 42 kişinin ölümüne yol açan veya Fas'taki bir minarenin yıkılmasına neden olan şiddetli yağışlar gibi. Mühr, bu bölgelerde her zaman benzer felaketlerin hesaba katılması gerektiğini ifade ediyor.

'Madeira adasındaki durum gerçekten alışılmadık bir felaketti. Yağış çok şiddetliydi; Afrika'da da aynı şekilde... Ama yine şunu belirtmekte fayda görüyorum: Eğer bu bölgelerde yağmur yağarsa, bu genelde çok yoğun bir şekilde oluyor. Bu durum fırtanayla beraber ortaya çıktığında ortalığı yakıp yıkıyor. Çünkü o zaman yağışların şiddeti artıyor. Bunun sonucunda da can ve mal kaybına yol açan sel felaketleri yaşanıyor. Ve bunlar son derce hızlı bir şekilde cereyan ediyor."

İklim değişikliği ile ani iklim değişimlerinin farkı

Kiel Üniversitesi'ne bağlı Leibniz Enstitüsü'nden iklim profesörü Moyib Latif, yaşanan alışılmadık hava koşullarından, örneğin Almanya'da bu kış uzun süre karın yerden kalkmamasından, küresel ısınmaya dair genel bir çıkarım yapılamayacağını belirtiyor. Professor Latif, biliminsanlarının iklim değişikliğiyle, ani iklim değişimi arasındaki farkı sık sık açıklamak durumunda kaldıklarını söylüyor:

'İklim değişikliği, sanki yıldan yıla artan bir sıcaklıkmış gibi doğrusal olarak kademeli gelişen bir süreç değil. Çok sayıdaki iklim olayının bileşiminden meydana gelen bir süreç bu. Son 100 yıldaki iklim değişikliklerini 'düzenli' değil, tam tersine 'düzensiz' olarak nitelendirmemiz gerekiyor. O nedenle uzun bir zaman dilimini hesaba katarak bakmakta fayda var. İşte o zaman dünyanın giderek ısındığı bariz bir şekilde görülür.'

Hindistan'da sel felaketi: 150 ölü

Hindistan’ın Keşmir eyaletindeki Ladakh himalaya bölgesinde yaşanan sel felaketinde ölü sayısı 150’ye yükseldi. Yüzlerce kişi halen kayıp, yetkililer bilançonun ağırlaşmasından endişe ediyor.

Geçen Perşembe-Cuma gecesi bastıran ani yağmurlar yıkıcı sonuçlara yol açtı. Ladakh’ın başlıca kenti Leh’te evler, yollar, köprüler ve elektrik hatları sulara kapıldı.

Leh’te polis kaynaklarına göre şu an itibariyle 150 ölü, 400 yaralı var. İlk yardım ekipleri başta Choglamsar köyünde olmak üzere çok sayıda kişinin sular altında kaldığından endişe ediyor.

Binlerce asker ve polis de kurtarma çalışmalarına katılarak, yıkılmış evleri arıyor, yaralıları tedavi etmeye çalışıyor.

Dünya mirası tehlikede

Almanya-Polonya sınırındaki Neiße nehrinde sel sularının bugün 7 metreye ulaşması bekleniyor. Almanya’nın sınır kasabası Bad Muskau’da çok sayıda kişi evlerini terk etmek zorunda kaldı. Sel sularının, UNESCO Dünya Mirası listesinde bulunan, doğa güzelliği ve tarihi binalarıyla tanınan Fürst-Pückler-Park’ına büyük zarar vermesinden endişe ediliyor. Parktaki tarihî binalar, yerleştirilen binlerce kum torbası ile sel sularından korunmaya çalışılıyor.

Brandenburg eyaleti için tehlike

Kuzeye doğru ilerleyen sel suları, Saksonya eyaletinin ardından Brandenburg eyaletinde de alarma geçilmesine yol açtı. Eyalet yetkilileri, Neiße ve Spree nehirlerinde su yüksekliğinin onlarca yıldır görülmeyen seviyelere ulaşacağını belirterek, yurttaşları uyardı. Bölge için alarm düzeyinin, bugün akşam ya da yarın sabah, en yüksek seviye olan dörde çıkartılması bekleniyor.



Doğu Avrupa’yı etkisi altına alan yoğun yağışlar, hafta sonunda Polonya'da baraj ve setlerin yıkılmasına, çok sayıda yerleşim yerinin sular altında kalmasına yol açmıştı. Hafta sonunda sel felaketinden en fazla etkilenen yerler olan sınır kentleri Görlitz ve Ostritz’de bugün suların çekilmeye başladığı, ancak halen demiryolu ulaşımının yapılamadığı, birçok yerleşim yerine elektrik verilemediği kaydediliyor.



Haber Ara