Yavuz Bülent Bakiler'den TRT'ye boykot
Bir dönem TRT'de görev yapan Türkiye gazetesi yazarı Yavuz Bülent Bakiler, artık TRT'de hiçbir programa katılmayacağını açıkladı.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-08-07 12:13:00
TRT programlarına artık katılmayacağım
Geçen gün, Diyanet İşleri Başkanlığından beni aradılar:
-"Biz, TRT AVAZ'la ramazan programları yapıyoruz. Geçen yılki programımıza katılmıştınız. Bu yıl yine, bir ramazan programında, sizinle birlikte olmak istiyoruz."
-TRT programlarına katılmamak için yemin ettim. Sizden önce de TRT kurumundan iki başvuru oldu. Onlara da hayır dedim. Bu genel müdür ve bu zihniyet TRT'ye hâkim olduğu müddetçe, orada ismimin geçmesini bile istemiyorum!
Bu kararımın elbette bir sebebi var: Memuriyet hayatımın 8 yılı TRT kurumunda geçti. Zaman zaman, kendimi bir Bulgar radyosunda veya Moskova televizyonundaymışım gibi hissettim. Mesela: ŞU ÇILGIN TÜRKLER kitabının yazarı Turgut Özakman'ın Merkez Program Dairesi Başkanı olduğu zamanda TRT kurumuna girdim. (1964) Ankara Radyosu'nun Dış Yayınlarında çalışırken POSTA KUTUSU programında, Yurt dışından gelen mektuplara cevap veriyordum. Bir gün, Almanya'dan bir mektup geldi. İşçilerimizden biri soruyordu: "Sovyet Rusya da ABD yardımı aldı mı, almadı mı? Burada, bu konuda aramızda büyük münakaşalar oluyor! Lütfen bizi aydınlatır mısınız? diyordu."
Bu konuyu etraflı olarak ele aldım. 1945 yılında Stalin'in ABD Başkanı Roosevelt'le Yalta'da görüştüğünü, ABD'den 110 milyon dolar nakdi yardım aldığını, ayrıca yeni bir devleti kuracak kadar da aynî yardım kopardığını belirttim. Daire başkanımız Nurten Görün idi. "Sen, Sovyet devrimini küçümsüyorsun!" diye öfkelendi.
"Bu program devletimizin dış politikasına aykırıdır" dedi. Direttim. Konuyu Turgut Özakman'a götürdü. Özakman da "kaynak gösterilmek şartıyla yayınlanır" diye şart koştu. Kaynağımı gösterdim. Program yayınlandı ama beni de yayından çektiler. Bana 2 yıl, sadece zarf açma vazifesi verdiler. İstifa ettim.
1976 yılında Ankara Televizyonuna girdim. ANADOLUDA ESKİ TÜRK BAŞKENTLERİ konulu 9 bölümlük bir dizi program hazırladım. Öfkeden kudurdular ve beni TRT'nin Güniz Sokaktaki misafirhanesinin bodrum katına sürdüler. Orada 2 yıl cezalandırdılar.
Doğan Kasaroğlu genel müdür olunca, program yayınlandı. Türkiye çapında çok büyük bir ilgi gördü. Daha önce beni cezalandıranlar, yanıldıklarını söylediler (TV Daire Bşk. Yılmaz Dağdeviren)
Bu yıl Mart ayında, Nevruz bayramı dolayısıyla TRT İstanbul TV'si beni canlı yayına davet etti. Nevruz Bayramı üzerine sorular sordu. Dedim ki: "Ben yeni kurulan Türk Cumhuriyetlerine 10 defa gidip geldim. Nevruz, milletimizin 3500 yıllık yeni yıl bayramı. Türkistan'daki ismi: YENKİ KÜN veya ULISTIN YENKİ KÜNÜ'dür. Özbekistan'daki Nevruz kutlamalarına katıldım. Muhteşemdi. Müthiş bir heyecan duydum. Türkmenistan'da Nevruz günlerinde bütün büyük dükkânlar, sarı, kırmızı, yeşil renkli bayraklarla süsleniyor. Prof. Osman Turan Selçuklu Tarihinde diyor ki: “100 bin kişilik Selçuklu orduları sarı, kırmızı, yeşil renkli sancaklarla yürüyorlardı." Bizde de Cumhuriyetin ilk yıllarında, Nevruz şenlikleri resmen yapılıyordu.
Benim bu açıklamalarım üzerine, Ankara'nın emriyle yayını derhal kestiler. Araya reklam girdiler ve beni yayından çıkardılar. İstanbul'daki yayıncılar, çok çok özür dilediler. Evime çiçek gönderdiler. TRT'nin o gafletini bu sütunda: "TRT Genel Müdürüne derim ki..." başlığıyla yazdım. Genel Müdürün kılı bile kıpırdamadı. Bu köksüzlüğü bu gafleti, korkuyu, cehaleti anlayabilmiş değilim. TRT programlarına artık çıkmamaya karar verdim.
Haber Ara