Dolar

34,9527

Euro

36,6017

Altın

3.024,39

Bist

10.058,63

FBI bu aydından neden korkuyor?

FBI, Ocak ayında kaybettiğimiz savaş karşıtı ABD'li muhalif, tarihçi, akademisyen ve aktivist Howard Zinn'in peşine neden beş ajanı taktı. Ajanlar, Zinn hakkında nasıl bir rapor hazırladılar?

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-08-07 12:39:00

FBI bu aydından neden korkuyor?
Chris Hedges* / TİMETURK

Pazartesi günü hapisteki mahkûmlara dönemin son Amerikan tarihi dersini vereceğim. Biz beş haftayı Howard Zinn’in "A People's History of the United States” adlı kitabını okuyarak geçirdik. Ders cezaevinin bodrum katında küçük bir oda içinde veriliyor. Ben metal bir detektörden geçiyorum, bir gardiyan üzerimi arıyor ve üç demir kapıdan geçip öğrencilerime ulaşıyorum. Biz Karayipler ve Amerika’daki yerlilerin İspanya tarafından soykırıma uğratılmasını, ABD'deki bağımsızlık savaşını ve Amerikan yerlilerinin utanç verici şekilde katledilmesini işledik derslerde. Köleliği, Meksika-Amerika Savaşını, İç Savaşı, Küba ve Filipinler’in işgal edilmesini, Yeni Düzeni, iki dünya savaşını ve Amerikan toplumuna zarar vermeye devam eden ırkçılık, kapitalist sömürü ve emperyalizmin mirasını inceledik.

Zinn’in yaptığı gibi biz de bu sorunlara şu kesimlerin gözünden baktık: Kızılderililer, göçmenler, köleler, kadınlar, sendika liderleri, zulüm gören sosyalistler, anarşistler ve komünistler, köleliğin kaldırılmasından yana olanlar, savaş karşıtı aktivistler, sivil haklar mücadelesinin liderleri ve yoksullar. Ben, Bois Du W.E.B Frederick Douglass, Sojourner Truth, Chief Joseph, Henry David Thoreau, Randolph Bourne , Malcolm X ya da Martin Luther King’den bir pasajı yüksek sesle okurken öğrencilerin "Lanet olsun" ya da "Kandırıldık" dediğini duyardım.

Zinn'in bilgi birikiminin gücü, 30 Temmuz’da Zinn üzerine 423 sayfalık bir dosya yayınlayan FBI’ın onu neden bir tehdit olarak gördüğünü açıklamaktadır. Benim geçen birkaç hafta içinde Zinn’den aktardığım bilgiler, çoğunluğunu Afrikalı-Amerikalıların oluşturduğu gençlerin, kendi tarihleri ve yoksullar için sefaleti, elitler içinde açgözlülüğü ve ayrıcalıkları sürdüren yapılar hakkında bilinçlenmelerini sağladı.

Zinn Ocak ayında 87 yaşında öldü, şiddet savunucusu değildi ve hükümetin devrilmesi desteklemiyordu; bunu birkaç kez FBI sorgusunda da söyledi. O hakiki entelektüel düşüncenin nasıl her zaman huzur bozucu olduğunun son derece güzel bir örneğiydi. Entelektüel düşünce her zaman gerek siyasi ve ekonomik yapılara gerekse hâkim varsayımlara meydan okur. O, tavizsiz bir ahlaki özerkliğe ve kişisel cesarete dayanır ve iktidar seçkinleri tarafından hep "siyasi” diye damgalanır. Zinn şiddet yanlısı bir devrimci ya da komünist olduğu için değil korkusuzca doğruyu söylediği için bir tehditti.

FBI dosyasının soğuk cansız sayfaları 1974-1948 dönemini kapsıyordu. Bir noktada beş ajan Zinn’i takip etmekle görevlendirmiş. Ajanlar bilgi isteyen işverenleri, meslektaşları ve ev sahiplerini defalarca telefonla aramışlar. Her ne kadar Zinn hiçbir zaman bir suç zanlısı olmadıysa da FBI, sonunda Zinn’i yüksek güvenlik riski taşıyor diye etiketledi. Zinn’in faaliyetlerine kişisel bir ilgi duymuş J. Edgar Hoover, 10 Ocak 1964 tarihinde yazdığı bir bildiride Zinn’i "Rezerv Endeksi, Bölüm A," içine aldı: ajanlara ulusal acil durum halinde Zinn’i derhal tutuklayıp hapse atma yetkisini veren bir sınıflandırma. Dr Sami Al-Arian’den Fahad Hashmi’ye kadar uzanan yelpazedeki Müslüman eylemciler hiçbir şeyin değişmediğini size söyleyebilirler.

Dosya ulusal güvenlik durumumuzun saçmalığını, boşluğunu ve sefaletini ortaya koymaktadır. Ve aynı dosya, güvenlik kurumlarımızın vasat veya kıt istihbarata, şüpheli ahlâka ve yetersiz sağduyuya sahip kimselerle çalışmayı tercih ettiğini göstermektedir. Sözgelimi, bir muhbirin daha sonra FBI yöneticisi olacak Hoover’a gönderdiği, Zinn’in bir yazısı hakkındaki imla hatalarıyla dolu bir mektuba bakalım:
“Ben İndiana, Michigan City’deki dişçimi ziyaret ederken," diye yazıyor muhbir, "bu broşür arabama bırakılmış, ben de size postalıyorum, sanırım bir REHİNE çağrısı değil de BARIŞ çağrısı. Bölgeye son birkaç yıl içinde bir dizi etnik grup göç etti. Bir savaş hali içindeyiz! Ve bu broşür, Hükümetimizin hedeflerine yardımcı olacak gibi görünmüyor."

Peki ya bir ajan ile Doris Zinn diye teşhis edilen biri arasındaki buluşmaya ne demeli? Ajanın, Zinn’in kız kardeşi dediği Doris Zinn ile "uygun bir bahane” doğrultusunda görüşme yapılmış. Kız, ağabeyinin "Brooklyn’deki Amerikan İşçi Partisi Genel Merkezinde çalıştığını" kabul ediyor. Kaydedilen tüm yararlı bilgiler bunlar. Aslında Zinn’in bir kız kardeşinin olmaması soruşturmaların kalitesini ve onları yürüten ajanların çapını gözler önüne sermektedir.

Kasım 1953 tarihinde FBI ajanları bir muhbir olarak Zinn’in işe alınmasına yönelik beceriksiz bir girişime, Zinn’in “bilgi vermeye yanaşmayacağını” ve “ZINN ile yapılacak ilave görüşmelerin onu şimdiki tavrından vazgeçiremeyeceğini” kabul eden bir girişime dair ayrıntılı bir açıklama kaleme aldılar. "Bir yıl sonra, başka bir sorgulamanın ardından bir ajan, Zinn’in "hiçbir koşulda başkalarının siyasi görüşleri ile ilgili bilgi vermeyeceğini veya tanıklık etmeyeceğini belirterek görüşmeyi sona erdirdiğini" yazdı.

Zinn 1950'lerdeki anti-komünist cadı avıyla işbirliği yapmayı inatla redderken, okul müdürleri ve kolej yöneticileri Zinn gibi, entelektüel ve ahlaki bağımsızlık sergileyenlerin dersliklerini tasfiye etmekle meşguldüler. Profesörler, ilköğretim ve lise öğretmenleri ve kamu çalışanları –özellikle sendikalarının müşterilerini savunduğu sosyal hizmet görevlileri- yaygın şekilde sessiz sedasız işten çıkarılıyordu. Şüpheli "Kızılların” isimleri FBI'ın "Sorumluluk Programı” kapsamında yöneticilere ve okul yetkililerine teslim edilmişti. Kimlerin işten çıkarılacağına karar vermek neredeyse hepsi boyun eğmiş kurumlara kalmıştı. Nadiren savunma yapılırdı. Kurbanların önüne herhangi bir delil sürülmezdi. Savunmalar genellikle birdenbire sona erdirilirdi. Kara listede olanlar hummalı bir şekilde işten atılırdı. Tarihçi Ellen Schrecker bu süreçte kara listeye alınanların 10.000 ile 12.000 kişi arasında olduğunu tahmin ediyor.

FBI yıllarca şüpheli gördüğünü Zinn’i takip edip onun hakkında içiboş ve sıradan bilgiler toplamak için gazete makalelerini kesip biriktirdi. Zinn’in komşularından olan Bayan Matthew Grell, 22 Şubat 1952 tarihinde, Zinn ile birlikte başka bir komşusu olan Bayan Julius Scheiman’ın "ya komünist ya da komünist sempatizanı" olduğunu, çünkü "Bayan Scheiman’ın evinde Daily Workers nüshaları gördüğünü ve Bayan Scheiman’ın Howard Zinn’in iyi bir arkadaşı olduğunu fark ettiğini" ajanlara söyledi.
Zinn bunu defalarca yalanlasa da FBI, onu Komünist Parti’nin eski bir üyesi olarak lanse ediyordu ve Zinn eskiden beri siyah kadınların koleji olagelmiş Spelman’da ders verip medeni haklar hareketinde faaliyet gösterirken FBI onu gözetim altında tutuyordu. Zinn öğrencilerin Şiddetsiz Dayanışma Komitesi’nde de görev aldı. Öğrencilerini sınıftan çıkarıp medeni haklar için yürüyüşe götürüyordu. Spelman’ın müdürü bundan hoşnut değildi.
“I was fired for insubordination,” Zinn recalled. “Which happened to be true.”

"Ben itaatsizlik yüzünden görevden alındım" diye hatırlatıyor Zinn. "Bu gerçek sonradan ortaya çıktı."
Zinn 1962 yılında "yerel polisin siyahların Anayasal haklarını açıkça ihlal etmesini" kınadı ve "FBI’ın Zenci halk adına tek bir tutuklama bile yapmadığını” belirtti. Zinn’in sözlerini aktaran ajan Zinn’in konumunun "önyargılı ve taraflı olduğunu” söyledi. 1970 yılında Zinn, Boston polis merkezinin önünde tutulan Kara Panterler’in lideri Bobby Seal’ın serbest bırakılması için bir mitinge özel konuşmacı olarak katıldı. Onunla Boston Üniversitesi'nde birlikte çalışmış görünen bir muhbirin bildirdiğine göre Zinn kalabalığa "bir polis merkezinde gösteri yapmanın zamanı gelmişti" dedi. “Her ülkede polis felakettir ve Amerika Birleşik Devletleri de bunun istisnası değildir."
"Amerika uzun zamandır bir polis devleti haline gelmiş durumda" diye devam ediyor Zinn. "Ben polisin silah taşımaması gerektiğine inanıyorum. Onların silahsızlanmaları gerektiğine inanıyorum. Silahlı polis hem kendisi hem de toplum için bir tehlikedir."

Ajanlar isimsiz üniversite kaynağının Boston Üniversitesi'nde tarih profesörü olarak görev yapan Zinn’in işten çıkarılması için bir kampanya başlatmasına nasıl yardımcı olacaklarını bulmak için dosyadaki bilgilere dalıyorlar.

"Zinn’i BÜ’den uzaklaştırma çabası içinde BÜ Yönetim Kurulu’nun toplantıya çağrılması yönünde niyet [Düzeltilmiş] beyan edildi [Düzeltilmiş]. Boston, Büro’nun izniyle öngörülen program doğrultusunda, Zinn’i görevden uzaklaştırma çabalarını desteklemek için 31 1 1968’de Hanoi’ye yaptığı seyahat de dâhil olmak üzere sayısız savaş karşıtı eylemleriyle ilgili kamu kaynağı verilerini sunmayı [Düzeltilmiş] öneriyor."

Zinn ve radikal Katolik rahip Daniel Berrigan üç savaş esirini yurduna getirmek için Ocak 1968’de Kuzey Vietnam’a birlikte yolculuk etmişlerdi. Bu yolculuk FBI tarafından yakından izlendi. Hoover başkana, dışişleri bakanına, CIA yöneticisine, Savunma İstihbarat Örgütü’nün yöneticisine, Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na, Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na ve Beyaz Saray’daki durum odasına geziyle ilgili şifreli bir telgraf gönderdi. Ve sonra Berrigan’ın taslak kayıtlarını imha ettiği için hapse atılmasının ardından, Zinn FBI’ın kayıtlarına göre bazılarına seyrek katılımın olduğu halk mitinglerinde rahibin savunmasını defalarca destekledi. FBI, Berrigan ve kardeşi Philip ziyaret etmek için Connecticut’taki Danbury Federal Cezaevi’ne giden Zinn’i izledi.

Dosyaya göre, İkinci Dünya Savaşı’nda bir bombacı olan Zinn 1972’de şöyle demiş: "Toplu cinayetler olur, işte savaş budur, çünkü insanlar bölünmüştür ve düşünmezler... Hükümet halka hizmet etmediği zaman itaati hak etmez... Vatansever olmak için, bazen hükümetinize karşı gelmeniz gerekebilir."
Zinn kendisine ve Noam Chomsky’e Pentagon Papers’in (Pentagon Yazıları) bir kopyasını veren Daniel Ellsberg’in duruşmasında ifade verdi. İki akademisyen, bölümleri The New York Times gazetesinde çıkmış Vietnam Savaşı hakkındaki gizli belgelerin editörlüğünü yapıp 1971 yılında dört cilt halinde yayımladılar.

“Pentagon Belgeleri’nin jüri duruşması sırasında, Zinn ‘Vietnam’daki savaşın ABD’nin savunulması değil de özel çıkarları olan bir savaş’ olduğun belirtti" diye yazıyordu FBI dosyasında.

İnsan dosyanın sonuna geldiğinde Zinn’e derin bir saygı duyuyor ve onu takip edip denetleyen FBI’daki soytarı görevlilere derin bir nefret besliyor. İç güvenlik aygıtımızın yoğun şekilde genişlemesiyle işlerin iyiye gittiğini düşünmek için bir sebep yok. Dana Priest ve William M. Arkin tarafından yapılan bir Washington Post araştırmasına göre, bugün Amerika genelinde yaklaşık 10.000 yerde terörle mücadele, yurt güvenliği ve istihbaratla ilgili programlar üzerinde çalışan 1.271 kamu kuruluşu ve 1931 özel şirket var. Post gazetesi bu kuruluşların, hepsi de çok gizli güvenlik iznine sahip yaklaşık 854.000 kişiyi istihdam ettiğini bulguladı. Eylül 2001'den bu yana Washington, DC ve çevresinde çok gizli istihbarat çalışmaları için 33 bina kompleksi yapım aşamasında ya da inşa edilmiş durumda. Gazetenin bildirdiğine göre hep birlikte bu binalar neredeyse üç Pentagon veya 22 ABD Capitol binası büyüklüğünde: yaklaşık 1,5 milyon metre kare.

Biz Zinn için açılan dosyalar kadar aptalca ve faydasız, görülmemiş hacimlerde gizli dosyalar toplayıp kapsamlı denetim ve tacizler yürütüyoruz. Ve bundan çeyrek asır sonra belki de bizler gizlice üzerimize salınmış on binlerce beyinsiz araştırmacının son kuşağının çalışmalarını inceleme imkânına kavuşacağız. Zinn’i takip eden ajanların herhangi biri zamanını nasıl boşa harcadığını hiç fark etmiş midir? Çevremizde bizi takip edenler nasıl yönlendirildiklerini biliyorlar mı acaba? Onlar, asıl amaçlarının, Zinn’in durumunda olduğu gibi, terörü önlemek değil de toplumsal hareketleri gözden düşürüp çökertmek ve elitleri onları ifşa edecek olanlardan korumak olduğunu kavrıyorlar mı?

Zinn kitabı benim sıkışık sınıfta saygıyla anılmaktadır. Saygıyla anılmasının sebebi, bu adamların güçlülerin sergilediği yalanları, manipülasyonu, yoksulluğu, istismarı ve ırkçılığı yakinen bilmeleridir. Zinn onların ve atalarının seslerini kaydetti. Bunun için ona saygı duyuyorlar. Zinn gücü olmayanların, ayrımcılık ve istismar mağduru olanların, adalet için mücadele edenlerin hikâyelerini dinlemezsek, ayrıcalıklı olanların çıkarlarına hizmet eden uyduruk mitleri papağan gibi tekrarlayacağımızı biliyordu. Zinn efsane değil tarih yazmak için yola çıktı. Ve o, bu mitlerin içyüzünün ortaya çıkarıldığı anın, umudun başlangıcı olduğunu biliyordu.

"Eğer Sen bir Kızılderili olsaydın," diye soruya başladı öğrencilerimden biri geçenlerde, "Kolomb ile Hitler arasında ne fark olurdu?"

*Chris Hedges: 18 Eylül 1956 doğumlu Amerikalı gazeteci, savaş muhabiri. 15 yıl New York Times gazetesibde çalıştı. 2002'de bir grup meslektaşıyla birlikte Pulitzer ödülünü ve aynı yıl Uluslararası Af Örgütü'nden insan hakları küresel gazetecilik ödülü aldı.

Bu makale Orhan Düz tarafından timeturk.com için tercüme edilmiştir.

SON VİDEO HABER

Polis memuru, ölümüne neden olduğu gencin ailesinden af diledi

Haber Ara