'NATO sistematik biçimde sivilleri öldürüyor'
MAZLUMDER Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal NATO'nun Afganistan'da işlediği savaş suçlarına dair belgelerle ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-08-04 16:49:00
9 yıl önce başlayan haksız işgalin kurbanı olan Afganistan'da Amerika'nın ve ortaklarının işledikleri suçlara her geçen gün yenileri ekleniyor. Geçtiğimiz günlerde"wikileaks" adlı internet sitesinde yayınlanan belgelerde de açıkça görüldüğü gibi bugüne kadar Taliban'a ve El Kaide'ye karşı yürütüldüğü söylenen savaşın gerçek ve sistematik hedefleri siviller olmuştur.
Belgelerde sivillerin hedef alındığı 144 olaydan bahsediliyor. Bu olaylarda 195 kişinin öldüğü 174 kişinin de yaralandığı belirtiliyor. Ancak bunlar sadece raporlanabilen vakalara ait rakamlardır. Buna gündelik olaylarda yaşananlar da eklenince sivil ölümlerin ABD'nin iddia ettiği gibi yanlışlıktan ileri gelmediği katliamların çoğunun bilinçli ve sistematik bir biçimde gerçekleştirildiği ortaya çıkıyor.
ABD ve NATO'ya bağlı işgal ordusu Afganistan'da bugüne kadar sayısız suç işlemiştir. Söz konusu suçlar insan hakları örgütlerince defalarca dile getirilmesine rağmen ulusal ve uluslararası mekanizmalar iddiaları dikkate almamış ve yaşananları göz ardı etmiştir. Halihazırda tartışma konusu olan şey ise söz konusu belgelerdeki savaş suçları ya da insanlık suçları değil belgelerin nasıl servis edildiği ve işlendiğidir.
NATO AFGANİSTAN'DA SİSTEMATİK BİÇİMDE SİVİLLERİ ÖLDÜRÜYOR
9 yıldır ülkede işlenen savaş suçları uluslararası kurumların dikkatini çekmediği gibi ülkede asker bulunduran diğer ülkeler de bu suça ortak olmaktadır. Türkiye'nin böylesi bir işgal organizasyonunun içinde halkı Müslüman olan tek ülke olarak hala bulunuyor olması söz konusu suçlara önemli bir meşruiyet sağlamaktadır. Türkiye, Afganistan'daki misyonunu her ne kadar muharip olarak tanımlamasa da, ISAF komutasını devralarak, Afganistan'da ABD öncülüğündeki NATO işgal gücünün bir parçası olmuştur.
NATO, Afganistan'da bugüne kadar birçok savaş suçu işlemiştir. 2008 yılında Herat bölgesinde yapılan hava saldırısında ve 2009 Mayıs ayında Ganj Abad bölgesine bağlı bir köyde sivillerin hedef alındığı bombardımanlarda aralarında çok sayıda bebek ve yaşlının da olduğu iki yüzden fazla insan katledilmiştir. En son 2009 Eylül ayında gerçekleşen Kunduz şehrine yönelik hava saldırısında ise NATO uçakları petrol tankerinin yakınında bulunan 142 kişiyi hedef almış ve sivillerin çoğunun yanarak ölümüne sebep olmuştur.
Her gün bombalanan evlere ve öldürülen sivillere dair haberler ajanslara düşmektedir. Buna ek olarak Bagram gibi üslerde haksız olarak tutulan binlerce Afgan vatandaşı çeşitli işkencelere maruz kalmaktadır. Haksız tutuklamalar, keyfi gözaltılar ve yargısız infazlar gündelik hayatın bir parçası olmuştur. Yaşanan bu şiddet sarmalının birinci dereceden mağdurları sivillerdir. NATO ve Amerikan güçlerinin ülkede işledikleri suçlara dair sayısız doküman ve belge halihazırda mevcuttur. Sorumluların uluslararası mahkemelerde yargılanmasına yetecek deliller zaten elde mevcut olmasına rağmen 9 yıldır suçlulara yönelik herhangi bir şey yapılmamıştır. Bu yönüyle elde edilen yeni dokümanlar bu gerçeği değiştirmeyecektir.
ABD ve koalisyon güçlerinin gerçekleştirdiği bu savaş suçları Afganistan'ı sivillerin sistematik bir biçimde öldürüldüğü av sahasına dönüştürmüştür. İşlenen bu suçların sorumlularına dair hukuki bir karşılığın olmasını bekliyoruz; aksi durumun, meşruluğu git gide tartışılır hale gelen uluslararası hukukun çifte standardını gözler önüne sereceğine inanıyoruz.
Bölgede insanlık suçu işlendiğini açıkça ortaya koyan bu belgelerin ortaya çıkmasından sonra Türkiye Askerinin işgal misyonunda halen yer alıyor olması kabul edilemezdir.
MAZLUMDER TSK'nın bu kirli savaştan çekilmesi ve işlenen insanlık suçlarına ortak olmaması çağrısını da bir kez daha yineleyerek; Başta T.C. Başbakanı Recep Tayip Erdoğan'ın, T.C. resmi makamlarının ve Türkiye kamuoyunun Gazze saldırıları esnasında göstermiş oldukları haklı tepkiyi Afganistan için de ortaya koymaları ve TSK'nin Afganistan'da üstlendiği görevin acilen sona erdirilerek işgal misyonundan çekilmesi gerektiğini hatırlatmaktadır.
Haber Ara