Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Davutoğlu dogması ve Ortadoğu

Kathimerini gazetesinin 27 Temmuz 2010 tarihli sayısında ve yukarıdaki başlık altında, Bilkent Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi Profesörü ve Yunanistan Avrupa ve Dış Politika Vakfı (ELİAMEP) üyesi İoannis Grigoriadis imzasıyla yayımlanan yorumunda şunlar yer verildi:

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-07-28 12:05:00

Davutoğlu dogması ve Ortadoğu
Türkiye'nin Orta doğu'da siyasi ve ekonomik konularda varlığını dinamik bir şekilde göstermesi "Davutoğlu dogması"nın uygulanmasının en önemli etkilerinden biridir. Ahmet Davutoğlu, gerek Başbakan Erdoğan’ın dış politika danışmanı olarak gerek Türkiye Dışişleri Bakanı olarak, Orta Doğu'nun Türk dış politikası açısından önemini küçümseyen yıllanmış ön yargıları yıkmaya çalıştı ve bunu da başardı.

Bu strateji, "saldırgan" bir dostluk, ekonomik ve toplumsal ilişkilerin yoğunlaştırılması politikasıyla uygulandı. Suriye ve Kuzey Irak Kürtleri gibi Türkiye'nin "yeminli" düşmanları aşamalı olarak imtiyazlı ekonomik ortaklara dönüştüler. Kitle yayın organları bu stratejinin temel kolu oldular. TRT, Kürtçe yayın yapan TRT Şeş kanalından sonra sadece Arapça yayın yapan TRT Seba kanalını da kurdu. Şimdi Orta Doğu, Türk televizyon sanayisinin en iyi müşterisi oldu.

Bölgenin en önemli siyasi sorunlarına el atması Türkiye'nin Orta Doğu'daki popülerliğinin artmasını sağlayan etkenlerden biridir. Batı politikasına mesafeli duruş, ülkenin "bağlantısız güç" ve ABD-İsrail ekseninin etkisini azaltan unsur görüntüsünü güçlendirdi. Bu görüş, Gazze'ye insani yardım filosuna yapılan İsrail saldırısı sonrasında yaşanan Türkiye-İsrail krizi ve Türkiye'nin İran’ın nükleer programıyla ilgili tutumundan dolayı yaşanan Batı-Türkiye sürtüşmesi sırasında somut bir hal aldı.

Eğer "Davutoğlu dogması" Türkiye'nin Orta Doğu'da bölgesel lider güç konumuna yükselmesini öngörüyorsa, o zaman, hedefine yaklaştığı söylenebilir. Ancak başarı belki de kısa vadelidir. Kilit nokta, Türkiye'nin Avrupa ve Orta Doğu politikası arasında maharetlice denge sağlamaktır. Eğer Türkiye, Orta Doğu'nun sürtüşme alanlarına sürüklenir ve aşamalı olarak Avrupa istikametini kaybederse olumlu görüntü kısa zaman içinde değişebilir. Türkiye'yi Orta Doğu'da çekici kılan unsurlar -yani güçlü ekonomi, demokratik yönetim biçimi ve bölgesel sürtüşmelerin çözümüne katkıda bulunma yeteneği gibi unsurlar- Batıyla, gerek ABD gerek Avrupa'yla güçlü stratejik bağlara ihtiyaç duyuyor. "Bağlantısız" bir Türkiye'nin Orta Doğulu komşularına sunacağı çok az özlü şey vardır ve Türkiye, Orta Doğu'da Batıya, Batının Türkiye'ye duyduğu ihtiyaçtan daha büyük ihtiyaç duymaktadır.

BYEGM
SON VİDEO HABER

Suriye'deki dehşeti anlattı: İşkenceden derimiz yüzülüyordu

Haber Ara