Suriye'nin peçe yasağı karmaşık bir hikâyeye yeni bir boyut getirdi
Fransa'nın peçe yasağının yaygara kopardığı sırada Suriye'nin kendi sınırlı yasağını sessiz sedasız koyması, İslam âleminin kendi içinde de bir tartışma yaşandığının göstergesi. Doğu'daki siyasal İslam tartışması Batı'yı da etkileyecek
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-07-21 09:52:00
Suriye, Fransa’da peçenin kamusal alanda yasaklanmasına ve milletvekili Philip Hollobone’un yasağın Britanya’da da uygulanması çağrısına eşlik eden yaygaranın uzağında, sessiz sedasız kendi yasağını koydu. Daha sınırlı olan yasak, devlet okullarında çalışırken peçe takan öğretmenlerin görevlerinden alınmasını öngörüyor.
İlk bakışta böyle bir adım kafa karıştırıcı gelebilir: Onlarca mezhebin ve laik bir hükümetin bulunduğu Suriye on yıllardır, en azından mesele kişisel inançlar olduğunda, yumuşak bir yaklaşım sergilemeyi becerdi. Fakat halk arasında dinin yükselişi liderliği sarsıyor: İnancın aleni sergilenişinin arttığı ve Şam’da iki yıl önce düzenlenen nadir bir terör saldırısından dolayı İslamcıların suçlandığı bir ortamda, hükümet katı dini fikirlere karşı harekete geçmiş görünüyor.
Devlet okullarında peçe yasağı çok da keskin bir uygulama değil, fakat böyle küçük bir ölçekte niyet bir mesaj göndermek olabilir. Mısır da üniversite sınavları için sınırlı bir yasağa hazırlanıyor; İslamcılar bu adıma karşı çıktı, fakat mahkemeler uygun buldu. Fakat Suriye’nin İslamcılarla ve İslam’ın görünür sembolleriyle mücadelesi daha İslam’ın kendi içindeki daha genel bir çatışmanın parçası. Siyasi İslam, gerek Arap dünyasında gerekse Müslüman çoğunluklu ülkelerde zemin kazanıyor. Bu tartışmanın seyri son derece önemli. Zira aynı tartışma Batı’daki Müslüman toplulukların içinde de yaşanıyor. Kabaca, tartışma şahsi ve siyasi olan arasındaki alana dair. Laik zihniyetli hükümetler, dini devlet kurumlarının dışında tutmaya çalışıyor; İslamcılarsa bu kurumlara kendi inançlarının rehberlik etmesini istiyor. Şahsi alan da giderek siyasileşiyor; bu minvalde Suriye’de ve Müslüman çoğunluklu ülkelerin büyük kısmında başörtüsü ve peçe takanlar artıyor.
Şam için dindarlığın artması, laik ve otoriter iktidara karşı ciddi bir meydan okuma. Dinin hayatlarına yön vermesini isteyenler, liderlerine de yön vermesini istiyor. İslamcılar bölgedeki başlıca muhalefeti teşkil ediyor: Yarın özgür ve adil seçimler yapılsa, İslamcılar kazanacaktır. Laikliği savunanlar argümanlarının genel nüfusun gözünde zayıfladığını görürken, İslamcılar bile daha muhafazakâr olma baskısı altında. Bu baskı, son 30 yılda hızla zemin kazanan ve İslam’ın daha az esnek bir versiyonu olan Selefilik‘ten kaynaklanıyor. Selefiler, toplumun yozlaşması olarak addettikleri şeye karşı kendi yaşam alanlarına çekilme eğiliminde. Örgütlü siyaseti genelde zorlayıcı ilahi otorite olarak görüyorlar. Selefilik İslam dünyası içinde hâlâ bir azınlık görüşü ama etkisi hissediliyor. Siyasi otorite konusunda fazla tavizkâr olduklarına dair Selefiler tarafından kendilerine yapılan eleştiriden etkilenen İslamcılar, yaşayabilir bir muhalefet olarak konumlarını sağlamlaştırmak için bazen sağa kayıyor.
Bu derin kökleri olan karmaşık bir argüman, fakat biz Batı’dakilerin pek dikkatini çekmiyor. Ancak bu önemli, çünkü aynı akımlar Avrupa ve Kuzey Amerika’daki Müslümanları da etkiliyor. İslam’ın Batı’da ne kadar liberal, katılımcı olduğunu ve Müslüman toplulukların dini kimliğe ne kadar bağlı hale geldiğini, bu tartışma da belirleyecek. Fransa’daki peçe yasağı bu argümanın parçası, fakat her iki ülkedeki yasağın tartışmayı olumlu etkileyip etkilemeyeceği henüz belli değil. Suriyeli feministler memnuniyetle karşıladıkları yasağın insan haklarını ve laik kamusal alanı koruduğunu iddia ediyor. Fransa’daki yasak konusunda da aşağı yukarı aynı şeyler söyleniyor. Ancak şahsi olması gereken bir meselenin siyasileştirilmesinin nasıl olup da tehlike çanı çaldırmaktan gayrı her şeyi yapabildiğini anlamak çok zor. (19 Temmuz 2010)
radikal
Haber Ara