Başbuğ haklı; Balyoz, karşılaştığımız en ciddi olay
"Karşılaştığımız en ciddi olay Balyoz." 20 Ocak 2010 tarihinde Taraf Gazetesi'nin manşetinden sonra ortaya çıkarılan ve savcıların soruşturmasıyla bugün Cumhuriyet tarihinin en önemli davalarından biri haline gelen Balyoz Darbe Planı ile ilgili Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ bir röportajında söylemişti bu cümleleri.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-07-20 09:13:00
Bakın hukuk diliyle iddianame buna nasıl cevap veriyor: "...İhtilal günü silahlı birliklerin harekete geçirilmesiyle başlayacağı, bunlardan önce yapılanların hazırlık hareketi niteliğinde olacağı ileri sürülebilir ise de, söz konusu suçlarda korunan hukuki yarar ülkenin bütünlüğü, yasal bir hükümetin ve yasama organının varlığıdır. Suçların koruduğu bu hukuki yarar dikkate alındığında bu görüşe itibar etmenin mümkün olmadığı değerlendirilmiştir. Belki bu görüş, TSK dışındaki bir silahlı suç örgütü veya başka oluşumlar için savunulabilir. Ancak TSK içindeki böyle bir yapılanma için savunmak mümkün değildir. Zira tank ve topun sokağa çıkmasından sonraki sonuç ya ülkenin bölünmesi, ya düzenin değişmesi ya da karşı grubun egemenliği ele almasıdır. Herhalde bu üç sonuç da ülkeyi bir uçuruma yuvarlar." Evet suç tarihinde 1. Ordu Komutanlığı tarafından yasalarla kendilerine verilen görevlerin ötesine geçilmiş, sıkıyönetim ilan edilmesini müteakip yapılacak çalışmalara kadar her şey belirlenmiş. Bir darbe ilmik ilmik örülmüştür. Ordunun etkinliği ülkenin yönetimini ele almak için bir araç olarak görülmüş. Kolordular, tümen ve tugaylar bu yönde çalışmış. Bir de tanklar sokağa çıkmış olsaydı; hangi hukuk, hangi hakim, hangi demokrasi kalacaktı ortada? Savcıların bu mütalaalarına kaynaklık eden metin de bir o kadar ilginç: 1. Ordu Plan Semineri 2003 Gözlemci Raporu. Hürriyet'te yazılan haberle bu raporun dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman'a İlker Başbuğ tarafından sunulduğunu öğrenmiştik. O rapora göre 4-7 Mart 2003'te Genelkurmay kayıtlarına göre Meriç olarak görünen ve yasal sınırlar içinde gerçekleşen toplantıda mevcut senaryoya gerçek isim ve kişilerle devam ettiği ve bu durumun yasal olmadığı, TSK görev alanı içinde olmayan aykırı bir uygulama yapıldığı yazıldı. Şimdi iddianamede adı geçen 14 generalin ismi önümüzdeki günlerde YAŞ toplantısında konuşulacak deniyor. Peki dün bu raporu yazan İlker Başbuğ bu kez ne yapacak? Hukuk YAŞ üyelerine ve Başbuğ'a son bir görev daha veriyor. Askeri Personel Kanunu'nun 65. maddesi bu isimlerin terfi, tayin ya da kademe almak için gündeme bile getirilmeyeceğini söylüyor. Evet, karşılaştığımız en ciddi olay: Balyoz. Ve on on beş gün içinde bu sorunun da cevabını öğreneceğiz.
ZAMAN
SON VİDEO HABER
Haber Ara