Bir dost nasıl uzaklaştırılır?
"Avrupa, 21. yüzyılda Türkiye'ye ihtiyaç duyacak. Fakat buna rağmen Avrupa, Türkiye'nin Rusya ve İran ile yakınlaşması için elinden geleni yapıyor" diyor Federal Dışişleri Bakanı Joschka Fischer Süddeutsche Zeitung'a yazdığı makalesinde.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-07-13 13:06:00
Bu endişe bence abartılı ve hatta yanlıştır. Şayet bir gün böyle olsa bile bu, Batı'nın bu şekildeki bir beklentisi yüzünden olacaktır. Kaldı ki Ankara'nın izlediği ve "yeni Osmanlılık" olarak adlandırılan bu siyaset, Batı'nın çıkarlarına katiyen ters düşmemektedir, hatta tam tersi söz konusudur. Batı ve özellikle Avrupa, artık Türkiye'yi bir dost olarak ciddiye almak zorunda. Batı ve Avrupa, Türkiye'yi sadece bir müşteri olarak görmekten artık vazgeçmeli.
Türkiye haklı olarak bir G-20 ülkesidir. Bu ülke 21. yüzyılda ekonomik açıdan daha da güçlü bir hâle gelecektir. Bu bağlamda son olarak ABD Savunma Bakanı Robert Gates de Avrupa'yı, Türkiye'ye karşı olan tutumundan dolayı haklı olarak eleştirmiştir.
Federal Almanya'da Şansölye Merkel ve Fransa'da Sarkozy'nin iktidara gelmesiyle birlikte Türkiye'ye karşı bir oyalama dikkati çekmektedir. Avrupa Birliği'nin, üyelik müzakerelerinin hızlandırılması adına pek bir gayret sarf ettiği görülmüyor.
Son olarak Türkiye-AB müzakerelerinde bir müzakere başlığı daha sürpriz bir şekilde görüşmelere açıldı. Türkiye, bilindiği üzere, dünyanın çok önemli bir noktasında bulunmakla birlikte Avrupa'nın güvenliği açısından çok önemli bir jeostratejik konuma sahiptir. Bunun yanı sıra Türkiye'nin enerji güvenliği açısından önemi de herkes tarafından bilinmektedir.
Bu bakımdan Türkiye'nin Avrupa'ya yabancılaşmasına Avrupa'nın göz yumması mümkün değil. Son yıllarda Avrupa'nın Türkiye siyasetinin bir sonucu olarak Türkiye'nin Avrupa'ya objektif olarak yabancılaştığını görüyoruz. 21. yüzyılda Avrupa'nın güvenliği için Türkiye vazgeçilmez bir öneme sahiptir. Avrupa, Türkiye'yi Batı'ya fazlasıyla bağlamak durumundayken tam tersine Ankara'nın, Rusya ve İran'ın kollarına doğru itildiği görülüyor.
Avrupa'nın bu siyaseti ironik, saçma ve dar görüşlü bir yaklaşımdır. Bölgede Türkiye, İran ve Rusya asırlardır rakip olmuş ve hiçbir zaman müttefik olamamışlardır. Avrupa'nın kör siyasetleri yüzünden şimdilerde bunun tam tersini yaşıyoruz.
Türkiye'nin geleceği, ülkenin Batı'ya ne derecede bağlı olduğuyla ilgilidir. Türkiye'nin Batı'ya olan bağlılığı zayıflarsa ülkenin konumu -mükemmel jeopolitik konumuna rağmen- zayıflayacaktır. Ankara'nın İran'a yönelik yeni yaptırımlara karşı çıkmasının bir hata olduğu görülecektir. Başbakan Erdoğan'ın İran'ı nükleer programından caydırması ihtimali oldukça zayıf görünüyor.
Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerin kötü olması, bölgedeki aşırı oluşumların güçlenmesine sebep oluyor. Bu nedenle Avrupa Birliği iki ülke arasında öncelikle bir köprü oluşturmalıdır. Bölgede kalıcı bir istikrar adına Avrupa Birliği bir an önce harekete geçmelidir.
Avrupa'nın sadece Orta Doğu'da değil, aynı zamanda Kafkaslar'da ve Orta Asya'da da etkili olamadığı dikkati çekiyor. Avrupa, bu bölgelere daha fazla eğilmelidir. Ünlü bir Rus siyaset adamının şu sözleri unutulmamalıdır: "Geç kalanları hayat daima cezalandırır.”
BYME
SON VİDEO HABER
Haber Ara