Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Mr. Obama şimdi eylem vakti

İki adım ileri, iki adım geri. Ortadoğu diplomasisi zaman zaman Lewis Carroll'ın dünyasına benzer: Kırmızı Kraliçe ne kadar hızlı koşarsa koşsun her zaman olduğu yerde kalır.

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-07-08 12:51:00

Mr. Obama şimdi eylem vakti
Aynı şekilde, Barack Obama ile İsrail'in lideri Binjamin Netanyahu'nun Beyaz Saray'da dün gerçekleşen buluşmaları için neden birçok insanın nefeslerini tutmadığına şaşırmamak gerekir. İnsan onca çabayı boşa çıkaran ve bu kadar az yol kat edilen bir barış süreci hakkında hâlâ nasıl iyimser olabilir? Bu kez Netanyahu'nun kırmızı halıda karşılanacağı ortadaydı. Mart ayında, Obama Netanyahu'ya küçük bir hoşgeldin halısını zar zor sermişti; çünkü Obama, İsrail hükümetinin işgal altındaki Doğu Kudüs'te yeni tur Yahudi yerleşimleri yapma kararı almasından hemen sonra Kudüs'e giden ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'ın İsrail tarafından küçük düşürülmesine çok sinirlenmişti.

O günden beri var olan engeller birazcık yön değiştirdi. İsrail'in Gazze'deki kuşatmayı tamamen kaldırması gerekse de en azından kuşatmayı kısmen hafifletti; Doğu Kudüs'ü kapsamasa da Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimlerini askıya aldı. Bu arada ABD'nin İsrail'in büyük düşmanı İran'a yönelik yeni yaptırımlara destek vermesi rahat bir nefes alınmasını sağladı ve İsrail Tahran'da nükleer silahlar üretme kapasitesini yok etmeyi amaçlayan ve büyük bir felaketle sonuçlanması da muhtemel olan saldırı planlarını erteledi.

Tüm bu işaretler, iki devletli çözüme yönelik kalıcı bir atak yapmak için yeterli değildir; ancak daha da kötüsü olabilirdi. Dünkü buluşmanın karşılıklı gülümsemelerden daha fazla şey ifade ettiğini kesinleştirmek ve İsrail'in yerleşimleri askıya aldığı süreyi uzatma sözünü tutmasını sağlamak her zaman olduğu gibi yine ABD'ye bağlı. Bu kolay bir tercih olacaktır. Filistinlilerin hâlâ bir devletinin olmaması ve Batı'nın da buna açık bir şekilde tolerans göstermesi adaletsizliğin zehirli bir sembolüne dönüşmüştür. Umudumuz Obama'nın dünyanın bu bölgesindeki tarihi uzlaşmaya dair daha mesafeli bir bakış açısına sahip olmasıdır.

İki devlet çözümünde diretmek için halihazırda geç kalınmıştır. Yahudiler ile Araplar arasındaki etnik ayrım çizgisi gittikçe bulanıklaştırılmaktadır; İsrail merkezli bir insan hakları grubu olan B'Tselem'in son raporuna göre Yahudi yerleşimciler Batı Şeria topraklarının % 45'ini kontrol etmekte ve İsrail'in Doğu Kudüs'te Arapların evlerini yıkıp yerine Yahudiler için yeni evler inşa etme politikası da şehrin doğusunda Yahudi nüfusunu hızla artırmakta ve çoğunluğa dönüştürmektedir.

ABD Başkanı şu ana dek sağlık sigortası tartışmalarıyla başlayan ve Meksika Körfezi petrol felaketiyle devam eden iç sorunlarla meşguldü. Şimdi ise, kendinden önceki başkanın acınacak şekilde ihmal ettiği ve ancak bir Amerikan başkanının yol alabileceği dış politika muamması ile boğuşmanın zamanı geldi.

7 Temmuz 2010, Independent, Başyazı

ZAMAN

Haber Ara