Ünlü İslam alimi Fadlallah vefat etti
İslam dünyasının tanınmış alimlerinden Lübnanlı Seyyid Muhammed Hüseyin Fadlullah 75 yaşında hayata veda etti.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-07-05 10:55:00
Lübnanlı ünlü İslami alimi Ayetullah Seyyid Muhammed Hüseyin Fadlullah Pazar günü sabah vefat etti. Cumartesi sabahı iç kanama geçiren Fadlullah, hastaneye kaldırılmış ve yoğun bakıma alınmıştı.
Beyrut'taki Benham Hastanesinden bir yetkili, tedavi görmekte olan Fadlallah'ın 75 yaşında hayata veda ettiğini açıkladı.
İslam dünyasının önemli Şii mercilerinden olan Fadlullah'ın Orta Asya ve Körfez ülkelerinde de geniş kitlesi bulunuyordu. İran devriminin önemli destekçilerinden olan Fadlullah, aynı zamanda Lübnan Hizbullah'ın manevi lideri konumundaydı. Ancak gerek örgüt, gerekse Fadlallah örgütün ruhani lideri olduğu iddiasını reddediyordu.
ABD karşıtlığıyla bilinen Fadlullah, cuma vaazlarında sık sık ABD'nin Ortadoğu politikalarını eleştiriyordu.
Fadlullah, Şii çevrelerde başta kadınlar konusunda olmak üzere ılımlı toplumsal görüşleriyle tanınıyordu.
Son iki haftadır hastanede yatan Fadlullah'ın durumu, karaciğerinden kaynaklanan komplikasyonların iç kanamaya yol açmasıyla Cuma günü kötüleşmişti.
Muhammed Hüseyin Fadlullah kimdir?
Muhammed Hüseyin Fadlullah, Lübnanlı bir ailenin oğlu olarak 1935 yılında Irak'ın Necef kentinde doğdu. 1952 yılında Lübnan'a göç etmeden önce Necef'te İslami İlimleri okudu. Takip eden yıllarda yüksekokullarda ders verip kendini yoğun bir şekilde dini ilimlere vermiş, onlarca kitap yazmış, çok sayıda Medrese'nin yanı sıra 'Mabaret Cemiyeti'ni kurmuştur. Bu cemiyetin çatısı altında ayrıca bir kütüphane, bir kadın kültür merkezi ve bir polikliniğin kurulmasını sağlamıştır.
1966 yılında Lübnan’a dönen Fadlullah, Doğu Beyrut yakınlarındaki Neba’ya yerleşti. Burada Bekaa’dan Beyrut’a taşınan göçmenlerin eğitimi ve temel ihtiyaçlarını gidermek için birçok yetimhane, dispanser, dernek ve eğitim kurumları açtı.
El-Hikme adındaki dergiyi yayınladı. Neba’daki Şer’i Enstitü’de dersler verdi. Birçok makale ve yirmiden fazla kitap yazan Fadlullah, sahip olduğu devrimci eylemci fikirlerine ideolojik bir taban oluşturdu.
Fadlullah birkaç kez canına kast eden saldırılara maruz kaldı. Bunlardan biri CIA'nin sponsorluğu ve Suudi Arabistan tarafından finanse edilen, 80 kişinin ölümüne neden olan 8 Mart 1985 tarihinde Beyrut'ta düzenlenen bombalı araçlı saldırıydı.
Fikrî liderliğini yaptığı Hizbullah örgütü Lübnan siyasal arenasında önemli etkinliğe sahip bir güç konumuna geldi. Şam’da ve Beyrut’ta düzenli olarak halka kültürel ve medenî boyutlu oğırlıklı konuşmalar yapan Fadlullah, İslâmî hareketin sorunları ve geleceği ile ilgili birçok kitap kaleme aldı.
İran İslam Cumhuriyeti ile bulunan bağlarına rağmen, Fadlullah'ın, İran İslam Devrimi'nin mimarı Ayetullah Humeyni'nin Velayet-i Fakih mirasından uzaklaştığı bildirilir. Kendisinin "hiç bir Şii lider, Humeyni bile, hakikat üzerinde tekel sahibi değildir" şeklinde yorum yaptığı bildirilmektedir. Kendisi aynı zamanda Şii'lerin içtihat makamı olarak kabul ettikleri Taklit Mercii olarak Ayetullah el-Uzma Ali el-Sistani'yi İran İslam Cumhuriyeti'nin ruhani lideri Ayetullah Ali Hamenei'den daha çok desteklediği ileri sürülür.
Türkçe'ye de 15'e yakın kitabı tercüme edilen üstad Fadlullah'ın kitaplarından bazıları şunlardır;
Gençler... Diğer tabirle her şeyin mayası... Toplumların, ideolojilerin, hareketlerin ve en nihayet de dinlerin. Bütün bunlar sahiplenilmek, savunulmak için gençlere muhtaç. Bir toplumun geleceğini görmek için şu anki genç kuşağa bakmak yeterli.
Elbette her toplumun ve ideolojinin gençlere ilişkin projesi vardır. Toplumaları yönlendirmeyi hedef haline getiren İslâm’ın, gençleri ihmal etmesi düşünülebilir bir şey değil. Onun da gençliğe yönelik tasarımaları ve umutları bulunmaktadır.
İşte elinizdeki eser, İslâm’en gençlere dair düşüncelerinin, Allâme Fadlullah’ın perspektifinden ortaya konulduğu bir mecmuadır. Kitapta ele alınan konular daha önce hiç değinilmemiş ve üzerinde durulmamış konular değil; ancak kitabı özgün kılan özellik, daha önce de ele alınmış konuları derinlikli, kapsamlı, farklı açıdan ve hatta gençlerin gözüyle irdelemiş olmasıdır.
Gençlerin eğitim, cinsel kültür ve eğitim, moda, spor, giyim-kuşam, toplumda ve ebeveynle ilişkiler, erken evlilik, gençliğin siyasî hayatı, Kur’ân’ın gençlik modelleri, sevgi ve aşk, sigara, şarkı ve müzik, burçlar ve fal bakma, gençlerin cinsel yaşamları... Bunlar özgün ve farklı olarak incelenen başlıklardan sadece birkaçı...
Bu kitabın projesi; Seyyid Fadlallah'ın düşüncesinin yüklendiği yenilik ve gelişme olarak isimlendirilen medeniyet düşünceleri projesi hacmindedir. Bu geri kalmışlık ve çöküşten kurtulup bulunduğu konumda sarsıntıyı ortadan kaldırıp hayata sahip olma ruhaniyeti kazanarak kendi yapısındaki korku etkenlerini yok etmeyi içermektedir. Bizim varlığımızı ve bir medeniyet projesi çıkarmamızı, ortadan kaldırmaya çalışan bu etkenlerdeki hezimetlere karşı koymalıyız.
Üst üste yığılan düşüşe ve bizimle özgürlük arasında oluşan kalın duvara karşı durmalıyız. Bütün bunlar bizdeki yaratıcılığı boğ muş ve bizi tarih içerisinde bilinmeyen bir yol içerisinde bırakmıştır. Bu kitap, geçmişin donukluğunu aşmak, içinde bulunduğumuz zamanın baskılarından kurtulmak. gelecekte ufku aydınlık görmek, vakıanın tamamını kucaklamak, meselelere çağın gereklerine uygun canlı düşünceden fışkıran çözümler resmetmek, bütün ölü düşünceleri reddetmek konularını içermektedir. Bu görüş ve düşünceler, yazarın elli yıla yakın bir süre içerisinde çeşitli tartışma ve söyleşilerden süzülerek kültürel kaygılar ve geniş düşünce mirasına dayanan ömrü içerisindeki birçok çabasının ürünüdür.
İslâm, toplum içindeki insani ilişkilerin sınırını çizerek, kadın-erkek ilişkilerinin sosyal hayat içersinde sorun yaratmadan ve sapmalara sebebiyet vermeden gelişmesine imkan tanıyacak uygun ortamların oluşması için belirli sınırlar koymuştur.
Birçok ortamda kadın ve erkek arasında gelişen güven bu insani ilişkilerden biridir. Şer’i yönden iki cins arasındaki güveni inceleyecek olursak, İslâm’ın kadın-erkek ilişkilerine getirdiği çizgiler konusunda neyi amaçladığına mutlaka bakmamız gerekir. İslâm’ın duygu ve hisler ve de alışkanlıklar konusunda ilişkilerin temiz kalmasına önem verdiğini göreceğiz. Şeriatın bu yönü vurgulamasında çıkış noktası Allah’ın kullarının yaşamasını istediği doğru çizgideki İslâmî hedeflerdir.
Bu kitabın sunulmasını asıl amacı söylemin planla, biçimin içerikle, ıstılahın mefhumla içice olduğunu, yarının bugünden başladığını, geleceğin şimdi üzerine kurulduğunu ısrarla vurgulamaktadır. Bu bağlamda, şunu söylemek gerekir ki, İslamcıların sorumluluğu ağırdır. Çünkü onların söylemi, insanlara bütün iyilikleri müjdeleyen niteliktedir. Bu yüzden toplumsal ve tarihi hesaplaşma son tahlilde çok ince ve çok sert olacaktır.
Zira İslamcıların şimdiye dek ortaya koydukları plan kaba saba bir yığın ya da donuk bir kalıptan ibaret değildir; aksine etkin, devingen ve sonuç verebilecek dinamik bir yapıya sahiptir.
Çünkü makul olmayan bir plan ister istemez kendisini ifade eden söylemi dar bir çerçeve içerisine sıkıştırarak donuklaştırır; kendisini sağlam sandığı bir sürü engelin içerisine hapseder. Oysa o gerçekte bozuk, son derece sığ, çabukça denilebilen bir zemine sahiptir.
İlgili haber için tıklayın:
Mücahid Alim: Fadlullah
SON VİDEO HABER
Haber Ara