İki Kore birleşir mi?
1969’da temelleri atılan ve 1998’de bugünkü statüsünü kazanan bakanlık, iki düşman kardeş arasındaki ilişkilerin tekrar kurulmasında ve iki ülke arasında çıkan krizlerde anahtar bir rol oynamaya başladı.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-06-24 08:23:00
eurovision:
Sayın bakan, son yaşananlar iki ülke arasındaki görüşmeleri nasıl etkiledi?
Hyun In Taek:
‘‘Bu son olay Kuzey Kore’nin askeri bir provokasyonudur. Kuzey Kore denizaltısı, Cheonan zırhlımızı torpilledi ve batmasına sebep oldu. Saldırıda 46 Güney Kore askeri hayatını kaybetti. Üstelik bu saldırı ülkemizin karasularında gerçekleşti. Yaşanan tam anlamıyla bir askeri provokasyondur. Bu olaylara kadar hükümetimiz iki ülke arasındaki ilişkileri ilerletebilmek için elinden geleni yaptı. Fakat bu saldırıya tepkisiz kalamazdık.
Kuzey Kore’nin öncelikle hatasını kabul edip, özür dilemesi gerekiyor. Ayrıca sorumluların hakettikleri cezalara çarptırılmaları ve bu olayın tekrar yaşanmaması için Kuzey Kore’nin teminat vermesini bekliyoruz. Bunlar yapılmadan, askıya alınan ilişkilerin tekrar başlaması beklenemez. Bu yüzden yaşananlar Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde görüşülmeye devam ediyor, tekrar yaşanmaması için etkili çözümler aranıyor. Bir kez daha altını çizmek istiyorum ki yaşananları kimse görmezlikten gelmemeli.’‘
euronews:
Güney Kore gemisinin batırılmasının ardından devlet başkanınız çok sert bir tavır sergiledi ve Güney Kore’nin sabrının taşmakta olduğunu Kuzey Kore’nin anlaması gerektiğini belirtti. Bu demeci nasıl yorumlamalıyız? Acaba Kuzey Kore çizmeyi aştı mı?
Hyun In Taek:
‘‘Biz gerekli diplomatik önlemlerimizi aldık. İki ülke arasındaki ticari ilişkiler askıya alındı. Kuzey Kore gemilerinin Güney Kore karasularına girmesi yasaklandı.’‘
euronews:
Burada aşılmaması gereken sınırlardan ve provokasyonun sınırları aştığından bahsediyoruz değil mi? Sınırlar tam olarak hangi noktada aşılıyor?
Hyun In Taek:
‘‘Sınırın belirsiz gibi görünmesinin nedeni Kuzey Kore ile Güney Kore arasındaki ilişkilerin çok özel olmasından kaynaklanıyor. Yaşananların tek sorumlusu olan Kuzey Kore, bu askeri provokasyonla ülke güvenliğini, yarım adadaki barışı ve aynı zamanda da birleşme çabalarını tehlikeye attı.
Hükümetim tam bir ikilem yaşıyor. Olayı çözmek istesek de yapabileceğimiz çok bir şey yok. Bir yandan Kuzey Kore’ye bir ders verebilmek için sert ve kararlı bir tavır sergilemeli ve yaptırımları yürürlüğe sokmalıyız, diğer yandan bu yaptırımların iki ülke arasındaki ilişkileri tamamıyla kopartmasını engellemeliyiz. Aldığımız kararların uzun ve orta vadedeki sonuçlarını da göz önünde bulundurmalıyız.’‘
euronews:
Şu anda birleşmenin önündeki en büyük engel sizce nedir?
Hyun In Taek:
‘‘İki engel bulunuyor. İlk sorun tabii ki Kuzey Kore’nin nükleer alanda yaptığı çalışmalar. Kuzey Kore nükleer alandaki çalışmalarına devam etmekte inat ederse ülkemiz ve ardından tüm dünya büyük bir tehlikeyle karşı karşıya kalır.
Hükümetim 1993’te patlak veren ilk nükleer krizden beri uluslararası kuruluşlarla bu soruna çözüm arıyor. Kuzey Kore’nin nükleer çalışmalarını durdurması gerekiyor ve bunu sağlamaya çalışmalıyız.
İkinci engel Kuzey Kore’nin savaşçı tavrı. Son olaylarda olduğu gibi kavgacı bu tavır ve provokasyonlar bizim de tepki göstermemize yol açıyor ve barışı ve bölge güvenliğini tehlikeye atıyor.’‘
euronews:
Yakın gelecekte Almanya’da olduğu gibi iki Kore’nin birleşmesi mümkün mü?
Hyun In Taek:
‘‘Tabii ki evet!!! Sorunuzda iki önemli nokta bulunuyor. İlk olarak birleşmenin gerekliliği, ikinci olarak da bunun mümkün olup olmadığı. İkinci Dünya Savaşı‘ndan sonra ülkede yaşananlar ve yeni dünya düzeni burada çok önemli bir rol oynuyor. Soğuk savaş boyunca birbirine tamamıyla zıt iki sistem biri yıkılana kadar beraber yaşayabildi. Bu da Almanya’nın tekrar birleşmesini sağladı. Biz de yirmi yıl önce Almanya’da olduğu gibi Kore’nin de bir gün birleşebileceğine gönülden inanıyoruz.
Fakat kısa vadede zor da olsa birleşme öyle ya da böyle bir gün gerçekleşecek. Soyumuz binlerce yıl beraber yaşadı. 60 yıllık bir ayrılık tarihimize bir göz attığımızda sadece bir detay.
euronews: Fakat birleşmenin olması Almanya’daki gibi bir rejim değişikliğine bağlı…
Hyun In Taek:
‘‘Bu yüzden biz de yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Bir birleşmenin olması için rejim değişikliği şart. Fakat bunun adım adım yapılması gerekiyor.
Kimse şu anda birleşmenin ne zaman yapılacağını söyleyemez. Tıpkı Almanya’daki gibi, herkes birleşmenin olacağını biliyordu fakat ne zaman olacağını kimse söyleyemiyordu.’‘
euronews:
Aynı soruyu tekrar tekrar sorduğum için beni bağışlayın ama Kim Jong İl’e ve komünist rejime rağmen bunun mümkün olduğunu gerçekten düşünüyor musunuz?
Hyun In Taek:
‘‘Şu anda Kuzey Kore Kim Jong Il tarafından yönetiliyor. Bunun iyi ya da kötü olduğunu tartışmak gereksiz. Eğer iki ülke arasında bir diyalog kurulacaksa bu Kim Jong Il’le olmak zorunda. İdeallerimize ulaşmak adına gerçekleri göz ardı edemeyiz. Tek yapabileceğimiz şey Kuzey Kore’ye değişme şansı vermektir. Bu şansı da şu anda Kim Jong Il’in rejimine vermekten başka çaremiz yok.’‘
euronews:
Son sorumda biraz önce bahsettiğiniz bir konuya geri dönmek istiyorum. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nden bahsettiniz. Kuzey Kore uluslararası arenada gittikçe yalnız kalıyor. Sizinse birçok ittifak kurduğunuz ülke var. Fakat hala Rusya ve Çin Kim Jong Il hükümetine yaptırım uygulamada kararsız bir tavır sergiliyor. Bu sizi endişelendiriyor mu? Bu iki ülkeyle ilişkileriniz ne durumda?
Hyun In Taek:
‘‘Çin ve Rusya ile diplomatik, ekonomik ve politik ilişkilerimiz var. Gemimize saldırının ardından farklı yaptırım kararları alındı. Fakat Çin neler yaşandığının tam olarak farkında. Uluslararası kamuoyu farklı çıkarları olan ülkelerden oluşuyor. Karşılıklı diyalog, gerçekçi politikalar uygulamak ve yaşananları tam olarak anlamak çok önemli. Bu yüzden biz de Rusya ve Çin’le diyaloğa geçtik ve bu iki ülkenin verdiği karar Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde de aynen alındı. Çok yakında uluslararası kamuoyu bize hak verecektir.’‘
euronews
SON VİDEO HABER
Haber Ara