Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Hem katil hem yüzsüz

İsrail'in Gazze yardım gemilerinden Mavi Marmara'ya düzenlediği kanlı operasyonun ardından, Türkiye ile İsrail arasında son yılların en gerilimli günleri yaşanırken, gerilimin doğurduğu siyasi ortam İsrail'de iş yapan Türk şirketlerini de etkilenmeye başladı.

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-06-16 13:05:00

Hem katil hem yüzsüz
Bir İsrail icra mahkemesi, İsrail'in en büyük inşaat şirketleri arasında yer alan Yılmazlar İnşaat'ın on milyonlarca şekellik alacaklarına, sorunlu olduğu bir firmanın başvurusu üzerine tedbir koydu. Yılmazlar İsrail Genel Müdürü Ahmet Arık, mahkemenin kendilerini dinlemeden verdiği kararın ''tam bir hukuksuzluk'' örneği ve ''tamamen siyasi'' olduğunu söyledi.

AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, Yılmazlar grubuna, Mavi Marmara'ya yapılan operasyondan 9 gün sonra bir mahkeme celbi ulaştı ve tüm alacaklarına el konulduğu belirtildi. Tel Aviv'deki icra mahkemesi, bu kararını Yılmazlar'ın yıllar önce adlarına inşaat yaptığı Mişhav adlı bir inşaat grubu ile aralarında devam eden bir uzlaşmazlıktan dolayı, söz konusu firmanın mahkemeye yaptığı ''Türkiye ile İsrail arasında yaşanan gerilim nedeniyle, Yılmazlar İnşaat'ın artık İsrail'de kalmayacağı; bu nedenle açmaya hazırlandıkları davayı kazansalar bile paralarını alamayacakları yolundaki'' iddiasına dayandırdı. Mahkeme, bu konudaki kararını verirken ne söz konusu firmanın daha önce iş mahkemesine yaptığı başvurudaki eksikler nedeniyle davayı açamadığına baktı; ne de Yılmazlar İnşaat'tan herhangi bir görüş sordu.

İcra mahkemesinin aldığı karar, Yılmaz'ın iş ilişkisinde bulunduğu tüm şirketlere de gönderilerek, Yılmazlar'a yaptığı ödemelerin dondurulması istendi.

İSRAİLLİ ŞİRKET: "ARTIK BURADA DEVAM EDEMEZLER DİYE DÜŞÜNÜYORUZ"
Yılmazlar'a dava açmaya hazırlanan, ancak davası henüz iş mahkemesince de kabul edilmeyen Mişhav şirketi, bu kez icra mahkemesine başvurup aynı gün karar aldırttı. Mişhav'ın mahkemeye başvurusu tamamen siyasi içerikli. Başvuruda, ''İsrail hükümetinin Yılmazlar inşaat şirketine lisans vermesi, yüzlerce işçi için istihdam sağlamasının politik bir karar'' olduğu savunuluyor; iki ülke ilişkilerinin problemli bir noktaya geldiği, ''Türkiye'den Gazze'ye çıkarılan gemilerin de durumu daha da kötüye sürüklediği'' ifade ediliyor. Başvuruda, ilişkilerin en düşük seviyeye indiği belirtilirken, ''Bundan dolayı, Yılmazlar İnşaat şirketinin İsrail'deki faaliyetlerine devam edemeyeceğini düşündüğümüz için, açmış bulunduğumuz mahkemeyi kazandığımızda, alacağımızı tahsil edemeyeceğimizden, Yılmazlar İnşaat'ın hesaplarına el konulmasını talep ediyoruz'' deniliyor.

TAMAMEN KARALAMA KAMPANYASI

Yılmazlar İnşaat'ın İsrail'deki Genel Müdürü Ahmet Arık, İcra mahkemesinin, bir diğer mahkemedeki gelişmelere bile bakmadan başvuruyla aynı gün aldığı kararın tümüyle siyasi ve isimlerini karalamaya yönelik olduğunu vurguladı.

Arık, dün mahkemeye itirazlarını sunduklarını ve İsrail'de 2012 yılına kadar devam eden projeleri, ayrıca kontrat aşamasında bir çok işleri bulunduğunu anlattıklarını dile getirdi.

Yılmazlar'ın halen İsrail'de devam eden inşaat işlerinin tutarının 100 milyon doların üzerinde bulunduğunu ifade eden Arık, söz konusu şirketle problemlerinin ancak 500 bin dolar düzeyinde olduğunu, buna rağmen mahkemenin milyonlarca dolarlık tüm alacaklarına el konulması kararının da siyasi olmaktan öte bir anlam taşımadığının altını çizdi.

Arık'ın verdiği bilgiye göre, Mişhav şirketi ile anlaşmazlık da söz konusu şirkete Yılmazlar'ın yıllar önce yapıp teslim ettikleri konutlardaki, daire sahiplerinden gelen ve bozulmaların tamiri taleplerinden konusundan kaynaklanıyor.

İsrail'deki inşaat firmalarının, yaptıkları işlerde meydana gelen sıva bozulmasından, yapıların içindeki en ufak bir seramik ya da mermerin kalkmasına kadar tamirinde, belli bir süre sorumluluğu bulunuyor. Ancak Arık, inşaatlardaki sorumluluk sürelerinin de sona erdiğini, buna rağmen, diğer şirketin aksini ile sürüp, kendilerine dava etmeye kalktığını anlattı. Mişhav'ın bu gerekçeyle önce Tel Aviv iş mahkemesine başvurduğunu, ancak dava dilekçesinin eksiklik ve noksanlıkları nedeniyle henüz kabul bile edilmediğini söyleyen Arık, iş mahkemesinin, söz konusu şirkete, dosyasını tam hazırlaması için Kasım ayına kadar süre verdiğini de hatırlatıp, ''Ortada henüz açılmış bir dava bile yokken icra mahkemesine gidip, karar çıkarttılar. İcra mahkemesi olay nedir, ne değildir bakmadan etmeden, tek yanlı bir karar alarak, siyasete alet oldu. Ödemelerimizi yapamıyor; işçilerimizin parasını ödeyemiyoruz. İsrail'deki itibarımızı zedelemeye çalışıyorlar'' dedi.

Hem İcra mahkemesine itirazda bulunan, hem de Mişhav şirketi aleyhine 20 milyon şekellik (yaklaşık 6 milyon dolar) bir tazminat davası açmaya hazırlanan Yılmazlar İnşaat Genel Müdürü, ''Bütün bunlar biz bir Türk şirketi olduğumuz için... Mahkemelerin objektif kriterlere göre hareket etmesi gerekirken, böyle hukuksuzca bir kararın nasıl alındığını avukatlar bile çözemedi. Asıl sorun burada... Bunca yıldır İsrail'de iş yapan bir firma olarak, ilk kez böyle bir şeyle karşılaştık. Niyetleri bizi yıldırıp hukuk dışı uygulamalarla İsrail piyasasından çıkartmak'' diye de ekledi.

Milligazte

Haber Ara