Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Yahudi düşünürden İsrail'e getto tepkisi

Yahudi Prof. Dr. Mike Cushman, "Yahudiler Avrupa'da 600 yıl boyunca getto'yu yaşadılar. Şimdi Filistinliler için getto yaratmaları kabul edilir bir şey değil" dedi.

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-06-09 14:19:00

Yahudi düşünürden İsrail'e getto tepkisi
London School of Economics and Political Science'da öğretim üyesi olan Yahudi Mike Cushman, İngiltere'de İsrail devletinin baskı, zulüm ve katliamlarına karşı diğer Yahudi gruplarla birlikte oluşturduğu J-BIG (İsrail Ürünlerini Boykot Eden Yahudiler) grubuyla demokratik bir mücadele veriyor.

Cushman, İsrail devletinin gerçekleştirdiği her saldırı sonrası II. Dünya Savaşı'nda yaşanan holokostun arkasına saklanarak kendini meşrulaştırmaya, buradan bir ayrıcalık kazanmaya çalıştığını ifade ediyor. Batı Şeria ve Gazze başta olmak üzere dört duvar arasına hapsettiği Filistin'de yaratılan gettolaşmanın Varşova gettosunu hatırlattığını vurgulayan Cushman, siyonistlerin aslında Yahudilere büyük zarar verdiklerini belirterek, İsrail devletinin bu politikalardan vazgeçmesinin tek koşulunun arkadaki ABD desteğinin ortadan kalkması olduğunu, ama bunun da ancak Avrupa'nın desteğini çekmesiyle sağlanabileceğini söyledi. Filistin İçin İsrail'e Karşı Boykot Girişimi'nin daveti üzerine İstanbul'a gelen Mike Cushman'la son gelişmeleri konuştuk.

- Bir Yahudi olarak İsrail'in sınır tanımaz saldırgan politikası konusunda ne düşünüyorsunuz?

* İnsan olarak bu saldırganlığın karşısında dehşete kapılıyorum. İsrail normal bir devlet olarak Avrupa'nın liberal demokratik geleneğinin bir parçası olma iddiasında ama bu geleneğin parçası olmak istiyorlarsa eğer, o halde demokratik bir devlet gibi davranmaları gerek.Ve normal bir devlet,bu tür duvarlar örmez,topraklara el koymaz,insanları açlığa mahkum etmez.

-İsrail ve diğer Yahudi cemaatleri içersinde, İsrail devletinin bu tutumuna karşı eleştiriler oluyor mu?

* Her topluluk gibi Yahudi topluluğu da fikir açısından bölünmüştür. Ancak muhalefeti abartmamamız gerekir çünkü dünyanın birçok yerinde Yahudi toplulukları İsrail devletinin Dökme kurşun^’ operasyonuna ya da Mavi Marmara gemisine yapılan vahşet gibi bazı uygulamalarına karşı olsalar dahi İsrail'in Yahudi bir devlet olarak var olmasını destekliyorlar. Ancak diğer taraftan büyüyen bir azınlık var ki, yalnız işgali değil aynı zamanda İsrail'de siyonist bir devlet düşüncesinin kendisini sorguluyorlar benim gibi. Nakpa'yı bir suç olarak görüyorlar ve onların mücadelesi sadece İsrail'in faaliyetlerinin aşırılığına son vermek değil, Yahudileri ayrıcalıklı kılan bir devletin varlığına son vermek.

-Siz de İngiltere'de İsrail ürünlerini boykot girişimini başlattınız. Bunu nasıl başlattığınızı açabilir misiniz?

* Diğer Yahudi arkadaşlarımızla oturup bira içtiğimiz bir gün birlikte çalıştığımız Filistin için adalet isteyen Yahudilerden oluşan grupların aşırı ihtiyatlılığından hayal kırıklığına uğramış üyelerimiz olduğunu fark ettik. Daha sergileyici ve daha doğrudan bir eyleme ihtiyacımız olduğunu düşündük ve Filistin Boykot grubunun çağrısına karşılık vermek istedik. İsrail karşıtlarının çoğu yerleşimlerde üretilen ürünlerin boykotunu destekler ve çıkan tüm ürünleri boykot edenler çoğunluktadır. Ama bizim için kritik olan nokta kültürel akademik boykottur ve bunu yapanlar sadece bizim grubumuzun, J-BIG (İsrail Ürünlerini Boykot Eden Yahudiler) etrafındaki bir çevredir; diğerleri daha bunu tam olarak kabul etmiş ya da cesaret edebilmiş değiller.

- Sizin kuruluşunuza ve boykot girişiminize karşı diğer Yahudiler nasıl yaklaşıyor? Hiç tepki gördünüz mü?

* Çok popüler değiliz,olmaya da çalışmadık doğrusu.Bizim için burada önemli olan nokta, İsrail, Yahudiler ve Siyonizmin, bu üçünün ayrı şeyler olduğunu gösterebilmek. Bunu yaparken ironik bir şekilde siyonistleri de anti-semitist saldırılara karşı savunmuş oluyoruz. Yanlış anlaşılmasın biz siyonist dostu olmak asla istemiyoruz ama, nesnel olarak bu şekilde çok iyi siyonist dostları da olmuş oluyoruz çünkü, siyonistler hayatı bütün Yahudiler için tehlikeli hale getiriyor. İsrail'i destekleseler de desteklemeseler de bütün Yahudileri tehlikeye atıyorlar ve bir çok insan da bu yanlışa düşüyor, Yahudileri ve Siyonistleri aynı kefeye koyuyor. Ama bunu yapan sadece karşıtlarımız değil, siyonistler de insanların böyle düşünmesine neden oluyor.

-Tam bu açıklamanıza paralel olarak bir soru soracağım. İsrail devletinin bu tavrına duyulan tepkinin anti-semitist bir yükselişe yol açabileceği endişesini taşıyor musunuz?

* Bu çok gerçek ve büyük bir tehlike. Ama aynı zamanda anti-semitizm tehlikesi Batı'daki İslamofobi tehlikesinin ancak bir kesri olabilir. Çünkü Batı'da İslam korkusu ve İslam düşmanlığının arz ettiği tehlike Yahudi düşmanlığının arz ettiği tehlikeden çok çok daha büyük. Yani Yahudi düşmanlığı büyük bir tehlike olmakla birlikte, Batı'da şu dönem yükselen İslam düşmanlığı yanında çok küçük kalır. Nasıl ki siyonistlerin eylemleri hepimizi tehlikeye atıyorsa, Cihat'cıların eylemleri de örneğin İngiltere'de yaşayan Müslümanları tehlikeye atıyor. Çünkü her toplumun ırkçı alt akıntıları vardır ve bu tür eylemler de işte o alt akıntıların yüzeye çıkmasına yol açar.

- İkinci Dünya savaşında bu kadar zulüm görmüş, jenoside uğramış bir halkın devletinin benzer ırkçı uygulamalara yönelmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

* Değerlendiremiyorum gerçekten. Şimdi herkes bilir ki, kötü muameleye uğrayan çocuklar büyüdüklerinde çocuklara kötü muamele eder. Belki de bu vahşete uğramış olmak vahşeti uygulamayı öğretmiştir. Ancak insanlık dışı davranışlarını haklı göstermek için siyonistlerin holokostu kullanmasından daha utanç verici bir şey olamaz. Ama aynı zamanda birçok insanın yaptığı gibi siyonizmi Nazizmle bir tutmayı çok aptalca buluyorum; ancak Batı Şeria ve Gazze'yi hapishaneye dönüştüren duvarların yanında durup da Varşova gettosunu hatırlamamak mümkün değil. Yahudiler Avrupa'da 600 yıl boyunca getto'yu yaşadılar. Şimdi Filistinliler için getto yaratmaları kabul edilir bir şey değil. Avrupa anti-semitizminin bir özelliği Yahudilerin ticarete, sanayiye ve eğitime katılmasına engel olmaktı şimdi de İsrail devleti Filistinlileri aynı uygulamalara tabi tutuyor. Kendilerinden utanmaları gerekiyor.

-Sizce Ortadoğu'da kalıcı bir barış nasıl sağlanabilir?

* Sihirli bir değnek lazım gerçekten. Şaka bir yana, öncellikle Filistin halkını mücadelelerinde desteklemeliyiz, onlara moral ve fiili destek vermeliyiz. İsraillilerin demokratik Batı kültürünün bir parçası oldukları yolundaki inançlarını çürütmeliyiz. Bunun yapmanın en iyi yolu da boykot ve yaptırımlardır.

-Ama Filistin halkına çoluk çocuk demeden tepeden füze atan ve yakın zamanda olduğu gibi Mavi Marmaraya saldıran İsrail devleti kendini hep haklı görüyor. Onun için hiç bir boykotun, kınamanın, kurulan BM komisyonlarının faydası yok gibi, onları hiç etkilemiyor gibi. Kendilerini her koşulda haklı görmeye alışmışlar.. Sizce bu sıraladığınız eylemlerle geri adım atması gerçekçi bir beklenti mi?

* İsrail kendini haklı görüyor ama artık yalanlarına inanan insanların sayısı azalıyor. Bir gemiyi silahlarla, miğferlerle basmışsan oradaki insanlar kendini savunmaya başladığı zaman faul yapıyorlar diye bağıramazsın. Ama Avrupa'da önemli bir rolümüz olduğu için Avrupa hükümetlerinin ve Avrupa Birliğinin İsrail'le geliştirdikleri özel düzenlemeleri durdurmalarını sağlamak lazım. Çünkü İsrail ürünlerine ayrıcalık sağlayan bu düzenlemeler aynı zamanda İsrail'e ayrıcalıklı ortaklık statüsü getiriyor doğal olarak. Gerçek değişim ancak Amerikalılar siyonist projenin imkansız olduğunu anladığı zaman sağlanabilir. Bu yüzden eğer Avrupa'yı harekete geçirebilirsek o zaman Amerika'yı da harekete geçirebiliriz. Avrupa harekete geçmedikçe Amerika da adım atmayacaktır. İsrail Amerika'dan gelen çok yüklü yardımla ayakta durabiliyor. Bu yardım durduğu zaman çözüm de gelecektir. O zaman İsrailliler Filistinlilerle doğru dürüst müzakereye oturmak zorunda kalacaklardır. Oslo'da, Madrid'de, belki de şimdi yapıldığı gibi saçma sapan görüşmelerle değil, ancak Amerika'nın yardımı kesildiği zaman gerçek müzakerelere mecbur kalacaklardır. Devletlerinin yaşamayacak duruma geleceğini anladıkları zaman bir başka yaşama biçimi bulmaları için, gereken teşvike kavuşmuş olacaklar. Eğer Yahudi olarak Filistin'de yaşamak istiyorlarsa, bu ancak Filistinlilerin haklarına saygı duymakla olabilir. Benim rüyam tek bir laik devlet olmasıdır ama gerçek çözümün nasıl olacağını bilmiyorum. Çünkü çözümü sonuç itibariyle orada yaşayan insanlar bulacak.


Kaynak: ANF

Haber Ara