Mavi Marmara ve Sivil Toplum
31 Mayıs 2010 insanlığın ortak vicdanın zulme ve adaletsizliğe toplu başkaldırışıdır... Farklı etnik grup ve dinlerden insanların, tek gaye için bir sefinede tarihe not düşmeleridir...
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-06-09 12:21:00
Mavi Marmara gemisi 600 yolcusu ve dünyanın 35 ülkesinden farklı dinler, farklı siyasi görüşlere mensup insanların sadece tek bir hedef ve ortak bir gaye için bir araya geldiği seyru sefer sefinesiydi. Bu geminin tarihi duruşu uzun yıllar hafızalardan silinmeyecektir...
Mavi Marmara asla, siyasi ve ideolojik bir meydan okuma eylemi değildi. Bu gemi konvoyu 4 yıldır dünyanın görmezden geldiği adeta 3 maymunu oynadığı ve dünyanın en büyük cezaevine hapsedilmiş Gazze halkına, evlerini, hastanelerini, okullarını tamir etmeleri için demir, çimento, boya, cam, jeneratör ve hastalar için ilaç, çocuklar için de oyun parkları götürüyordu.
1.5 milyon insanın ölüme ve yalnızlığa terk edildiğini ve artık buna dur demenin zamanı geldiğini ve sadece Türk halkı değil tüm dünyanın vicdanına seslenmek için yola çıktı. Siyasi ve diplomatik kurumlar, BM, NATO, AB, İKT, Arap Birliği, gibi resmi kurumlar ve oluşumlar maalesef 40 yıldır Filistin sorunu ile uğraşmakta, 4 yıldan beri de Gazze ambargosunu sadece konuşmaktadırlar.
Mısır, İsrail, Filistin görüşmelerinden maalesef hiçbir sonuç çıkmadığı gibi, geçtiğimiz mart ayında Gazze Refah sınır kapısında insani yardım için kullanılan tünelleri tamamen etkisiz hale getirmek için çelikten bariyerlerle toprağın 20 metre derinliğine kadar kazılar başlatıldı böylece Gazze’nin son nefes damarları da kesilmiş oluyordu…
Gazze imdat dedikçe, dünya adeta duymamak için elinden geleni yaptı. Mavi Marmara konvoyu dünya tarihinde benzerleri çok az olan bir çalışma ortaya koydu. İnsanlığın vicdanı olarak sivil bir hareket tüm dünyaya herkes kendi işini yapar inancı ile sadece insani yardıma ihtiyacı olan ve çığlıklara doğru sesin geldiği Gazze’ye doğru rotasını çevirmek zorunda idi.
STK’LAR DEVLETTEN DEĞİL TOPLUMDAN ALIR GÜCÜNÜ
Gücünü tamamen insanlık duygusu ve inancından alan tek güven ve dayanak noktası vicdanı olan bu hareket, değerlendirilirken hiçbir siyasi görüşe angaje edilme hatasına düşülmemelidir. Kamu vicdanında oturduğu yer bellidir. Tek amaç insani yardımdır. Bu 600 vicdan sahibi insan, Filistin dostları olarak tüm dünyaya bir mesaj iletmek için yola çıktı.
Sivil toplum örgütleri dünyanın tüm gelişmiş ülkelerinde hükümet dışı kuruluşlar olarak kabul görür. Sivil toplumun, yaşadığı çağın sorunlarına ve krizlerine çözüm üretmek ve yaralara pansuman olmak gibi asli görevi vardır. Sivil toplum kuruluşları sorunların çözümünde toplumun dinamiklerini en hızlı bir şekilde harekete geçirmenin yollarını arar. Direkt acil ve hızlı bir şekilde çözüme doğru hareketi örgütler. Sivil inisiyatif kararlı ve hızlı hareket etmeye müsait karakter dedir. Diplomasi ve siyasi mekanizmalar ise daha ağır ve prosedürler çerçevesinde sonuca gitmeye çalışır.
Mavi Marmara Türkiye, Filistin ve İslam dünyası için çok önemli bir dönüm noktası oldu. Sivil bir hareketin Akdeniz’in ortasında İsrail hükümetinin saldırıya uğraması sonucunda 9 şehid ve 50 yaralının verilmesinin ardından Gazze tüm dünyanın bir anda ortak gündemini oluşturdu. Bugüne kadar Gazze ambargosunu çok fazla gündemine dahi almayan ülkeler, kurum ve uluslararası oluşumlar, 4 gündür ambargonun artık derhal kalkması gerektiğini konuşuyor.
31 MAYIS 2010 İNSANLIK GEMİSİNİN ZULME BAŞKALDIRISIDIR
Arap Birliği sekreteri Amr musa, NATO Genel Sekreteri Rasmussen, İKT Genel Sekreteri İhsanoğlu ve Mısır hükümetinin Abluka başarısız oldu, sınır süresiz açık kalacak açıklamaları ve İsrail’in sivil insanlara Mavi Marmara’ya yapmış olduğu saldırının protesto edilmesi sivil toplum hareketinin Gazze halkının yaşadıklarını dünyanın gündemine getirmesi açısından çok önemlidir. Sivil itaatsizlik İsrail hükümetinin yıllardır Filistin ve Gazze halkına yapmış olduğu katliam ve zulümlere karşı bir duruştur. 31 Mayıs 2010 tarihe bir not düşmüştür ve tarih asla unutulmayacaktır…
31 Mayıs 2010 Mavi Marmara konvoyu insanlık vicdanının, insani değerler uğruna göstermiş olduğu fedakârlığı başka insanlar adına, feda edilen hayatlardan bahsedecektir. Gazze’de yıllardır ölüme mahkûm edilen zamanlara dur denmeli idi. Bir Arap atasözü der ki; ‘zaman bıçak gibidir, sen onu kesmesen o seni keser.’ İnşaallah Gazze’de zaman kesilir ve insanlar ölüme mahkûm edilmekten kurtulur.
31 Mayıs 2010 Türkiye, Filistin ve İsrail ilişkilerinde yeni bir dönemin başlangıcı olacağı kesin. Mavi Marmara yolcuları, ruhu ve mantığı başka coğrafyalarda acılara, zulümlere ve sıkıntılara çare olmaya hep yelken açacaktır. Sivil toplum insanlığın vicdanı olmaya devam edecektir…
*Aktivist ve yazar.
SON VİDEO HABER
Haber Ara