Dolar

34,8657

Euro

36,6223

Altın

3.047,57

Bist

10.058,47

İsrailli müzisyenin 'Mavi Marmara' feryadı...

İsrailli ünlü müzisyen Gilad Atzmon son makalesinde, "Buradan avazım çıktığı kadar bağırmak istiyorum. İsrail’in ölümcül barbarlığını bütünüyle kavramak istiyorsanız, Eski Ahid’e bakmak zorundasınız" dedi.

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-06-09 02:29:00

İsrailli müzisyenin 'Mavi Marmara' feryadı...
Haber Merkezi / TİMETURK

İsrailli ünlü müzisyen Gilad Atzmon son makalesinde, Mavi Marmara gemisine saldıran İsrail'i yerden yere vurdu. İsrail'in katliam yapmaya her zaman hazır olduğunu belirten Atzmon, dünyanın Siyonist propagandaya artık dur demesi gerektiğini söyledi. İşte, Gilad Atzmon'un timeturk.com okuyucuları için tercüme ettiğimiz makalesi;

Yahudi İdeolojisi ve Dünya Barışı

Gilad Atzmon*

“… Sonra onların hepsini yok edeceksin. Onlarla anlaşma yapmayacaksın ve onlara merhamet göstermeyeceksin.” (Deuteronomy, 7:1-2)

“... hiçbir canlı bırakmayacaksın. Hepsini yok edeceksin… İlah’ının sana emrettiği gibi…” (Deuteronomy, 20:16)


Buradan avazım çıktığı kadar bağırmak istiyorum. Açık denizdeki son İsrail katliamını soruşturmak için, herhangi bir “Uluslararası”, “tarafsız” veya “bağımsız” bir komisyona ihtiyaç yok. İsrail’in böyle bir komisyona itirazı çerçevesinde, İsrailliler daha çok gizlemek zorunda ve gerçek mesele daha derinlerde olduğu izlenimi var. Şayet İsrail’in ölümcül barbarlığını bütünüyle kavramak istiyorsanız, Eski Ahid’e bakmak zorundasınız.

Şurası kesin ki, Kutsal Kitap’la etnik veya ırkçı bir devamlılık yoktur. İsrailliler ve Yahudi devleti ve ordusunun öncüsü Hazaralar, Deuteronomy’de anlatılan cinayetler zevki arasında benzerlikler ve İsrail’in mevcut ölümcül eylemler serisi inkâr edilemez. İsrail, “kurucu babaların” hayal ettiği çizgiden dolayı, bir katil toplumu değildir. İsrail ölümcül bir toplumdur, çünkü fanatik bir Yahudi kabilesi ideolojisi tarafından idare edilmekte ve merhametsizlik psikozuna girmiş Kitab-ı Mukaddes’in zehirli neşesinden güç almaktadır.

Yahudi Devleti hukukun ötesindedir. O, bilinen herhangi bir evrensel değerler sistemini takip etmez. İsrail, Lübnan’ı ezdi (2006) ve geriye 3000 den fazla ölmüş sivil bıraktı. 2009 yılında, bir BM RWA sığınağını fosfor bombasıyla bombaladı ve Gazze’de, çoğu kadın, çoluk, çocuk, yaşlılardan 1500 ölü bıraktı. Ve bu yılın başlarında, sahte yabancı pasaportlar kullanarak Dubai’e bir cinayet işledi. Geçtiğimiz hafta ise, Koşer donanmasının uluslararası sularda barış aktivistlerini doğradığını gördük.

İsrail’in Mavi Marmara’daki cinayetlerinde, hayatta kalabilen Türk sayısını okuyan ve işledikleri canilikleri haklı çıkarmaya çalışan İsrailli sözcüleri izleyen, katliamın mahkeme için meydana çıkan raporları, geriye hiçbir şüphe kalmadığını göstermektedir. İsrail toplumun geçmişinde geriye dönüş yoktur. Aslında uzun bir zaman öncesinden beri insanlıktan uzaklaşmaktadır. Siyonist önceliğin bir “yeni medeni Yahudi inşâ etmek” girişiminin bütünüyle bir başarısızlık olarak görünmesi gerektiğini, şimdi tartışmak daha makul olabilir. Gerçekten İsrailli Yahudi, hepsinden daha ölümcüldür, Tarantino’un Inglorius Bastards filminde tasvir edilen hayalî karakterden bile daha öldürücüdür.

Yahudi Devleti’nin ahlâken hızlı bozulmasını anlatmanın bir yolu, aslında Siyonistlerin asla ahlaka yanaşmamış olduklarını vurgulamaktır. Onlar insanîliğin mânâsını doğru içselleştirmekten daha çok, kendi bahanelerine etkili bir şekilde hizmet edecek bir ağ örmeyi öğrenmekte daha hızlıydılar.

Bütün Hasbara (propaganda) yalanlar üzerine oturtuldu. Hasbara projesi yıllardır, baştan sona İsrail’i, ‘Arab denizi’ndeki Batılı ve demokratik bir millet olarak sunan Sayanim tarafından desteklenmektedir. Yahudi devleti bütün bu zaman sürecinde, o toprakların yerli halkını katlederek, açlığa mahkûm ederek ve etnik temizliğe tabi tutarak, komşularına acı çektiriyordu.

Yeter artık, yeter. Şimdi, akademik, siyasî ve medyada köşe başlarına tutmuş, her İsrailli ve Siyonist süzgecin adını vermenin ve onları utandırmanın zamanıdır. Bu o kadar çetrefil olmamalı, çünkü Bu Sayanimler ve onların işbirlikçileri yaptıkları apaçık işlerle, son zamanlara kadar aramızdaydılar.

Saldırganlıktan, Kurbanlığa

Bununla birlikte, İsrailliler henüz basit kolektif katil değiller. En ölümcül askerî birimlerinin (13. Tim) silahsız barış aktivisitlerinin üzerine salmaktan büyük bir haz duydukları kadar, İsrailliler yine de, komandolarına bir grup masum kurbanlar olarak bakmakta ısrar etmekteler. Mümkün olduğunca yakın mesafeden, helikopterlerden indirilen komandolarına, “linç etmek” için ‘saldırıldığını’ söyleyen İsrailli yetkilileri ve onların temsilcilerini takip etmek oldukça acayipti. Guardian gazetesinin editörü katliamdan sadece bir gün sonra “Komandolar, gemilerdeki Filistin taraftarı aktivistlerin, kendilerini bir an önce kaptan köşkünde bir fincan çay içmeye davet edilmesini mi umdu?” diye hayretle sordu.

Kendi kendilerine başlattıkları bir askeri akında saldırgan taraf iken, İsrail’in anlama kapasitesindeki görünen eksiklik, tarihî nedensellik ve tarih nosyonu açısından Yahudi siyasî anlayışsızlığının işareti olmasıdır. Bir Yahudi perspektifinde, tarih daima acı çeken bir Yahudinin keşfedildiği yerden başlar. İsrailliler için Mavi Marmara’daki hadise ancak, koşer komandolarının üst güvertedeki karşılaştıkları ilk direnişle başlamıştır. İsrail basınında, aslında saldıranların kesinlikle komandolar olduğu tamamen görmezden gelindi. Gerçekte, onlar kısmen askerî bir suç işledi, uluslararası sularda, insanî yardım taşıyan sivil bir gemiye helikopterlerden indirildiler. İsrailliler için Mavi Marmara katliamı hadisesi, çatışmadan veya herhangi bir çatışma anlayışından tecrit edilmiştir.

Yahudi siyaset yazılarında ve tarihinde, nedenselliğe yer yoktur. Bir başlangıçta ve bir sonda, böyle bir şey yoktur. Yahudi kabile hukukunda her bir anlatım, bir Yahudi’nin acısının kendini kurumsallaştırmasıyla evrim geçirmeye başlar. İşte bu, İsraillilerin ve dünyadaki bazı Yahudilerin, 1967 sınırları içerisinde niçin “iki devletli bir çözüme” olabildiğince uzak kaldıklarını açıkça anlatmaktadır. Yine bu durum, birçok Yahudi için tarihin, niçin holokosttaki gaz odalarında veya Nazilerin yükselişiyle başladığını göstermektedir. Herhangi bir İsraillinin veya Yahudilerin, Avrupalıların 1920-1940 arası, Yahudi komşularına doğru açık kızgınlığa giden şartları anlamaya başladıklarını, kati bir şekilde görmekteyim.

İsrail ve Yahudi millî projesinin bu geceki açık deniz katliamından yürümeyecek olmasından dolayı hayli ikna edilmiştim. Sebebi gayet basit. Kötü sonla biten kaderinden kendini korusun diye, İsrail aynaya bakmak ihtiyacı duyacaktı. Bu olmadı. İsrail aynaya bakarken, daha da öfkelenecekti. İsrail bu riski göze almayacak.

İsrail aynaya bakmak yerine, Yahudi kışkırtıcı kabilesi, ağ örmeye devam etmektedir. Hasbara, aptalca bir şekilde, kolayca reddedilemeyecek ürettiği bir videoyu meydana saldı.

Bu olayda, Kutsal Kitabın ölümcül pratiğinin kurbanlarının sadece Filistinliler, Arablar veya Müslümanlar olmadığını bazı Batılılar, şimdiye kadar göremedi. Aslında, Siyonizm gerçekten Gotim arasında bir fark görmez. Siyonizm açısından her bir gentile ( Yahudi olmayan), potansiyel bir düşmandır. Bu gerçek, İsrail’in niçin bu kadar çok nükleer silaha sahip olduğunu, göstermektedir.

İsrail’in bombaları, bizim için, İngilizler için, Fransızlar için, Türkler için, Ruslar ve Çinliler için, kısaca geri kalan İnsanlık içindir. İsrail’in nükleer silahları, ilk asır tahkim edilmiş koşer sığınağında, henüz Romalılara teslim olmayan birkaç aşırı Yahudi’nin bir intihar eylemine girişmesini anlatan, Masada referansında anlaşılabilir.
http://www.youtube.com/watch?v=ynTHvVYtpIA

Yeni İsrailliler kafalarında bir Armagedon senaryosuna sahipler. Onların felsefesi oldukça basit. İsrailliler, Auschwitz’den beri (bir kuzu gibi doğranmak) “bir daha asla olmayacak” dersini aldılar. Masada’dan beri, hayatta kalma mottosunu çıkardılar. Bu motto şöyle: “Bizim aşağıya yuvarlandığımız bir zamanda, herkes bizimle yuvarlanacak”. 3000 çocuk, kadın ve yaşlıyı yaşlıyla birlikte, Filistin tapınağını yıkan Kutsal Kitabın soykırımcı katilleri, aslında İsraillilerin, Samson’un hikâyesini yorumlamaları gerçeğidir.


*İsrailli ünlü müzisyen.

Bu makale Fazıl Duygun tarafından Timeturk.com için tercüme edilmiştir.

SON VİDEO HABER

Kassam, İsrail askerlerini araçlarıyla birlikte imha etti

Haber Ara