Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Netahyahu hâlâ şaşırtıyor

İsrail'in filo saldırısına resmi tepkisi saldırının kendisi kadar şaşırtıcı. Netanyahu uluslararası soruşturmayı reddederek son noktayı koydu.

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-06-08 15:41:00

Netahyahu hâlâ şaşırtıyor
Egemen devletler hata yaptıklarında tarafsız soruşturma sözü verir, kurbanların ailelerine pişman olduklarını bildirir, özür diler. Bunlar İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun hükümeti için geçerli değil. Neredeyse dokuz Filistin yanlısı eylemcinin Gazze’ye seyreden yardım konvoyunda öldürüldüğü baskının kendisi kadar dehşet verici olan, İsrail’in verdiği resmi tepkiydi. Politika ilk önce vurup ardından kurbanları itibarsızlaştırmaktı. Jerusalem Post’un yayımladığı bir videoda Netanyahu şöyle diyordu: “Bu bir aşk gemisi değildi. Nefret gemisiydi. Bu insanlar pasifist değildi, barış eylemcisi de değildi, terörizmin şiddet yanlısı destekçileriydi.” Hükümet basın bürosu yabancı gazetecilere “Filo Korosu sunar: Dünyaya Karşıyız” adlı mizahi bir klip gönderdi, sonra klibi geri çekti ve içeriğinin İsra-il’in resmi tutumunu yansıtmadığını söyledi. Ve İsrail başbakanı dün uluslararası soruştur-ma çağrılarını reddederek son noktayı koydu.

BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon’un önerdiği soruşturma formatı İsrail’in lehineydi, çünkü vatandaşları başlıca kurbanlar olan Türkiye’nin temsilcilerinin yanında İsrailli ve Amerikalı temsilciler de olacaktı. Fakat bu bile Netanyahu’ya fazla geldi. 2006 Lübnan savaşını soruşturan Winograd komisyonunun da gösterdiği üzere, İsrailli yargıçlar kendi siyasetçilerine ve askerlerine hesap sormak konusunda muktedir. Fakat son olay İsrail’in iç meselesi değil. Baskın, İsrail’in yasal yetkisinin olmadığı uluslararası sularda yapıldı. Kurban-lardan sekizi Türkiye, biri ABD vatandaşıydı ve gemide başka 30 milletten insan vardı.

Gerçek sorular var: Komandoların gemiye çıkmadan önce ateş açtığına, kurbanların başlarına çok sayıda kurşun sıkıldığına dair tanıklıklar var ve bunlar komandoların sadece nefsi müdafaa amacıyla ateş açtığı iddiasına ters düşüyor. Askerlerin, diğerleri güverteyi basmadan önce ele geçirildiği ve silahlarının alındığı iddiasını destekleyen tanıklıklar da söz konusu. Bu kanıtların bir İsrail soruşturmasıyla sınanması ihtimali zayıf ve dünya, bilhassa da Müslümanlar, bunun İsrailli komandoların bir şey saklıyor olmasından kaynaklandığını düşünecektir.
Türkiye de vatandaşlarının vurulmasının peşini muhtemelen bırakmayacak. Hele hele İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman’ın Başbakan Tayyip Erdoğan’ı İslamcı bir aşırılıkçı diye nitelemesinden sonra. İstanbul bu hafta bir Avrasya güvenlik zirvesine ev sahipliği yapacak; sekiz devlet başkanının katıldığı zirve İsrail’i ve yasadışı ablukayı kınamak yönünde çarçabuk uluslararası bir zemine dönüşecektir. Sadece 72 milyon Türk’ü değil, NATO’nun tek Müslüman üyesini küstürmenin İsrail için geniş çaplı sonuçları olacaktır. İsrail kendisini gerek uluslararası hukuktan gerekse dünya kamuoyundan her geçen gün tecrit ediyor.

Ortadoğu’daki stratejik ortağının kendi kendini imha eden tutumuna kefil olmanın bedeli ABD için de ağırlaşıyor. Başkan Barack Obama ve General David Petraeus Arap-İsrail ihtilafıyla ABD’nin güvenlik çıkarları arasında menfi bir bağ kuruyor. Önce Netanyahu Arap Doğu Kudüs’te inşaatı durdurmayı reddetti; şimdi de İsrail kilit bir Müslüman müttefikle kavga çıkarıyor. İsrail’in uluslararası soruşturmayı reddetmesi, hayatta kalmasını garanti eden ülkenin çıkarları için stratejik yük haline geldiği düşüncesini olsa olsa güçlendirir. Netanyahu Obama’nın aynı sonucu çıkarmadığını sanıyorsa aptallık eder. (Başyazı, 7 Haziran 2010)
SON VİDEO HABER

Iğdır'da AK Parti İl Başkanlığı binasına molotoflu saldırı

Haber Ara