'Yüksek Yargı, darbeciliği bırakmalı!'
Osman Can, Anayasa değişikliğiyle yargıda bir kültür değişimi, hiyerarşinin sonlanması, yargının siyasal aktör olmaktan çıkarılması imkânı doğacağını belirtti.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-06-07 13:40:00
Demokrat Yargı 1. Olağan Genel Kurulu, Dikmen Hakimevi'nde yapıldı. Burada konuşan Demokrat Yargı Eşbaşkanı Osman Can, Anayasa Mahkemesi'nin, anayasal sınırları ihlal ederek darbecilerden daha fazla darbe ideolojisinin koruyuculuğunu üstlenmeyeceğine, Anayasal Yıkımlar Merkezine (AYM) dönüşmeyeceğine inanmak istediklerini söyledi. Demokratik siyaset alanının genişlemesinin, yeni bir Anayasa imkanı olduğunu dile getiren Can, bu küçük adımların engellenmesinin ise Türkiye'yi darbe sistemine, karanlıklara mahkum edeceğini vurguladı.
DEMOKRATLAŞMA SORUNU VAR
Yargıda demokratlaşmanın gerekliliğinden önce, 'yargıda demokratlaşma' diye bir sorunu görmeye başladıklarının altını çizen Can, çoğulculuğu sağlanmamış bir yargının, tüm maddi hukuk normları özgürlükçü olarak inşa edilmiş olsa dahi, bunları yaşama geçirmeme azmi içinde davranacağını, özgürlük ve demokrasi taleplerini 'tehdit' olarak göreceğini, kendi içinde demokrasi karşıtı bir ideolojiyi koruyucu bir kültür veya gelenek üreteceğini görmeye başladıklarını söyledi. Demokrat Yargı sayesinde Türkiye kamuoyunun yargının da demokratik bir tartışmanın önemli bileşeni olabileceğini fark ettiğini savunan Can, Adalet Bakanlığı'yla birlikte yargıya yönelik en önemli tehdidin temyiz mahkemeleri ile HSYK'dan geldiğini söyledi.
Yargı darbelere karşı duruş sergileyemedi
Demokrat Yargı'nın, Türkiye'yi 50 yılı aşkın süredir darbe Anayasalarına, yargısına ve yasal düzenine mahkûm edenlerle, bu sürece katkı sağlayanlarla ve değişmesine karşı ellerindeki tüm yetkilerini kullanma düşüncesinde olanlarla onur duymayacağını dile getiren Can, onların Türkiye insanına yaşattıklarından dolayı, kendi adına ve payına özür dilemeyi görev saydığını söyledi.
Konuşması zaman zaman alkışlarla kesilen Can, şunları ifade etti: "Darbelerin yarattığı sistemin bir parçası ise yargı sistemidir. Darbenin oluşumunda öncü roller üstlenen, içinde olan, sonrasında darbe sisteminin taşıyıcısı rolünü üstlenen, darbelere karşı bir duruş sergilediğine ilişkin tarihimizde tek bir örnek gösteremeyen 'Yüksek Mahkemeler ve Kurullar', diğer yandan Yassıada, 12 Mart ve 12 Eylül ve devam ede gelen yargı kültürüne imkân vermiştir. Bu kültür, Adnan Mendereslerin, Deniz Gezmişlerin, Erdal Erenlerin katledilmesinden doğrudan doğruya sorumludur."
Kaynak: Yeni Şafak
Haber Ara