Gulf News: İsrail sınır tanımıyor

Birleşik Arap Emirlikleri'nde İngilizce yayımlanan Gulf News gazetesinin 2 Haziran 2010 tarihli internet sayfasında, Ömer Şerif imzasıyla ve yukarıdaki başlık altında yer alan yorumun çevirisi şöyledir:

Mavi Marmara'dan Gulf News için bildiren muhabirimiz Abbas Al Lawati'nin sağ salim olduğu haberleriyle rahatlasak da açık denizde şeytanın güçleriyle zalimce vurulan meçhul insani yardım çalışanları için öfkeli ve üzüntülüyüz. Tel Aviv'deki rejimin emsalsiz suçu için daha fazla kanıta ihtiyaç varsa bunu, uluslararası sularda silahsız sivilleri öldürmek için yasa dışı bir görevle askerlerini gönderdiği pazartesi günü sabahın erken saatlerinde aldık.

İsrail hükûmeti yanlısı gazeteciler hemen gemideki borular, bıçaklar ve atış mühimmatıyla barışçıl askerlere saldıran teröristler hakkında yazılar yazdılar. Komandolar elbette sadece kendilerini savunuyorlardı. Ve iş Yahudi devlete gelince çok hassas olan uluslararası medya "Çatışmada öldü." ve "Askerler saldırıya uğradı." gibi ifadeler kullanıyor. ABD Başkanı Barack Obama sadece can kaybı karşısında üzgün olduğunu belirtmekle yetindi. Aslında Beyaz Saray trajediyi çevreleyen koşulları anlamak için çalıştığını açıkladı.

Beklentilere Meydan Okumak

Çok az kişi yardım misyonunun bu tarz bir katliamla son bulacağını düşünebilirdi. En kötü ihtimalle Gazze açık cezaevine gıda, ilaç ve oyuncak götürmek isteyen eylemciler, İsraillilerin, Şeride girmelerini engelleyip gemiyi Aşdod limanına yönlendirmeye çalışacağını düşünüyorlardı. Ve Mavi Marmara'nın bir Türk bayrağı taşıdığı ve İsrail'in bu büyük Orta Doğulu gücü ve NATO üyesiyle diplomatik ve askerî bağları göz önüne alındığında böyle düşünmekte de haklıydılar. Ancak Yahudi devletin en kötü şekilde beklentilere meydan okuma gibi bir tarihi de var. Belki destekçisi süper güç dışında hiçbir ülke bunun gibi bir şey yapıp bunun yanına kalmasını beklemezdi.

Ateşgücü düşünüldüğünde bölgedeki bütün ülkelerden sadece Türkiye ve İran İsrail'e eş değer. Bazıları Ankara'nın nedensiz saldırı için Yahudi devlete karşı askerî eylemde bulunmasını bekliyordu. Ancak Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun BM Güvenlik Konseyindeki yorumlarından yola çıkarsak bu ülke diplomatik bir alternatifi kabullenmiş görünüyor. Böyle olsa da Türkiye ve -bu benzeri görülmemiş olayı daha sert sözlerle kınaması gereken- Arap dünyası bu olaydan uzun süredir acı çeken Gazze halkı için iyi bir şeyler çıkmasını sağlamaya uğraşmalıdır.

İnsanlığa Karşı Bir Suç

Ancak çok az umut var. İsrail'in Gazze'ye 2008-2009'daki üç haftalık saldırısından -ki bu, 1400 Filistinlinin ölümüne neden olan bir savaş suçuydu- beri İsrail sadece bölgedeki yakışıksız -Özgürlük Filosunun kırmayı umduğu deniz ablukası dâhil- ablukayı sıkılaştırdı.

Bu orta çağ ablukası her türlü ölçütle insanlığa karşı bir suçtur ve sivil halkın cezalandırılması anlamına gelmektedir. Pekala insanlar, eylemcilerin trajik ölümlerini dünyanın dikkatini, sürekli olarak masum sivillere zarar veren Gazze ablukasına çekmek ve İsrail'e uluslararası sahnede bir gangster gibi davranmaya devam edemeyeceği yönünde bir mesaj göndermek için kullanmaları gerektiğini düşünebilir.

Ancak Tel Aviv'dekilerin kulak vereceklerine güvenmeyin.

BYEGM