Dolar

34,8698

Euro

36,6444

Altın

3.017,28

Bist

10.165,59

İsrail güç sarhoşu

Yahudiler 2 bin yıl boyu kendi sırtlarına inen kamçılar olarak tanıdıkları güce sahip olunca mantıksız davranmaya başladı. Hamas'ı Gazze'yi ablukaya alarak ezmek imkânsız

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-06-03 09:11:00

İsrail güç sarhoşu
Yahudiler 2 bin yıl boyu gücün gücünü, sadece kendi sırtlarına inen kamçılar şeklinde tanıyordu. Son on yıllardaysa biz kendimiz de güç kullanmaya muktediriz. Bununla birlikte, bu güç bizi tekrar tekrar zehirledi. Tekrar tekrar, karşılaştığımız her sorunu güç kullanarak çözebilec-eğimizi zannediyoruz. Tıpkı atasözünde dendiği gibi: Elinde büyük bir çekiç olan adama bütün sorunlar çivi gibi görünür.

İsrail’in kuruluşundan önceki dönemde Filistin’deki Yahudilerin büyük bir bölümü, özellikle de aşırı milliyetçi İrgun grubunun mensupları, askeri gücün her türlü hedefe ulaşmak için, Britanya’yı ülkeden def etmek ve devletimizi kurmamıza karşı çıkan Arapları kovmak için kullanılabileceğini düşünüyordu.

Devletin kurulmasından sonraki dönemde, Filistin’deki Yahudi nüfusunun büyük bir kısmı gücün sınırlarını idrak edemedi ve her amaca ulaşmak için güç kullanılabileceğini düşündü. Neyse ki, İsrail’in ilk yıllarında David Ben-Guiron ve Levi Eşkol gibi liderler, gücün sınırları olduğunu gayet iyi biliyordu ve bu sınırların dışına çıkmamak için dikkatli davrandı. Fakat 1967’deki Altı Gün Savaşı’ndan bu yana İsrail askeri güce takılıp kalmış durumda. Mantra şu: Güçle yapılamayan şey daha da büyük bir güçle yapılabilir.

İsrail’in Gazze ablukası bu bakış açısının yan ürünlerinden biri. Bu bakışın kökeninde şu yanlış varsayım var: Hamas silahların gücüyle yenilgiye uğratılabilir; ya da daha genel ifadesiyle, Filistin sorunu çözülmek yerine ezilebilir.

Hamas bir fikir. Birçok Filistinli’nin perişanlığından ve öfkesinden ortaya çıkmış bir fikir. Tarihte hiçbir fikir güçle yok edilememiştir; ablukayla, bombardımanla, tank namlularıyla ve deniz komandolarıyla yenilgiye uğratılmamıştır. Bir fikri yenmek için daha iyi, daha cazip ve kabul edilebilir bir fikir ortaya koymanız gerekir. İsrail’in Hamas’ı bir kenara itmesinin tek yolu, Batı Şeria ve Gazze’de 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir devlet kurulması konusunda Filistinlilerle bir an önce anlaşmaya varmaktır.
İsrail Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas ve onun hükümetiyle barış anlaşması yapmak ve böylelikle İsrail-Filistin ihtilafını İsrail’le Gazze arasındaki bir ihtilafa indirgemek zorunda. Gazze’yle ihtilafsa ancak nihayetinde Hamas’la müzakere ederek, ya da daha mantıki olarak, Abbas’ın Fetih hareketini Hamas’la entegre ederek çözülebilir. İsrail Gazze’ye giden 100 gemiye daha el koysa bile, Gazze’yi işgal etmek için 100 kere daha asker gönderse bile, ordusunu, polisini ve gizli kuvvetlerini kaç kere daha seferber etse bile sorunu çözemez.
Sorun şu ki, bu topraklarda sadece biz yaşamıyoruz ve bu topraklarda sadece Filistinliler de yaşamıyor. Kudüs’te sadece biz ya da sadece Filistinliler yaşamıyor. Biz, yani İsrailliler ve Filistinliler bu basit olgunun mantıksal sonuçlarını kabul etmedikçe, hepimiz daimi kuşatma halinde yaşayacağız - Gazze İsrail kuşatmasında, İsrail’se uluslararası toplumun ve Arapların kuşatmasında olacak.
Gücün önemini azımsamıyorum. Askeri güç İsrail için hayati. Güç olmadan tek bir gün bile ayakta kalamayız. Fakat gücün ancak bir önleyici; İsrail’in yıkımını önlemenin, hayatlarımızı ve özgürlüğümüzü korumanın aracı mahiyetinde etkili olduğunu unutmamalıyız. Gücü nefsi müdafaa temelinde önleyici bir araç yerine, sorunları ezmenin ve fikirleri yok etmenin aracı olarak kullanmak yönündeki her teşebbüs daha fazla felakete yol açacak; tıpkı Gazze kıyılarının açığındaki uluslararası sularda kendi başımıza getirdiğimiz felaket gibi. (Yazar, 2 Haziran 2010)


Radikal

Haber Ara