Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Fisk: Batılı liderler çok korkaklar

Şu bir gerçek ki, sıradan halk, aktivistler, hadiseleri değiştirecek kararları alacak olan sizi çağırıyor.

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-06-01 16:25:00

Fisk: Batılı liderler çok korkaklar
Haber Merkezi/TIMETURK

The Independent gazetesinin ünlü Ortadoğu muhabiri Rober Fisk, bugünkü "Batılı Liderler Hayat Kurtarmak için Çok Korkaklar" başlıklı yazısında dünya liderlerini göreve çağırdı. Dünyanın İsrail'in işlediği katliamlardan bıktığını ve öfke selinin yarın çok kötü sonuçlar doğuracağını belirten Fisk, siyasetçileri artık sessiz kalmamaya davet etti. Fisk'in yazısını timeturk.com okuyucuları çevirdik;

Robert Fisk

İsrail kaybetti mi? 2008-2009 (1300 ölü) Gazze Savaşı, 2006 (1006 ölü) Lübnan Savaşı ve diğer savaşlar ve şimdi dünkü cinayetler, dünyanın artık İsrail’in düzenini kabul etmeyeceği anlamına gelebilir mi?

Nefeslerinizi tutmayın!

Sadece, “Obama yönetiminin kuşatma trajedisi şartlarını anlamaya çalıştığını söyleyen” yüreksiz Beyaz Saray açıklamasını okumak zorundasınız. Tek bir kınama kelimesi bile yok. Hepsi bu. Dokuz ölü var. Ortadoğu ölüler listesine başka bir ilave…

Fakat öyle değil…

1948’de, Amerikalı ve İngiliz siyasetçilerimiz, Berlin’e bir hava köprüsü kurdu. Açlık çeken bir halk (sadece 3 yıl önce düşmanımızdı) ölümcül bir ordu, yani Ruslar tarafından demir perdeyle kuşatılmıştı. Berlin hava köprüsü Soğuk Savaş döneminin en önemli hadiselerinden bir tanesidir. Askerlerimiz ve havacılarımız hayatlarını, açlık çeken bu Almanlar için riske attılar.

İnanılmaz bir şey değil mi? O günlerde, politikacılarımız kararlar aldı; liderlerimiz hayat kurtarmak için kararlar verdi. Messrs ve Truman, Berlin’in siyasî kavramlar açısından olduğu kadar, ahlâkî ve insanlık açısından da önemli olduğunu anladı.

Ya bugün? O halk- sıradan Avrupalı, Amerikalı, Holokosttan sağ kalabilenler, evet, Allah’ın Nazilerden korudukları, liderleri ve siyasetçileri yapamadığı için, Gazze’ye gitmeye karar veren halktı.

Politikacılarımız dün neredeydi? Tamam, komik Ban Ki Moon, Beyaz Saray’ın patetik açıklaması ve sevgili Blair’in kaybedilen hayatlar karşısındaki pişmanlık ve şokuna sahiptik. Mr. Cameron neredeydi? Mr. Clegg neredeydi?

1948’e geri dönelim, onlar tabii ki, Filistinlileri önemsemeyeceklerdi. Bütün bunlardan sonra, Arab Filistin’in imhasıyla, Berlin’e hava köprüsü kurulması çakışan korkunç bir ironidir

Fakat şu bir gerçek ki, sıradan halk, aktivistler, hadiseleri değiştirecek kararları alacak olan sizi çağırıyor. Politikacılarımız, hayat kurtaracak kararları almakta oldukça karaktersiz, oldukça korkaklar. Bu niçin böyle? Dün, Messrs ve Cameron’dan niye cesur bir ses işitemedik?

Avrupalılar (evet Türkler Avrupalı, öyle değil mi?)başka bir Ortadoğu ordusu (İsrail ordusu, öyle değil mi?) vurularak düşürülseydi, büyük bir öfke dalgası yayılacaktı, öyle değil mi? Bu bir gerçek

Ya İsrail’e ne demeli? Türkiye onun açık bir müttefiki değil mi? Türkler ne umabilir? Şimdi, İsrail’in tek Müslüman müttefiki, bunun bir katliam olduğunu söylüyor ve İsrail oralı bile değil.

Fakat öte yandan, İsrail, Londra ve Kanberra, Hamas komutanı Mahmud Mebuh cinayetinde, İngiliz ve Avustralya pasaportlarının sahtesini kullandığı için, İsrailli diplomatları sınır dışı etmesine aldırmadı zaten. İsrail, zaten müttefiki olan ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden şehirdeyken, İşgal edilmiş Doğu Kudüs’te Yahudi yerleşimciler için yeni konutlar inşâ edeceğini açıkladığında, Biden’e aldırmamıştı ki. Şimdi niye aldırış etsin?

Bu noktaya nasıl geldik? Belki biz, İsrail’in Filistinlileri ve Arabları öldürmesine alıştık, belki İsrail, Arabları öldürmeye alıştı. Şimdi de Türkleri öldürüyorlar. Veya Avrupalıları. Son 24 saatte, Orta Doğu’da bir şeyler değişti ve İsrailliler (kasaplıkta sorumluluğu bulunan olağanüstü ahmak politikacılarının getirdiği) bu değişen şeyleri kavrayabilmiş değiller. Dünya bu öfkeden yoruldu artık. Sadece politikacılar sessiz.

Diplomatik Fırtınalar:

* Goldstone Raporu, Kasım 2009

İsrail, 2008 Aralık ayında, Gazze’den İsrail’e fırlatılan roketleri atışını önleyeceğini söyleyerek, Dökme Kurşun operasyonunu başlattı. Üç hafta süren çatışmalarda, 1400 Filistinli ölürken, 13 İsrailli öldü. Güney Afrikalı yargıç Richard Goldstone’un raporu, İsrail ve Hamas hareketini savaş suçları işleme konusunda aynı çizgiye getirdi. Fakat suçlama İsrail odaklıydı. İsrail, Goldstone’la işbirliği tapmayı reddetti ve onun raporunu çarpıtılmış ve önyargılı olarak ifade etti.

* El Mebuh Cinayeti, Ocak 2010

İngiltere ve Avustralya, Hamas komutanı Mahmud Mebuh’un Dubai’de öldürülmesinde, İsrail ajanlarının, İsrail ajanlarının İngiltere ve Avustralya pasaportlarının sahtesini hazırlayıp, kullandıkları gerekçesiyle, İsrailli diplomatları sınır dışı ettiler. İsrail, Mebuh’un otel odasında öldürülmesine karıştığı iddialarını ne yalanladı, ne de doğruladı. İngiltere, İngiliz pasaportunun böyle kötü amaçlı kullanımına “müsamaha göstermeyeceğini” açıkladı. Avustralya ise “ sıkı dostluk ve güçlü ilişkilere sahip olduğumuz bir millete” yakışmadı açıklamasında bulundu.

* Yerleşimciler Kavgası, Mart 2010

İsrail, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, Kudüs’ü ziyaret etmekteyken, İsrail tarafından ilhak edilmiş Batı Yaka’ya, Yahudiler için yeni evler inşâ edeceğini açıkladı. Açıklama, ABD tarafından alışılmadık şekilde sert bir eleştiriyle karşılaştı. Washington, açıklamanın, Orta Doğu barış sürecinin yeniden canlandırılması çabalarını baltalayacağını söyledi. ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, İsrail projesinin bir hakaret olduğunu ifade etti. Netanyahu, bürokratlar tarafından hazırlanan proje konusunda gafil avlandığını söyledi ve Biden’den özür diledi. İki müttefik arasındaki engeli düzeltmesi umulan, Beyaz Saray’da bugün gerçekleştirilecek olan buluşma, filo krizinden sonra Netanyahu’un evinde durumu gözden geçirmesi için, iptal edildi.

* Nükleer Gizlilik, Mayıs 2010

Orta Doğu’da en çok nükleer silaha sahip tek ülke olduğu varsayılan İsrail, nükleer silahların yayılmasını önleme amaçlı bir anlaşmayı imzalaması için yeniden çağrıldı. Nükleer Silahların yayılmasını Önleme (NPT) anlaşması, Orta Doğu’daki kitle imha silahlarının yasaklanması için bir 2012 yılında bir konferans düzenlenmesi çağrısında bulundu. NPT deklarasyonu, aralarında ABD’nin de bulunduğu 189 ülke tarafından imzalandı. NPT, İsrail’e anlaşmayı derhal imzalaması ve nükleer tesislerini BM korumasında çalıştırması çağrısında bulundu.

Robert Fisk

Bu makale Fazıl Duygun tarafından Timeturk.com için tercüme edilmiştir.

Haber Ara