"Barışı nükleer silahla inşa edemeyiz"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dünya barışının hiçbir zaman nükleer silahları yaymak suretiyle inşa edilemeyeceğini belirtti.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-05-28 18:46:00
"Acaba niye biz Tahran'da buluştuk? Orada buluşmamızın tek sebebi vardı, o da dünya barışı içindi. Zira dünya barışını hiçbir zaman nükleer silahları yaymak suretiyle inşa edemeyiz. Tahran'da veya İran'da bir nükleer silahın olmasına yönelik konuşanlara baktığımızda veya olmamasını isteyenlere baktığımızda hepsinde silah var, nükleer silahlar var. Ama Brezilya Anayasası'na koymuş 'Hayır' diyor. Biz ise zaten böyle bir derdimiz, böyle bir sıkıntımız yok. Bölgemizde de nükleer silahı istemiyoruz.
Hadi bu konuda konuşanlar kendi ülkelerinden nükleer silahları kaldırsınlar ve insanlığın barışı için müjdeyi versinler. Mesele bu. Bunu yapabiliyor muyuz? Eğer bunu yaparsanız gerçekçi olduğunuza inanırız. Bizde bir söz var, 'Bal bal demekle, ağız tatlanmaz' Balı yerseniz ağız tatlanır. Mesele budur. Yani yaşamadığınızı lütfen söylemeyiniz."
Adil bir şekilde temsil edilen bir dünya hedefini dile getiren Başbakan Erdoğan, "Kimsenin horlanmadığı, dışlanmadığı, aşağılanmadığı bir siyasal düzen kurmak istiyoruz dünyamızda" dedi.
"Ülkelerimizin, halklarımızın, en önemlisi de yaşlı dünyamızın ve insanlığın geleceği adına bugün burada tarihi bir zirve gerçekleştiriyoruz" diyen Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Burada bulunan herkes, hepimiz, yeryüzünün var olan sorunlarını ve yeryüzünü bekleyen sorunları çok yakından biliyor ve tanıyoruz. Küresel bir finans krizinin içinden geçiyoruz. Yoksulluk ve gelir dağılımında eşitsizlik gibi yine küresel boyutta büyük bir sorun var. Nükleer silahlar, kitle imha silahları, ölçüsüz silahlanma aynı şekilde geleceğimizi tehdit ediyor. Uluslararası boyuttaki terörizm, insan kaçakçılığı, uyuşturucu trafiği, küresel ısınma, çevre kirliliği, susuzluk diğer tehditler.
Tüm bu tehditleri biliyoruz değerli dostlarım. Tüm bu tehditleri ve somut neticelerini görüyoruz. Ancak, görülmeyen, görülmek istenmeyen, sinsi bir şekilde büyüyen ve en az tüm bu tehditlerin tamamı kadar geleceğimizi tehdit eden bir başka tehlike var. Önyargılar, ön kabuller, hoşgörüsüzlük, birbirine karşı tahammülsüzlük, ayrımcılık. Biz bugün, hem bu tehlikeye karşı durmak, hem de bu tehlikenin ortadan kaldırılmasının mümkün olduğunu tüm dünyaya göstermek için buradayız, Brezilya'dayız, Rio'dayız."
Başbakan Erdoğan, asla karamsar ve umutsuz, olmadıklarını vurgulayarak, tarihten ve bugünden kaynaklanan tüm sorunların çözümünün mümkün olduğuna inandıklarını belirtti.
Erdoğan, tarih boyunca, Doğu ile Batı'yı, Müslümanlarla, Hristiyanları ayrıştıran en büyük çatışmaların, Haçlı Seferleri olduğunun iddia edildiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Haçlı Seferleri, evet, Doğu ile Batı'nın, Hristiyanlar ile Müslümanların, Haçlılar ile Türklerin karşı karşıya geldikleri savaşlardır. Ancak, şuraya özellikle dikkatlerinizi çekiyorum; Haçlı seferleri, aynı zamanda, tüm bu tarafların birbirini tanıdığı, birbiriyle iletişime geçtiği, birbiriyle ittifaklar kurduğu, en önemlisi de, çok yoğun bir şekilde bilim ve sanat noktasında alışverişte bulunduğu dönemlerdir. Bu karşılaşmalardan geriye, çatışmadan ziyade, kültürel alışverişlerin izi kalmıştır.
Dillerimizdeki ortak kelimeler, bilim ve kültürümüzdeki ortak eserler, musikilerimizden yemek kültürümüze kadar birbirine benzeyen ortak unsurlar, hep bu karşılaşmaların bir sonucudur."
AA
Haber Ara