Rüşvetle suçlananların dokunulmazlığı kalksın
AB'nin Yolsuzlukla Mücadele Platformu olan Avrupa Konseyi Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu (GRECO), 2009 yılı Türkiye raporunu tamamladı. Ortaya hiç de iç açıcı olmayan bir tablo çıktı.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-05-27 14:58:00
Avrupa Konseyi Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu (GRECO), 2009 yılı için hazırladığı Türkiye raporunu tamamladı. Raporda milletvekili ve bürokratlar yönelik 'rüşvet' suçlamalarında, bu kişilere ilişkin mevzuatlarda yer alan dokunulmazlık ve özel yargılama usulü uygulamalarına son verilmesi için gerekli yasal düzenlemelerin yapılması istendi.
CEZAİ YAPTIRIM ŞART
Raporda ayrıca, rüşvet suçunun sadece kamu kurum ve kuruluşları ile sınırlı bir suç olmadığı vurgulanarak, özel şirketlerde yaşanacak rüşvet suçlarına karşı da daha etkin düzenleme ve cezai yaptırıma gidilmesi geriktiği ifade edildi. Türkiye, AB'nin bu tavsiyesine uyarsa, TCK'daki 'rüşvet' suçu özel sektörü de kapsayacak şekilde genişletilecek. Bu durumda, özel sektördü yaşanacak rüşvet suçlarına savcılık doğrudan müdahale edebilecek. GRECO'nun raporunda, 'rüşvet' suçunun TCK'daki tanımına ilişkin eleştiri de getirildi ve mevcut tanımın yetersiz olduğu belirtilerek, 'Rüşvet suçlarının kapsamlı, tutarlı ve açık tanımlarının sağlanması gerekiyor' görüşüne yer verildi.
2009 yılından başlıklar
RÜŞVET SUÇUNUN TANIMI GENİŞLETİLMELİ:
Türkiye'de 'rüşvet' suçunun yasal çerçevesi oldukça karmaşık ve yetersiz. Rüşvet suçlarına ilişkin yasal düzenleme ve tanımların genişletilerek tutarlı ve açık hale getirilmesi gerekmektedir.
DOKUNULMAZLIK VURGUSU:
Milletvekilleri, üst düzey bürokratlar, savcılar ve hakimlere ilişkin rüşvet ve yolsuzluk suçlamalarında, bu kişilerin statülerinden kaynaklanan ve mevzuatlarda yer alan 'izne bağlı yargılama' yerine, daha geniş bir yargı yetkisi tesis edilmesi gerekmektedir.
ÖZEL SEKTÖRDE RÜŞVETE CEZA:
Rüşvet suçu sadece kamu kurum ve kuruluşları ile sınırlı bir suç değildir. Özel teşebbüslerde çeşitli görevlerde çalışanlar, ya da yöneticiler de özel sektör ilişkilerinde rüşvet suçunu işleyebilirler. TCK'daki rüşvet suçu özel sektörü de kapsayacak şekilde genişletilmelidir.
SUÇUN TEŞEBBÜSTE KALMA DURUMU:
Rüşvet suçlarında tarafların anlaşmaya varıp varmadıklarına bakılmaksızın rüşvet, vaat, teklif ve taleplerin suçun tamamlanıp tamamlanmamasına bakılmaksızın cezalandırılması için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.
ARACILAR DA CEZALANDIRILMALI:
Rüşvet suçlarında, bu suça aracılık yapan üçüncü şahıslara yönelik cezai yaptırım yeniden düzenlenmeli ve suça aracılık boyutunda iştirak eden kişilere yönelik yaptırım tereddütlere yer bırakmayacak netlikte sağlanmalıdır. Mevcut TCK'da bu duruma yer verilmiş olmasına karşın, şimdiye kadar rüşvete aracılık yapan üçüncü şahıslara ilişkin her hangi bir ictihatın oluşmadığı görülmektedir.
ULUSLARARASI SÖZLEŞME ONAYLANMALI:
Türkiye'ye uluslararası ticari faaliyetlerin kapsamı içinde, ya da dışındaki yabancı jüri ve hakemlere rüşvet verilmesi ve rüşvet alınmasının Yolsuzluğa Karşı Ceza Hukuku Sözleşmesi Ek Protokolünün 4 ve 6. maddelerine göre açık olarak cezalandırılmasını ve bu belgenin en kısa sürede imzalanıp onaylanmasını tavsiye edilir.
2005 Raporu yayınlanmamıştı
GRECO tarafından 2005 yılında hazırlanan ve benzer tespitler içeren 2005 yılına ait Türkiye raporu, AK Parti Hükümeti'nin o tarihte gerekli izni vermemesi nedeniyle açıklanamamıştı. Ancak rapor, iç ve dış komuoyundan gelen baskıların ardından bir kaç ay gecikmeli olarak 2006 yılı içinde GRECO'nun internet sitesinde yayınlanmıştı. GRECO'nun hazırladığı raporların yayımlanabilmesi için hakında inceleme yapılan ülkenin izni gerekiyor. İlgili ülke izin vermezse, rapor kamuoyuna açıklanamıyor. GRECO, yolsuzlukla mücadele konusunda her ülke için ayrı rapor hazırlıyor. GRECO'nun raporlarının bağlayıcı yönü bulunmuyor ve tavsiye niteliği taşıyor.
Akşam
Haber Ara