Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Mebhuh’un laneti Avustralya’ya ulaştı

El-Kudsü’l Arabi gazetesi bugün El-Mebhuh suikastından sorumlu tutulan İsrailli bir diplomatın Avustralya tarafından kovulmasını ele aldı. Gazetenin bakış açıcı biraz farklıydı.

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-05-25 10:24:00

Mebhuh’un laneti Avustralya’ya ulaştı
Ahmet Yılmaz / Timeturk

Londra’dan yayınlanan El-Kudsü’l Arabi gazetesinin yorumunda Avustralya’nın, geçtiğimiz Ocak ayında Birleşik Arap Emirlikleri’nden Dubai’de işlenen El-Mebhuh suikastında sahte Avustralya pasaportlarının kullanılması gerekçesiyle İsrailli bir diplomatı kovması konu edildi. Ancak gazete bu adımı iyi olmakla beraber işlenen suç karşısında çok yetersiz görüyor. Batılı ülkelerin İsrail’in yıllardır işlediği suçlara neden sessiz kaldığı ele alınırken, İsrail’in kendisine en yakın bilinen bu Avrupa ülkelerine karşı sadakatsizliğinin bu ülkelerin gözünü açmasına vesile olması ümit ediliyor.

El-Kudsü’l Arabi gazetesi bugünkü “Mebhuh’un laneti Avustralya’ya ulaşıyor” başlıklı yorumunda şu ifadelere yer veriyor: “Avustralya hükümetinin, Hamas Hareketi’nin tanınmış liderlerinden Mahmud El-Mebhuh’ın Dubai’de suikast düzenlenerek öldürülmesinde hükümetinin Avustralya pasaportları kullanmasına cevaben İsrailli bir diplomatı kovması küçük bir adım. Ancak İsrail devletinin uluslar arası antlaşma ve sözleşmeleri apaçık ihlal ettiğini gösteriyor. İsrail’in Mossad Şebekesi bu yılın başında Mebhuh suikastını işlediğinde çeşitli Avrupa ülkelerinin pasaportlarını kullandı. Bu ülkeler arasında İngiltere, Fransa, İrlanda ve Avustralya yer alıyordu. Diplomatik ve siyasi sözleşmelere bağlı kalmadığı gibi bu ülkelerin egemenliklerine de saygı göstermedi.

Hepsi İsrail’e yakınlığıyla biliniyordu

Dikkat çekici nokta ise bu şebekenin pasaportlarını kullandığı ülkelerin hepsinin de İsrail devletine en yakın ve bu devleti en çok destekleyen devletler olarak bilinmesi. İngiltere ünlü Balfour Deklarasyonu’nu yayınlayarak kurulmasında en büyük rolü oynamış ve Yahudi göçmenlere Filistin’in kapılarını açmıştı. Fransa kendisine Dimona’da nükleer reaktör temin etmişti. Avustralya’nınsa tüm hükümetleri, Araplara karşı tüm savaşlarında İsrail’in yanında yer almıştı.”

Yorumda daha sonra, hiçbir dostluk ve uluslar arası antlaşmayı tanımayan, BM üyesi gibi değil de bir mafya gibi hareket eden İsrail tarafından sırtından bıçaklanan bu devletlerin ısrarla bu devletin suçlarını örtmeye çalışmalarına vurgu yapılıyor ve şöyle deniliyor: “Ne yazık ki Batılı ülkeler İsrail’in suçlarını, holikosttan ötürü duydukları suçluluk duygusu bahanesi ile örttü ve örtmeye devam ediyor. Ona Uluslar arası Toplum’da ve kurumlarında himaye sağlıyor. İşgal altındaki Filistin topraklarında her gün işlediği soykırımlara karşı ölüm sessizliği içinde kalıyor.

Mebhuh suikastında Mossad çetesinin kendisine dost ülkelerin pasaportlarını kullanması ya da huzurlu Dubai emirliğini seçmiş olması garip değil. Garip olan Avustralya’nın ondan önce de İngiltere’nin cezasının sadece bir diplomatı kovmakla sınırlı kalması. Ceza, suçun büyüklüğü karşısında oldukça mütevazı.

Belki Batılı ülkelerin pasaportlarının kanunsuz ve ahlaksız bir şekilde kullanılarak bu ülkelerin egemenliklerinin açıkça ihlal edilmesi, uluslar arası platformda işlediği katliamlarla kendisini savunması uzayan bu devletlerin İsrail devletinin gerçeği hususunda gözlerinin açılmasını sağlar. Bununla birlikte Batı uygarlığı değerlerini temsil eden tek demokratik ülke olduğu yönündeki bayat sözlerinden vazgeçerler. ABD önderliğinde Batılı ülkelerin İran’a karşı meşru barışçıl nükleer emelleri nedeniyle boğucu yaptırımlar getirmeyi planladığı bir sırada saygın ve güvenilir İngiliz Gazetesi The Guardian o zamanın İsrail savunma bakanı Şimon Perez’in Güney Afrika’daki beyaz ırkçı rejime nükleer başlıklar sunduğunu ortaya koydu.”

Yorumun sonunda ise şu ifadelere yer veriliyor: “İsrail daima ırkçı rejimleri desteklemiştir. Çünkü o, ırkçı kulübüne asli bir üye olarak tabidir. Üzücü olan ise Rodezya’daki ve Güney Afrika’daki tüm ırkçı rejimlerin Uluslar arası toplum ve özellikle de Batılı toplumlar kendilerinden korumayı kaldırınca düşmüş olmasına karşın İsrail ırkçı rejiminin aynı destekle hala ayakta duruyor olmasıdır.”

Haber Ara