Kimin yandaş olduğu görüldü
Son kurultay, onlarca medya mensubunun 'önce CHP'li, sonra gazeteci' olduğunu tescilledi. "Üç kuşak CHP'liyiz. Ömrümde CHP'den başka partiye oy vermedim." gibi sözleri çok duymuştuk.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-05-24 07:27:00
Deniz Baykal'ın medya ile kurduğu yakın ilişkiyi kimse inkâr edemez. Onun politikalarında bazı yayın organlarının etkisini bilmeyen yok. Öyle ki Baykal'ın grup toplantılarındaki konuşması, bazı gazetelerin haftalık özeti gibi olurdu. Ancak su testisi su yolunda kırılır misali, Baykal en kırıcı darbeleri buralardan yedi. İlginçtir, kendisine yapılan operasyonda 'medyanın dahli' olduğunu anlatabilmek için Taraf Gazetesi'ni seçmek zorunda kaldı.
Baykal, her platformda Ergenekon'un avukatlığını yapıyordu ama başkanlığına en güçlü itiraz da Meclis çalışmalarını Silivri'de yürüten Şahin Mengü'den geldi. Mengü, Kılıçdaroğlu yönetiminde PM üyesi oldu. Yeni yönetime giren gazetecilerin de ortak özelliği Ergenekon soruşturmasına karşı olmaları.
Darbe sabahında bazı gazetelerin yazı işlerinde çalışan kimileri, işe askerî üniformayla gelmiş. Gazeteci olarak bilinenler meğer askermiş. Aynı durum bugünlerde CHP'li gazeteciler için geçerli değil mi? Kılıçdaroğlu salona girerken masa üstüne çıkıp ayakta alkışlamaktan tutun da CHP liderinin söylediği her sözden sonra 'işte bu' diye sevinç çığlıkları atanlar oldu. Kılıçdaroğlu'nun genel başkan olmasından sonra, gazeteciliğin yerini parti üyeliği aldı. Meslektaşlarına 'yandaş' diye hitap edenlerin maskeleri bir bir düştü. Bunlardan bir kısmı PM üyeliğiyle ödüllendirildi. Geçmişte CHP'li olan gazeteciler 'ya parti ya gazete' tercihi karşısında birini seçerlerdi. Artık bu tavır da çok eskide kaldı. Pişkinlikte o kadar ileri gidenler var ki, 'Hem parti hem gazete, ben yazmadan edemem' diyor. Pes doğrusu.
ZAMAN
SON VİDEO HABER
Haber Ara