Kılıçdaroğlu, Gülen'in alternatifi olur!
Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Faruk Birtek, Gandi benzetmesini ilk kez Fethullah Gülen için yapmıştı. Şimdi esen Gandi rüzgarısını yorumlayan Prof. Birtek'e göre Kılıçdaroğlu ikinci Gandi olabilir.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-05-24 09:26:00
Biz de bu hafta Kılıçdaroğlu rüzgarını, bu benzetme üzerinden konuşmak için Birtek ile biraraya geldik.
Kılıçdaroğlu, Fethullah Gülen'in alternatifi olur
Kılıçdaroğlu, Gülen'in muhafazakar kesimde oynadığı role benzer bir rolü, muhafazakarların dışındaki bir konumda gerçekleştirebilir. Baykal'ın birleştiremediği geniş bir kitle var. Hiçbir yerde olmayan bir kitle. Bu, Gülen'in yanında olan bir kitle değil. Gülen ve Kılıçdaroğlu kavga etmez ama Gülen'in çevresinden Kılıçdaroğlu'na geçiş olmaz. Fikri ayrılıklar var
- Türkiye'de büyük bir kutuplaşma olduğu ileri sürülüyor. Kılıçdaroğlu'nun bu kutuplaşmaya etkisi ne?
Hayır efendim, ben buna katılmıyorum. Kutuplaşma denen şey Erdoğan ve Baykal'ın devamlı bir çatışma ile kendilerini lider tutma çabası. Toplum çatışmıyor aslında. Liderler devamlı amigoluk yapıyor, seyirciyi canlı tutmak istiyorlar. Ama insanlar bunu istemiyor. Bu nedenle Baykal'ın liderlikten vazgeçmesi gerekiyordu. İnsanlar; taraf tutar gibi parti tutmak değil, vatandaş olmak istiyorlar.
- Kılıçdaroğlu böyle bir değişimin önünü açacak mı?
Bir değişim var ama kutaplaşmadan çıkan bir değişim olduğunu düşünmüyorum. Kutuplaşmayı, çatışmaya yönelik sivrilen görüşler olarak tanımlıyorum. Kılıçdaroğlu yumuşak bir insan. Onun için Gandi diyorlar. Benim merakım Tayyip Bey'in, kendini buna nasıl adapte edeceği. Bakalım karşısında bağıran olmayınca ne yapacak? Marjinalize olacak mı?
- Kılıçdaroğlu henüz yalnızca ismiyle yakaladı bu rüzgarı. Yeni bir şey yapmadı, vaat etmedi. Bu kadarla da CHP'ye oy sağlayabilir mi?
Çok güzel bir nokta. Geçici olarak sağlar. Kalıcı olması için altını doldurması lazım. Baykal'a göre iki avantajı var: 1) Kavgacı değil 2) Güncel hayattaki problemleri daha iyi biliyor.
- Erdoğan'ın şansı Baykal'dı. Kılıçdaroğlu'nun şansı da Erdoğan mı?
Belki öyle. Kılıçdaroğlu'nun kendisini farklı bir sembol haline getirme şansı var. Erdoğan bağırmaya devam ederse, Kılıçdaroğlu daha mutedil bir tablo çizebilir.
- Ya Erdoğan sakinleşir ve üslubunu yumuşatırsa?
Ben bunu gözümde canlandıramıyorum. Yazık, çünkü Tayyip Bey'le karşılıklı konuşunca çok hoş, çok zeki ama toplumun karşısında gaza geliyor. Karizması yeter ama gazla gidiyor. Bıkıyor insanlar. Normalcy, diyor İngilizler. Biraz normallik canım!
- AKP'nin Gandi'si kim? Zamanında Abdullah Gül için yapılabilir miydi bu benzetme?
Gandi kuvvetli laf da, Gül daha kapsayıcı. Arınç ikisinin ortasında. Şimdi Tayyip Bey ekstremde kaldı. Ama aralarında en zekisi o. Bir şey yapacaktır. Bir kahramanlık... Bakalım! Aman İran'a karşı filan yapmasın da öyle bir kahramanlık!
- Gandi ismi şimdi popüler oldu ama aslında bu benzetmeyi ilk yapan sizsiniz. Geçtiğimiz yıl verdiğiniz bir mülakatta bir ismi Gandi'ye benzettiniz. Ama bu isim Kemal Kılıçdaroğlu değil, Fethullah Gülen'di.
Evet, doğru. Şöyle demiştim; 'Müslümanlık illa bağırmak demek değildir. Ne iyi ki, muhafazakar kesim sükunetle yaklaşan, Gandi gibi bir figürü, Fethullah Gülen'i cazip buluyor. Demek burada böyle bir potansiyel var. Keşke Tayyip Bey de bunu görse ve yumuşasa' demiştim. Benim kanaatime göre toplum yumuşama isteği içinde. Dolayısıyla Kılıçdaroğlu, Gülen'in muhafazakar kesimde oynadığı role benzer bir rolü muhafazakarların dışındaki bir konumda gerçekleştirebilir.
- Bu, cemaat ve CHP arasında bir yakınlaşmaya neden olur mu?
Hayır, bunu görmüyorum.
Kılıçdaroğlu Gülen'e yakın duran muhafazakar kesimden oy almaz. Gülen'in alternatifi olur.
- Nasıl bir alternatif?
Muhafazakar kesimin dışında bir kesimi temsil eden bir alternatif. Baykal'ın birleştiremediği geniş bir kitle var. Hiçbir yerde olmayan bir kitle. Gülen'in yanında olan bir kitle değil. Gülen ve Kılıçdaroğlu kavga etmez ama Gülen'in çevresinden Kılıçdaroğlu'na geçiş olmaz. Fikri ayrılıklar var.
- Dindar kesim=muhafazakar kesim midir?
Evet, biz öyle kullanıyoruz. İnancı yoğun insanlar için muhafazakar diyoruz. Çünkü o inanç, giyim ve kamuya katılış şeklini belirliyor.
- Ama CHP bu bahsettiğiniz kesimi AK Parti'ye kaptırmak istemiyor. 'Biz de dindarız ama laikiz' vurgusu bu yüzden değil mi?
Türkiye'de herkes 'elhamdülillah Müslüman'ım' diyor ama muhafazakar Müslümanlık var, light Müslümalık var. Hatta buna, uydurulmuş bir isim de olsa 'Anadolu Müslümanlığı' da deniyor. AKP 'Biz Müslüman'ız ve Müslüman yaşarız' diyor. Öbürleri ise ' Müslümanlık kalbimizde ama adetlerimizde kullanmayız' diyor.
- Anadolu'da, başını geleneksel şekilde bağlayan Ayşe Teyze, cuma ve cenaze namazına giden çiftçi Hasan Amca hangi gruba girer? Bu tipi, partiler bir türlü paylaşamıyor.
Çok doğru! O başörtüsü tevazu ile ilgili. Benim kravat takmam gibi. Ben nasıl kravatsız dolaşmaktan rahatsız olursam onlar da başörtüsüz bakkala gitmiyor. Bu grubu kimse temsil etmiyor. Her yere gidebilirler.
- Kılıçdaroğlu'na giderler mi?
Bu insanlara daha yakın olacağı kesin Kılıçdaroğlu'nun. Onun, bu insanların oluşturduğu mühim bir hinterlandı var.
ESKİ VE YENİ ELİT REİNA'DA BULUŞACAK
- 2 yıl önce yaptığımız röportajda 'Eski ve yeni elit, kız alışverişi yapmıyor. Toplumda bir çatışma olabilir' demiştiniz. Alışveriş başladı mı?
Hayır, kız alışverişi hala yok ama birbirlerine adapte oldular. Hükümet de epey yardımcı oldu. Ben yanılmışım! Ortada bir çatışma değil, bir yumuşama olduğunu düşünüyorum.
- Nasıl oldu bu?
Yeniler eskilere uyum sağladı. Bir iki yaz sonra Reina'da birleşeceklerini görüyorum.
- Yeni elit denince korkulan başlık 'muhafazakarlık' idi. Şimdi yaklaşma çabası bu kesimden geliyorsa bu, muhafazakarlık iddialarından vazgeçtikleri anlamına mı geliyor?
Muhafazakarlıkları yumuşuyor sanki. Çünkü artık ekonomik gelişimleri için buna daha az ihtiyaçları var.
- Neden?
Daha büyük bir coğrafyada daha çeşitli işler yapar hale geldiler. Muhafazakarlık artık o kadar gerekli bir araç değil. İdeoloji ile iktisadi çıkar örtüştükçe kuvvetlenir. Belli bir yöreden gelip orada önem kazanan için muhafazakarlık gerekli ama artık İstanbul'a, yurtdışına açılıyorlar. Dolayısıyla muhafazakarlık bir yük olmaya başlıyor. Seyahat ederken namaz, oruç aksayabiliyor.
KILIDAROĞLU CHP'Yİ ATATÜRKÇÜ YAPAMAZ
- Siz, 'CHP ne Atatürkçü ne de cumhuriyetçidir' demiştiniz bir mülakatınızda. Kılıçdaroğlu kendi partisini dönüştürebilir mi?
CHP halka karşıydı, şimdi bu değişecek örneğin. Kılıçdaroğlu'nun halkçı tarafı kuvvetli. Cumhuriyetçi tarafı da var. Ama Atatürkçü olmak öyle kolay değildir. Onu Kılıçdaroğlu'nda göremiyorum.
- Atatürkçü olmak ne demek?
Garplı (Batılı) olmanın parametrelerini oluşturmak demek. Atatürk 3. Selim'den itibaren bu topraklardaki batılılaşmanın en önemli lideri. Kılıçdaroğlu'nu batılılaşmaya ivme verecek biri olarak görmüyorum. Atatürk kadar Batı'yı anlayan lider bulmak zor. Müzikte Mozart ne ise, siyasette Atatürk o.
- Atatürkçülük, çok oy getiren bir özellik değil Türk siyasetinde...
Mevcutları yapıyorsanız anket yapın! Siyaset, insanları vur-kır yapmadan daha iyi bir yere yönlendirme sanatıdır.
AKP SEÇMENİNİN, ALEVİLERLE SORUNU VAR
- Kılıçdaroğlu'nun Aleviliği'nin nasıl bir etkisi olur?
Bana, Alevi olması olumlu geliyor. CHP'nin içinde olmayan seküler kesimin de Alevilikle ilgili bir sorunu yok. Alevilerle sorunu olan kesim, AKP seçmeni. AKP ne kadar uğraşırsa uğraşsın Alevileri yanına alamaz. Çünkü parti içinde çok tepki var.
- Kılıçdaroğlu'nun Aleviliğini vurgulamamasına ne diyorsunuz?
Aleviler de bunu vurgulamıyor ki! Herkes 'ben Aleviyim' diye pankartla mı dolaşıyor? 10 Kürt'ten 9'u bağırmıyor. Bakmayın siz! Mustafa Süzer 'Ben Kürt'üm' diye bağırıyor mu mesela? Bence hiçbir etnik kimlik, bağırmanın sebebi değil ama ezilmenin de olmamalı.
- Öyle ama Erdoğan'ı bu günlere gelmesinde mazlum olarak bağırmasının etkisi yok mu?
Evet ama ondan öte. Çok bağıran oldu, Erdoğan sadece bağırmıyor. Birçok yenilik, değişiklik de getirdi.
(Akşam)
SON VİDEO HABER
Haber Ara