ABD'ye kafa tutan Jön Türkler
Amerikan medyasını ve hükümetini değiştirmek gibi oldukça büyük hedefleri var The Young Turks'ün. Hatta 'devrim'den söz ediyorlar.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-05-23 20:59:00
Onlara göre gerçek devrim insanlara dürüst olmaktan geçiyor. Gerçekler üzerinde tekele sahip olmayacakları, kimseyi küçük görmeden ve kimseye yalan söylemeden “Ellerinde ne varsa izleyicilerine verecekleri” sözünü veriyorlar. ABD’deki Jön Türklerden söz ediyoruz. İnternet üzerinden yayın yapan radyo ve televizyon kanalı The Young Turks (TYT) yani Jön Türkler ABD’de devrim yapmaktan söz ediyor. YouTube’da yayımlanan en büyük kanallardan birisi olan TYT 2009’un “en iyi podcast” ve “en iyisi haber sitesi” ödüllerinin de sahibi. Siyasi haber programlarının ağırlıklı olduğu kanalın 40 yaşlarında yalnızca 8 çalışanı var. Kanalın kurucusu Cenk Uygur, ABD’nin eski başkanı George W. Bush’un politikalarına isyan bayrağı açarak bu işe girişmiş. Ona göre o dönem ABD’deki hiçbir medya kuruluşu muhalefet yapmamış. Jön Türkler ise kendi haber sitelerini direnişin merkezi olarak görüyor. 8 yaşındayken ailesiyle birlikte ABD’ye gelen İstanbullu Cenk Uygur, bugün yıldızı giderek parlayan, bağımsız, dinamik ve sözünü sakınmayan bir kanalın başında. Fazla söze gerek yok, siz Jön Türklere kulak verin, onlar sizi ikna eder.
- Bu işe nasıl başladınız?
- Aslında Pensilvanya Üniversitesi’nde İşletme ve Columbia Üniversitesi’nde de hukuk okudum. ABD’de Türk kökenliyseniz doktor ya da mühendis olmanız beklenir. Ancak üniversitede kendi özel kanalınızı başlatmaya yönelik verilen bir dersi aldıktan sonra bunu denemek istedim. 1995 yılında Washington yakınlarında Arlington’da yerel bir TV ve radyo kanalı kurdum. “İşte benim yapmak istediğim şey bu” dedim kendime. Young Turk (Jön Türk) isimli radyo ve TV programı ise 2002’de yayın hayatına başladı.
- Jön Türkler kanalıyla kaç kişiye ulaşabiliyorsunuz?
- Radyo kanalını günde 135 bin kişi, internette ise 500 bin kişi dinliyor. Radyo yayınlarının video çekimleri de internet üzerinden izlenebiliyor.
- ABD medyası size büyük ilgi gösteriyor.
- Evet. Çünkü sadece YouTube’da aylık 13 milyon kişi bizi izliyor.
- ABD’de devrim yapmaktan söz ediyorsunuz...
- (Gülüyor) Biz ABD siyasetinde cumhuriyetçiler baştayken bu işe başladık. Kendimizi siyasi yelpazenin solunda yer alan ilericiler olarak tanımlıyoruz. Bush yönetimine yüzde 200 karşıydık ve biz başladığımızda bu kanatta sesi çıkan hiç kimse yoktu. O dönemde Irak savaşı başlamak üzereydi ve bu savaşa karşı çıkan gazeteciler MSNBC gibi büyük televizyon kuruluşlarında işten çıkarıldı. Ne televizyon ne de radyoda Irak savaşına ve Bush’a karşı çıkan biri vardı.
- Yani ABD medyası Irak savaşının işbirlikçisi gibiydi.
- Bu bütünüyle doğru. ABD savaşa girdiğinde Amerikalıların yüzde 69’u Saddam Hüseyin’in 11 Eylül olaylarından kişisel olarak sorumlu olduğuna inanıyordu. Bu ABD medyasının büyük başarısızlığıdır. Medya şirketlerinin başındakiler hükümeti destekleyecek, sessiz kalacak ve cumhuriyetçilere yakın isimleri seçtiler. Bunu yapmayı reddedenler işten çıkarıldı.
- Siz de muhalefet yapmaya karar verdiniz.
- Biz buna isyan ediyorduk. Aslında bu işin sanıldığından çok daha büyük bir boyutu var. Cumhuriyetçilerin yanı sıra demokratlar da çok uluslu şirketlerin cebindeler. Tüm sistem hem hükümet hem de medya yolsuzluğa batmış durumda. Politikacılar büyük şirketleri temsil eden lobiciler tarafından satın alınıyor. Politikacılar da aldıkları paranın karşılığını şirketler Amerikası’nı koruyarak veriyorlar. Bugünkü anketlere baktığınızda ABD’lilerin yüzde 92’si hükümetten memnun olmadıklarını söylüyor. Bu dünyanın parlayan demokrasi ışığı için inanılmaz bir rakam. Şirketler medyası, şirketler Amerikası’nın yönettiği hükümetlerin ne kadar kötü çalıştığının bilinmesine engel oluyor. ABD televizyonunda en son ne zaman politikacıların satılmış olduğunu ve aslında halkı değil onlara para veren şirketleri temsil ettiklerini duydunuz? Kimse bunları söylemiyor, çünkü onlar da aynı sistemin parçası. Bizim devrim yapmak istediğimiz konu da bu zaten; ABD medyasında ve hükümetinde değişim.
- ABD Başkanı Barack Obama da yerleşik düzeni değiştirmek istediğini söylediği için pek çok kereler sosyalist olarak tanımlanmıştı. Obama’nın politikalarından memnun musunuz?
- Obama’ya sosyalist demek şaka gibi bir şey. Eski bir cumhuriyetçi olarak merkezin nerede olduğunu bilen, anketleri ve iç politikayı izleyen biri olarak Obama’nın merkez sağda olduğunu söyleyebilirim. Obama’nın politikalarına gelmeden önce bir şeyi açıklığa kavuşturmak isterim. Ben sosyalist değilim, kapitalistim. Kapitalizmi seviyorum, ancak korporatizme karşıyım. Bu ikisi arasında büyük bir fark var.
- Nedir bu fark?
- Şirketler kapitalizmin çocuklarıdır. Ve doğar doğmaz yaptıkları ilk şey anne ve babalarını öldürmektir. Çünkü kapitalizm rekabet ister ve bunun merkezindedir. Ancak şirketler bunu istemez ve rekabeti ortadan kaldırmaya çalışırlar. Hükümetin onlar adına rekabeti öldürmesini sağlamak için hükümet üzerinde kontrol sağlamaya çalışırlar. Buna en güzel örnek ABD’deki ilaç endüstrisidir. Yasalaşan sağlık reformu solda bir adım olarak sunuluyor, oysa bu yasayla ilaç şirketlerinin patentleri 5 yıldan 12 yıla çıkarıldı. ABD başka hiçbir ülkeden ilaç ithal edemeyecek ve hükümet ilaç fiyatlarını da şirketlerle müzakere edemeyecek. Yani tüm rekabet ortadan kalkmış oldu. Şu anda ABD’de kapitalist bir sistem değil şirketler sistemi var.
- ABD’deki izleyicileriniz kimler?
- Daha çok demokratlar izliyor bizi. Cumhuriyetçiler ve bağımsızlardan da var. Daha çok demokratları eleştiren bağımsızlar geliyor.
- Şirketleşmeyeceğiniz yönünde söz mü veriyorsunuz?
- Sponsor anlaşmalarımız var elbette, ancak sponsorların yayınlara kesinlikle etkisi olamaz. Eğer bir sponsor değişiklik talep ederse ya da yayın çizgisine karşı çıkarsa onunla devam etmeyeceğiz. Reklam verenleri de biz seçiyoruz. Büyük bir şirketin parçası olmamanın, bağımsız olmanın güzelliği de burada; reklamcılar bizi seçmiyor, biz onları seçiyoruz.
- Siyasi hedefleriniz neler?
- Bu oldukça iddialı ama ABD medyasının kapsamını değiştirmek ve oy veren vatandaşların gerçekten temsil edilmesi için hükümetin işleyiş biçimini değiştirmek istiyoruz. İnternet olmasaydı bugün bunu yapıyor olamazdık. İnternet aslında medyayı demokratikleştiriyor. Böylece şirketler medyasına bağımlı kalmak zorunda değiliz. Bizim gibi programlar giderek güçlenecek, çoğalacak ve sonunda bu dev medya kuruluşlarını aslında haber yapmadıklarını kabul etmeye zorlayacağız. Sonunda hükümetin yapısının da değişeceğini umuyoruz. Kampanya finansman reformu yapılmalı ve artık lobicilerdense seçmen seçimleri finanse etmeli.
- Kanalın hedefleri neler?
- Jön Türklerin sadece ABD’de değil dünyada da çok büyük bir medya kanalı olmasını istiyoruz. Programı Türk televizyonuna getirme yönünde bazı görüşmeler de yapıyoruz. İzleyiciler bizim için çok önemli. Diğer kanalları daha çok reklam şirketleri yönetiyor. Reklam verenler neyin yayınlanacağına karar veriyorlar çünkü parayı veren onlar. Bizim için de reklam önemli ancak abonelerimizden gelen kaynak bize yetiyor.
Cumhuriyet
SON VİDEO HABER
Haber Ara