'Ortadoğu'nun geleceğine biz karar vereceğiz'
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye’nin Avrupalı, Asyalı, Afrika Kıtası’na komşu, Balkan, Kafkasyalı, Ortadoğulu, Karadenizli, Akdenizli, Orta Asyalı ve bu coğrafyaların bir parçası olduğunu belirterek, “Orada olan insanların kaderleri bizi ilgilendiriyor.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-05-22 09:41:00
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye’nin dış politikada attığı adımları, bölgenin sorunlarına yönelik üstlendiği rolleri ve uyguladığı aktif politikayı anlattı. Davutoğlu, İstanbul’da katıldığı Forum İstanbul 2010 etkinliği ve Avrupa-Akdeniz Parlamenter Asamblesi Siyasi Komitesi toplantısında yaptığı konuşmalarda, Türkiye’nin bölgesindeki olaylara seyirci kalmayacağını belirterek, “Masaya oturanların arasında olacağız, masaya ilişenler arasında değil” dedi.
“BU BÖLGEDE SÖYLEYECEKLERİMİZ VAR”
Davutoğlu, Türkiye’nin sadece değişik kültürleri, değişik ekonomik alanları birbiriyle tanıştıran bir köprü rolüyle yetinmemesi gerektiğini vurgulayarak, bu bölgelerde ve bölgesel sorunlarda en fazla etkilenen ülke Türkiye’nin, bu sorunlara dönük olarak üreteceği çözüm çabaları olması gerektiğini belirtti. Şu anda izlenen dış politikanın biraz da bu temel değişimi yansıttığını kaydeden Davutoğlu, “Krizlere tepki veren bir ülke istemiyoruz, kriz ortaya çıktıktan sonra o krizin bedelini ödeyen bir ülke de olmak istemiyoruz. ‘Nükleer kriz var, sonunda yaptırım olacak, biz bu yaptırımları nereden kırpar da en az zararla bu işten çıkarız’ diye düşünen bir Türkiye istemiyoruz. Böyle bir durumun ortaya çıkmaması için aktif politika takip eden bir ülke olmak istiyoruz. Bu konuda da söz söyleme hakkımız, meşruiyetimiz var. Kimsenin de bunu tartışmasını istemiyoruz, ne komşularımızın, ne de küresel aktörlerin” diye konuştu.
Davutoğlu, Türkiye gibi bazı ülkelerin tek bir kıta, tek bir bölgeyle tanımlanamadığını, Türkiye’nin Avrupalı, Asyalı, Afrika Kıtası’na komşu, Balkan, Kafkasyalı, Ortadoğulu, Karadenizli, Akdenizli, Orta Asyalı ve Türkiye’nin bütün bu coğrafyaların bir parçası olduğunu anlattı. Davutoğlu, “Orada olan insanların kaderleri bizi ilgilendiriyor. Biz ilgilenmesek, onlar bizi ilgilenmek durumunda bırakıyor” dedi.
Bu bölgelerin Türkiye’den olayları takip eden değil, yöneten bir ülke olmasını beklediğini ifade eden Davutoğlu, “Bu beklentinin hakkını verecek miyiz? O nehre doğru bakarken, biz akışı belirleyecek miyiz? Ben, belirleme gücümüzün olduğuna inananlardanım. Çevremizde hangi ülke sıkıntıyla karşılaşacaksa, önce bizi ilgilendirir. O insanların geçmişiyle, geleceğiyle, bizimle yaptığı kader birliği dolayısıyla bizi ilgilendirir” diye konuştu.
Davutoğlu, bu coğrafyadaki her şeyden Türkiye’nin sorumlu ve her şeyde de yetki sahibi olduğunu belirterek, şöyle konuştu: “Bundan sonra, bu coğrafyada olan her gelişmeden haberdar olacağız, her olayın içinde olacağız. Gücümüz yeter veya yetmez, çıkabilecek her krizi engellemeye çalışacağız. Barışı tehdit eden her çalışmayı durdurmaya çalışacağız. Her çatışma potansiyelini gidermeye çalışacağız. Bütün bu bölgelerde düzen nasıl kurulacaksa, o şekilde kuracağız, kurmaya gayret edeceğiz, kurucuların arasında olacağız. Masaya oturulacaksa masaya oturanların arasında olacağız. Masaya ilişenler arasında olmayacağız. Masayı kuranlar arasında olacağız.”
‘TÜRKİYE’NİN BÖLGESEL ROLÜ İLE AB ÜYELİĞİ ÇATIŞMAZ’
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Türkiye’nin bölgesel düzen kurma rolü ile AB üyeliğinin çatışır nitelikte olmadığını da ifade ederek, şunları belirtti: “Eğer Avrupa bu bölgelerde etkili olamayacaksa küresel bir aktör olmayı unutsun. Eğer etkili olacaksa, Türkiye’nin düzen kurucu rolünü kendisine bir değer olarak, önemli hazine olarak alsın ve bir an önce vakit geçirmeden bizim üyeliğimizin önünü açsın. AB de kendi küresel stratejisini oluştururken, ‘Güney Kıbrıs’ın kaprisleri mi, Türkiye’nin stratejik değeri mi’ sorusunu daha ciddi bir şekilde kendisine sormak durumunda. Bizim Avrupa düzeni içindeki yerimiz, gerçekten, şimdi de, üye olduktan sonra da belirleyici, katılımcı ve Avrupa’nın dünyadaki rolünün etkisini artırıcı bir nitelikte olacaktır.”
İran konusunda söz söyleme hakkımız var
Bir düzenin yaşayabilir olması için o düzenin meşru temellere dayanması gerektiğine dikkat çeken Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İran ile ilgili yapılan tartışmaların arkasında bu durumun olduğuna dikkat çekti. Davutoğlu, “Biz diyoruz ki, eğer İran ile bir sorun bizi etkiliyorsa, bu sorunda söz söyleme hakkına sahibiz. Herhangi bir karar alınıp bizim o kararın sıradan uygulayıcıları koumunda görülmemiz mümkün değil” dedi.
İran’ın Tahran şehrinde sağlanan uranyum takası anlaşmasını son 30 yılda İran’ın attığı en önemli adım olarak nitelendiren Davutoğlu, “Son Tahran anlaşması, diplomasinin bir zaferidir. Yeni bir güven ortamı oluşmuştur.Tabiî ki Batı’da oluşan endişeleri de anlıyoruz.Bu endişelerin giderilmesi için de elimizden gelen çabayı göstereceğiz” dedi.
Gazze’deki sorunu da uluslararası toplumun ahlâkî bir sorunu olarak gördüğünü belirten Davutoğlu, “Gazze’deki durumun bir an önce düzeltilmesini istiyoruz. Kudüs’ün bu şekilde asli unsuru ve dinî kimliği muhafaza edilerek, barışın merkez ve sembol şehri olması lazım. O olmadan medeniyetler ittifakı eksik kalır” diye konuştu. Ermenistan konusuna da değinen Davutoğlu, “Ermenistan’la ilişkilerin normalleşeceğine yönelik inancımızı koruyoruz. Politikamızda hiçbir değişiklik yok” dedi.
Kaynak: Vakit
Haber Ara