Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Yeniden Rus-Çeçen barışı mümkün mü?

Finlandiya’daki bir grup Çeçen mülteci, 12 Mayıs 1997 tarihinde Rusya Federasyonu ve Çeçen Cumhuriyeti İçkerya arasında imzalanan Barış Anlaşması’nın yıldönömünü olması nedeniyle anlaşmayı gündeme getirdi.

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-05-13 11:22:00

Yeniden Rus-Çeçen barışı mümkün mü?
Finlandiya’daki bir grup Çeçen mülteci, 12 Mayıs 1997 tarihinde Rusya Federasyonu ve Çeçen Cumhuriyeti İçkerya arasında imzalanan Barış Anlaşması’nın yıldönömünü olması nedeniyle anlaşmayı gündeme getirdi.

Çeçen mülteciler tarafından hazırlanılan yüzlerce el ilanı Finlandiya’nın başkenti Helsinki’nin şehir merkezinde bulunan Esplanade Parkı’nda dağıtıldı. Barış Anlaşması’na rağmen, Ağustos 1999′da Putin Çeçenya’ya karşı halen devam etmekte olan ikinci savaşı başlattı. Bu anlaşma ve sonrasında gelişen olaylardan hareketle Finlandiyalıların dikkati Çeçen ve Fin tarihi arasındaki benzerliğe çekildi. Konuyla ilgili olarak, Tartu Anlaşması ve Finlandiya Saldırmazlık Paktı’nın Kasım 1939′da bozulması gibi Çeçenya ile imzalanan anlaşmanın da Ağustos 1999′da sorumsuzca Rusya tarafından ihlal edildiği belirtildi. Her iki olayda da Sovyetler Birliği ve yasal varisi Rusya Federasyonu’nun sorumlu olduğu belirtildi; 1939′da NKVD tarafından Mainila’nın Bombalanması ve 1999′da ise NKVD’nin halefi FSB tarafından Moskova’daki Bombalamalar ile kendi vatandaşlarının öldürülerek savaş nedeni çıkartıldığı vurgulandı.

Dağıtılan el ilanlarında yer alan metin:

Rusya ve Çeçenya Arasında 12.05.1997 tarihinde İmzalanılan Barış Anlaşması’nın Yıldönümü

Rusya ile yapılan anlaşmalarla ilgili olarak şöyle denilir:

Yazılanın hiçbir değeri yoktur…

Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Boris Yeltsin ve Çeçen Cumhuriyeti İçkerya Devlet Başkanı Aslan Maskhadov, 12 Mayıs 1997′de, Rusya’nın başkenti Moskova’daki Kremlin binasında Rusya Federasyonu ve Çeçen Cumhuriyeti İçkerya Arasındaki Müşterek İlişkilerin Prensipleri ve Barış Anlaşması’nı imzaladı. Bu belge üzerinde Dağıstan’ın Khasavyurt kentindeki görüşmelerde uzlaşı sağlanmış ve böylelikle Çeçen ve Rus halkları arasındaki çatışmaya bir son vererek gelecekte kan dökülmesinin önlenmesi şansı doğmuştu.

Tarih tekerrür ediyor. Sovyet Rusyası, 1934 yılında on yıllık dönem için yenilenen Finlandiya ile Saldırmazlık Paktı’nda ve 1920 tarihli Tartu Anlaşması’nda belirtilen yükümlülükleri görmezden gelerek 30 Kasım 1939′da Finlandiya’yı işgal etti.

Finlandiya’ya yönelik saldırıda Manilala’nın bombalanması bahane edildi ki daha sonra bu bombardımanın şimdiki FSB ve KGB’nin selefi NKVD tarafından gerçekleştirildiği kanıtlandı.

Çeçenya’ya yönelik saldırıda ise 1999′da Moskova’da meydana gelen patlamalar ile Ağustos ve Eylül 1999′da Dağıstan’da yaşanan sınır çatışmaları bahane edildi. Elde edilebilen tüm kanıtlar gösteriyor ki, Moskova’daki apartman bombalamaları -aynı zamanda kendi vatandaşlarının katledilmesi- bir savaş nedeni olarak kullanılabilmek için Rus güvenlik servisi FSB tarafından gerçekleştirildi.

Rusya’nın eski Başbakanı Sergei Stepashin tarafından resmen kabul edildiği gibi, “Çeçenya’nın işgaline Mart 1999′da karar verildi. … Moskova’daki bombalamalar olsun ya da olmasın, bu savaş bir şekilde başlatılacaktı. … Putin yeni birşey keşfetmedi. Şu anki FSB yöneticisine bunu sorabilir ve gerekli tüm bilgileri edinebilirsiniz.“

Savaş bir nedenden çok deliliğin zaferiydi. Çeçenya’ya karşı Rusya tarafından başlatılan bu savaşın bir sonucu olarak 42 binden fazlası çocuk olmak üzere 250 bin insan öldü. İnsan kayıplarının sayımı, Rusya’nın Çeçenya’daki saldırısının 1992-1995 yılları arasında Bosna’da yaşanandan üç (3) kat daha büyük bir insani felaket olduğunu ortaya koyuyor.

Rus tarafı açısından Khasavyurt Anlaşması’nın yalnızca haince ve ustaca sergilenen bir başka aldatma olduğu ortaya çıktı. Daha sonra ortaya çıktığı gibi, Kremlin’in maskeli haydutları Barış Anlaşması ile yerine getirmek zorunda oldukları yükümlülükleri gerçekleştirmeyi düşünmüyordu. Tarih tekerrürden ibarettir – geçmişteki hatalarından ders almayanların kaderinde bunları tekrarlamak var. İşte bu nedenle hepimiz Khasavyurt Anlaşması’nı hatırlamalı ve Rusya’ya yükümlülüklerini hatırlatarak bunları talep etmeliyiz. Bugün bu anlaşmanın imzalanmasının yıldönümü.

31 Ağustos 1996 tarihinde Devlet Başkanı Aslan Maskhadov ve General Aleksander Lebed tarafından imzalanan Khasavyurt Anlaşması’nda şu ifadeler yer alıyor: “tartışmalı konuların çözümünde sonsuza dek kuvvet kullanımından ya da kuvvet kullanılacağı tehdidinde bulunmaktan vazgeçmeye” ve “güçlü, denk ve karşılıklı yararlı ilişkiler kurmaya“.

Khasavyurt’ta düşmanlıklara son verme ve Rus askeri birliklerinin Çeçen Cumhuriyeti İçkerya topraklarının tamamını kademeli olarak terk etmesi konusunda anlaşmaya varıldı.

Khasavyurt Anlaşması ve Moskova Barış Anlaşması asla hayata geçirilmedi. Bunun yerine Rusya Ağustos 1999′da Çeçenya’da bombardımana başladı ve Ekim 1999′da Rus ordusu Çeçenya sınırlarına taşındı. O andan itibaren savaş halen devam ediyor.

Kremlin’in kibiri çok sayıda ölüme yol açtı: yüzbinlerce insan öldü ya da kaçırıldı ve Rusya’dan Avrupa’ya doğru mülteci akımına dahil oldu. Sakatlar, yetimler ve öksüzler ordusu giderek artıyor. Diğer olumsuz gelişmeler ise adam kaçırma, tecavüz, zorbalık, insan kaçakçılığı, yargısız infazlar, sivillerin arkalarında hiçbir iz bırakmadan ortadan kaybolması vb. Human Rights Watch (İnsan Hakları İzleme) adlı sivil toplum örgütüne göre Çeçenya halen dünya genelindeki ülkeler ve bölgeler arasında “kötünü kötüsü”!

Çeçenya’daki Rus işgaline son!

Savaş suçlularının cezadan muafiyetine son!

Putin’i Hague’de Yargılayın!


Hakettiği şekilde defnedilebilmesi için Devlet Başkanı Aslan Maskhadov’un naaşını verin!

Her savaş barışla sona erer – şimdi Avrupa için bu süreci destekleme ve Çeçen halkına yardım etme zamanıdır!

Kaynak: Waynakh
SON VİDEO HABER

Şam'daki saray yakıldı, eşyalar alındı

Haber Ara