Dolar

34,8785

Euro

36,7961

Altın

3.045,64

Bist

10.123,08

Nükleerde tarihi imza atıldı

Rusya ile Türkiye, Akkuyu'da bir nükller santral kurulmasına ilişkin anlaşma imzalandı.

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-05-12 16:52:00

Nükleerde tarihi imza atıldı
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Federasyonu ile Türkiye arasında 17 anlaşma imzalandığını belirterek, iki ülke arasındaki ticaret hacmini 100 milyar dolara çıkarmak istediklerini ifade etti.

Başbakan Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Medvedev arasında ve heyetlerarası görüşmeler yaklaşık 2.5 saat sürdü. Görüşme sonrasına Erdoğan ve Medvedev birlikte basın açıklaması yaptı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Dmitri Medvedev basının karşısına geçmeden önce iki ülke arasında ''Akkuyu Sahasında Nükleer Güç Santralinin Tesisine ve İşletimine Dair İşbirliği Anlaşması'' Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ve Rusya Başbakan Yardımcısı Igor Seçin tarafından imzalandı. Türkiye ile Rusya arasında vize muafiyeti öngören ''Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşları ile Rusya Federasyonu Vatandaşlarının Karşılıklı Seyahatlerine İlişkin Usullere Dair Anlaşma'' da Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov tarafından imzalandı.

Erdoğan, Medvedev ile başbaşa ve heyetlerarası görüşmelerin çok verimli geçtiğine işaret ederek, "Az önce 12 anlaşmayı imzaladık. 5 anlaşma da Cumhurbaşkanlığı'nda Cumhurbaşkanımızın her iki başkanın nezaretinde imzaları atıldı. Toplamda bugün 17 anlaşma imzalanmış oldu. Enerjiden tarıma, bunun yanında vize ki yine en önemli adımlardan biri oldu. Halklarımızın kaynaşması noktasında Türkiye Rusya arasında bu ilişkilerin çok daha seri bir adımdır. Bir ayla başlayan süreç ileride başarılı olmamız halinde uzun süreli olarak gelişecektir. Turistik noktada, işadamlarımızın, bilim adamlarımızın, sanatçılarımızın işlerini kolaylaştıran bir süreç.

Enerjide çok önemli adım attık. Nükleer enerji noktasında bugün imzalar atılmış oldu. Parlamentolarımızdan geçireceğiz ve böylece hükümetlerarası bir anlaşmayla süreci başlatmış olacağız ve Akkuyu nükleer santralinin inşası da başlamıs olacak." dedi.

İki ülke arasında Üst Düzey İşbirliği Konseyi'nin kuruluşunun ilk toplantısı olduğuna işaret eden Erdoğan, "Geleceğe yönelik olarak ilgili arkadaşlarımız Dışişleri bakanlığımızın sekreteryasında bu süreci devam ettirecekler.

Güncellemelerin yanında aynı zamanda birçok gelişmeler de olabilecek. Bizler de en azından yılda bir kez karşılıklı olarak bir araya gelme fırsatını bulacağız. "diye konuştu. Erdoğan, iki ülke yararına daha pek çok adımları attıklarına işaret ederek, 5 yıl içerisinde 100 milyar dolarlık dış ticaret hacmine ulaşmayı hedeflediklerini, her iki tarafta bu iradenin olduğunu kaydetti.

İki ülke arasında Enerjide Güney Akım, Mavi Akım, Samsun-Ceyhan ham petrol boru hattının yapımı, rafinerinin kurulması gibi projelerin bulunduğuna kaydeden Erdoğan, "Doğalgazda özellikle transit bir üst olması hasebiyle Türkiye burada önemini çok daha farklı konuma taşımış olacaktır. Buradaki dayanışmamız çok büyük önem kazanıyor." şeklinde konuştu.

Erdoğan, bugünün aynı zamanda Türkiye ile Rusya Federasyonu arasındaki diplomatik ilişkilerin tesis edilmesinin 90. yıldönümü olduğuna işaret ederek, böyle anlamlı bir günde anlaşmaları imzalamaktan dolayı çok mutlu olduğunu vurguladı.

"Elektrik santralinin yanı sıra daha büyük kapsamlı projeler yapılır denildi. Ne gibi büyük projeler var. Petrol-gaz sektöründe iki ülke için yararlı anlaşmalar nelerdir? " şeklinde bir soruya karşılık Erdoğan şunları söyledi: "Enerji ile ilgili olarak biz ilk defa nükleer enerjide yatırım yapıyoruz.

İlk yatırımızı Rusya Federasyonu ile yapmamız manidardır, anlamlıdır. Süre olarak 7 yıllık bir süredir. Türkiye olarak bunu biz çok önemsiyoruz. İkinci adım zaten biz doğalgazda ve petrolde ihtiyacının yüzde 70'ini Rusya Federasyonu'ndan sağlıyor. Doğalgazda mavi akım projemizi bizler çok geliştirmekten yanayız. Bunun çalışmalarını yine arkadaşlarımız yapıyorlar, adımlarını atacağız. Ham petrolde Samsun-Ceyhan büyük önem arz ediyor. Bu projeyi çok önemsiyoruz. Aynı zamanda bir çevrecilik projesidir.

Boğazları kurtarıyoruz. Boğazlarda ciddi manada tankerlerin geçişi sebebiyle boğazlar her an bir tehdit altında. Bu tehditten kurtarmamız gerekiyor. Bu bakımdan çok önemli. Samsun-Ceyhan'ı gerçekleştirebilirsek dünyaya Ceyhan'dan açılma fırsatımız olacak. Bir rafineriyi Ceyhan'da kurma imkanı olacak. Gerek iç, gerekse dış piyasada rafine edilmiş ürünleri değerlendirme imkanımız olacak. Bunun getireceği farklı yatırımlar da arkasında gelecek."


"BÖLGEMİZDE NÜKLEER SİLAH İSTEMİYORUZ"

"Rusya Minsk Grubu'nun üç üyesinden bir tanesi. Dağlık Karabağ konusu gündeme geldi mi? İran'la ilgili. İran Dışişleri Bakanlığı'ndan Türkiye'nin İran'a alternatif bir formül sunduğu belirtildi." yönündeki bir soruya ise şu cevabı verdi: "Türkiye açısından önem arz ettiği için. İran'daki nükleer programla ilgili bizim tavrımız açık, şeffaf. Biz bölgemizde kesinlikle bir nükleer silah istemiyoruz. Nitekim İstanbul'da Laricani ile yaptığımız görüşmede kendileriyle paylaştık. Kendileri de biz asla böyle bir şeyi düşünmüyoruz. Daha sonra yaptıkları açıklamada, 'rehberin de açıklaması var.

Bizim değerlerimizde inancımızda kitlesel kıyıma yol açacak atom bombası yapmak yoktur'. dediler. Biz insani olarak böyle bir adımdan yana olduğumuzu söyledik. Nükleer enerjide imzayı attık ve parlamentomuza sunacağız. Bizler de istifade etme noktasındayız. Niçin insani olduğu için. Bölgemizde asla bir nükleer silah kabullenmiyoruz. Telkin etmeye devam edeceğiz."

Dağlık Karabağ ile ilgili soruya ise Erdoğan, "Dağlık Karabağ noktasında Rusya Federasyonu'nun konumu çok farklı. Minsk üçlüsünün bir aktörü olma noktasında aynı zamanda hemen sınır bir ülke. Bu yönden de tabi Rusya Federasyonu'nun konumu çok farklı. Ermenistan'la konumu çok farklı.

Bizler burada Minsk üçlüsünün bu süreçte gösterdiği aktif çalışmaları bundan sonra devam ettirerek, bizler de üye olarak bu çalışmalarda yerimizi alabiliriz. Bölgede bu huzursuzluğu gidermemiz lazım. Azerbaycan belli bir noktaya gelmiştir. Azerbaycan'ın da bu uzlaşma, barış noktasında geldiği nokta. İnanıyorum ki Minsk üçlüsünün çalışmalarıyla hızlanır. Bu bölgeyi bir barış bölgesi haline getirmiş oluruz." şeklinde konuştu.

Cihan

Haber Ara