Yardım paketi piyasaları coşturdu
Avrupa'da borç krizinin yayılacağı endişesiyle geçen hafta büyük kriz yaşayan piyasalar, AB ve IMF'nin 1 trilyon dolarlık dev yardım fonuyla rahat nefes aldı.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-05-11 09:20:00
Avrupa Birliği (AB) ve Uluslararası Para Fonu (IMF), küresel finans piyasalarına istikrar kazandırması ve Yunanistan borç krizinin Euro'ya zarar vermesini engellemek amacıyla 1 trilyon dolarlık acil kurtarma paketi üzerinde anlaştı. Anlaşma sağlanan 750 milyar Euro'luk paket, Euro bölgesi ülkelerinden gelecek 440 milyar Euro'luk garantiye ek olarak Avrupa'da oluşturulacak bir menkul kıymet imkanı ile sağlanacak 60 milyar euro ve IMF'den gelmesi beklenen 250 milyar Euro'dan oluşuyor. Büyüklüğü finans analistleri şaşırtan paket, Euro'nun yüzde 2'den fazla, Avrupa borsalarının da yüzde 10'ları aşan oranlarda değer kazanmasını sağladı. Tüm dünya borsalarında yükseliş gözlendi. AB maliye bakanları, merkez bankası başkanları ve IMF tarafından hafta sonunda yapılan yoğun görüşmeler sonunda hazırlanan kurtarma planı, iki yılı aşkın süre önce, Lehman Brothers'ın çökmesi üzerine G20 liderlerinin küresel ekonomiye aktardığı kaynaktan sonraki en büyük destek planı olma özelliğine sahip.
IMF Avrupa Bölümü Direktörü Marek Belka, 750 milyar Euro tutarındaki Euro Bölgesi acil yardım paketinin piyasaları sakinleştirme potansiyeline sahip morfin görevi üstlendiğini söyledi. Belka, Brüksel'deki Dünya Ekonomik Forumu'nda yaptığı açıklamada, AB'nin finansal istikrarı sağlamak için uzun vadeli çözümler bulması gerektiğini belirterek, "Gece olanlar Avrupalıları bir parça rahatlattı. Bu paket piyasaları sakinleştirme potansiyeline sahip. Bu paket uzun vadeli çözüm olarak görülmemeli. Paket, hastanın durumunu kontrol altına alan bir tür morfin gibi. Gerçek tedavi henüz gelmedi." diye konuştu.
Avrupa Merkez Bankası (ECB) ise piyasaları desteklemek amacıyla daha önceleri karşı olduğu devlet tahvili alımlarına, Euro bölgesi ülkelerinin tahvillerini alarak başladı. Bazı ekonomistler tarafından 'nükleer seçenek' olarak adlandırılan ülke tahvilleri alımı hakkında yapılan ECB açıklamasında, Euro bölgesi ülkelerinin bütçe hedeflerine ulaşmak için ciddi vaatlerde bulundukları ve bu sebeple tahvil alımının makul olduğu ifade edildi. ECB tahvil alımlarının kapsamının henüz belirlenmediğini, fakat tahvil alımlarının likidite çekici işlemlerle dengelenerek para politikasının duruşunun değişmeyeceği ifade edildi. Euro bölgesi merkez bankaları zor durumdaki piyasalara destek olmak amacıyla devlet tahvili alımına başladı. Alımların başlaması merkez bankalarının ortak para birimini desteklemek ve Yunanistan krizinin yayılmasını engellemek amacıyla oluşturulan 1 trilyon dolarlık destek paketini uygulamada vakit kaybetmediklerini gösteriyor. Finlandiya Merkez Bankası sözcüsü Euro bölgesinde yer alan tüm merkez bankalarının tahvil alım işlemlerine katıldığını ifade etti. Bir İtalyan bankacılık kaynağı ise merkez bankalarının alımlara en zor durumdaki Euro bölgesi ülkelerinin tahvillerinden başladığını kaydetti. ABD Merkez Bankası ise Avrupa piyasalarında oluşan sıkışıklığı hafifletmek amacıyla büyük merkez bankalarına sunduğu swap imkanını tekrar başlattı. Fed en son 2007-2008 yıllarındaki finansal kriz sırasında sağlanan bu imkan ile Avrupa Merkez Bankası, İngiltere, Kanada ve İsviçre merkez bankaları belirli bir teminatı dolar ile takas edebilecek. Takas imkânı Ocak 2011'e kadar geçerli olacak. Takas imkanı daha önce ABD konut piyasasının çökmesi ve ipotekli konut kredilerinde yoğun iflaslar sebebiyle 2007 sonlarında güç kazanan kredi sıkışıklığı ve yüksek dolar talebinin hafifletilmesi için kullanılmıştı.
'İSPANYA, PORTEKİZ VE İRLANDA KURTULUR'
Bazı ekonomistler, Yunanistan'dan sonra domino etkisine maruz kalacak üç ülke olarak görülen Portekiz, İrlanda ve İspanya'nın borçlanmak için piyasalara girememesi halinde 2012 yılı sonuna kadar maliyetlerinin 444 milyar doları bulabileceğini belirtiyor. Bu sebeple oluşturulan acil yardım paketinin yeterli olduğu, Portekiz, İrlanda ve İspanya kurtarıldıktan sonra Yunanistan'a daha fazla destek için yeterli miktarda para kalacağı ifade ediliyor.
Geçen hafta sert düşüşle 1,2510 dolar seviyesini gören Euro, acil yardım paketinin desteğiyle yeniden 1,30 dolar seviyesini aştı. Ancak daha sonra tekrar 1,28'e geriledi. Avrupa borsaları ise hızla toparlandı. İspanya Borsası'nda artış yüzde 14'ü, İtalya'da yüzde 11'i, Fransa ve Yunanistan'daki yükseliş yüzde 9'u aştı. Alman ve İngiliz borsaları da yüzde 5'ten fazla değer kazandı.
IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn, acil durum paketinin piyasaları yatıştıracağını söyledi. Strauss-Kahn, paket ile Avrupa Merkez Bankası'nın aldığı tedbirlerin çok önemli olduğunu belirterek piyasaların tepkisinin 'cesaret verici' olduğunu ifade etti. Almanya Başbakanı Angela Merkel de Euro'yu korumak için eşi görülmemiş tedbirler aldıklarını söyledi.
Döviz ve faizde tansiyon düştü, İMKB yüzde 7,1 prim yaptı
Avrupa'da borç krizinin yayılacağı endişesiyle geçen haftayı kötü kapatan piyasalarda AB'nin dev yardım fonuyla olumlu seyir gözleniyor. Dış piyasalardaki toparlanmaya paralel küresel kazançları izleyen İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) yüzde 7,1 artışla 56.448'e tırmandı. Geçen hafta yüzde 10'u gören tahvil bileşik faizi yeniden yüzde 9,4'e inerken dolar 1,51, Euro da 1,95 liraya kadar gevşedi. Borsa'daki hareketi değerlendiren Halk Yatırım Araştırma Müdürü Aslıhan Balaban, "Hafta sonu yapılan açıklamaların etkisi ve yardım paketinin gündeme gelmesi bizi çok kritik bir noktadan çevirdi. 52.500 puan seviyesi orta-uzun vadeli ana destek seviyesiydi ve trend değişim noktasıydı. Bugünkü haber akışıyla bu seviyeden dönüş yaşadık." dedi. Borsada yükselişin genele yayılan bir havasının olduğunu ve yüksek hacimle de desteklendiğini kaydeden Balaban, yükselişin devam etmesinin yurtdışından gelecek haberlere bağlı olacağını vurguladı. Endekste 55.000 puan seviyesinin bugün için önemli destek olacağını söyleyen Balaban, "Ancak endeks oldukça tedirgin olacaktır; çünkü güven kaybı söz konusu oldu. Yardım paketi ne kadar destek verecek, piyasalar bunu irdeleyecek. Güven sağlanırsa yeniden yukarı hareket mümkün." diye konuştu. Bir bankanın döviz işlemcisi ise "200 günlük ortalama olan 1,5070 izlenmesi gereken bir seviye. Londra kaynaklı yüklü satışlar görüyoruz, lokal tarafında ise önemli bir alım ilgisi henüz yok." değerlendirmesini yaptı. HSBC Stratejisti Fatih Keresteci de Türk malî piyasalarının da panik havasının dağılmasına olumlu tepki verdiğini söyledi. Keresteci, şunları aktardı: "AB cephesinden gelen bu adımların kısa vadede etkili olacağı aşikâr ancak AB'nin yapısal zafiyetini aşması, bu süre boyunca potansiyelin oldukça altında kalan büyümenin yol açacağı sorunlar ve daha da önemlisi krizin neden olacağı siyasi maliyet orta-uzun vadede olumlu görüşler belirtmemizi engelliyor. Ayrıca, kâğıt üzerindeki bu önlemlerin hayata aktarılması da mali piyasalarca beklenecektir. Bu nedenle Euro/dolar paritesinde yukarı yönlü bir miktar daha tepki olması beklenmeli ve sonrasında Euro satış yönünde pozisyon alınmalıdır. Benzer bir şekilde dolar/TL kurundaki aşağı yönlü hareket de kalıcı olmayabilir."
ZAMAN
SON VİDEO HABER
Haber Ara