Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Petrol faciasının tek sorumlusu BP mi?

BP Meksika Körfezi'ndeki felaket konusunda fatura ödemeli. Fakat petrol bağımlılığımızın bu krizdeki sorumluluğunu da yadsıyamayız

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-05-08 09:40:00

Petrol faciasının tek sorumlusu BP mi?
ABD, tarihin belki de en vahim petrol sızıntısıyla boğuşurken (bu sızıntı 1989’daki Exxon Valdez felaketini gölgede bırakıyor) cevaba muhtaç iki soru var: İlki, Deepwater Horizon’a niye uzaktan kontrol edilen bir kapatma aygıtı konulmadı? İkincisi, Meksika Körfezi’ndeki bu felaketin, BP’nin denizdeki petrol aramalarına daha sıkı kontroller getirilmesine karşı yürüttüğü lobi faaliyetiyle bir alakası var mı?

BP Washington’da pek popüler sayılmaz; bu kısmen son yıllarda art arda gelen kazalardan kaynaklanıyor; en dikkat çekici olanları 1995’te Teksas’ta bir rafineride gerçekleşen patlamada 15 kişinin ölmesi ve 2006’da Alaska’daki bir boru hattında yaşanan sızıntıydı. Öte yandan petrol şirketlerinin karşısında, kendilerine George W. Bush’tan daha az sempatik bakan bir başkan var. Barack Obama temizleme faturasının büyük kısmından BP’yi sorumlu tutma niyetinde olduğunu söylüyor. Petrol
kıyıya ulaşıp buralarda yaşayan binlerce insanı etkilemeye başladığında ve milyonlarca deniz kuşunu, kaplumbağayı ve balığı öldürdüğünde daha da sert bir tutum sergileyebilir.
‘Sızıntı’ kelimesi, yaşananların kıyametten farksız niteliğini ve ölçeğini ifade etmekte yetersiz. En kaygı verici olanı, uzaktan kontrol edilen bir kapatma aygıtının yokluğunda, dalgaların 1500 metre altından gelen volkanik sıcak petrol fışkırmasının nasıl durdurulacağına dair kimsenin tatmin edici bir izahta bulunamaması. BP tümüyle çuvalladı. Petrol örtüsünü dizginlemek ve petrolün kıyıya ulaşmasını önlemek için yerleştirdiği bariyerler işe yaramıyor. Bir tıpanın yerleştirilmesi veya yayılmanın yönünün değiştirilmesi haftalar, hatta aylar alabilir ve bu süreçte Exxon Valdez’in Alaska’ya dökülen 11 milyon galon petrol miktarı fersah fersah aşılabilir. ABD’nin deniz ürünlerinin yüzde 40’ını çıkardığı Körfez’in uzun vadeli bir yıkım yaşamaması mucize olacaktır.

BP acil cevaplar vermeli ve yüklü faturalar ödemeli, fakat tek suçlu ilan edilmemeli. Obama, benzer felaketleri önleyecek güvenli donanımlar oluşturulmadıkça denizdeki yeni petrol arama projelerini durdurdu. Fakat Amerikalılar bu güvenli donanımların niçin Deepwater Horizon’da bulunmadığını soracaktır; zira bu petrol platformu, Mississippi Nehir Deltası gibi çevresel açıdan çok kıymetli bir bölgeden sadece 20-30 kilometre uzaktaki hassas bir noktada bulunuyordu. Petrol şirketleri mümkün olan en geniş alanda, sıkı olmayan şartlarla arama yapmak için her zaman saldırgan lobi faaliyetleri yürütecektir. Bu heveslerle kamu ve çevre güvenliğini uzlaştırmak siyasilerin gö-revi. Bu platformu kimin, niye onayladığını tespit etmek için yürütülen soruşturma, Louisiana, Alabama ve Mississippi duraklarının hepsine uğrayıp bizzat Washington’a uzanmalı.
Körfez’e her gün daha da fazla petrol akarken, alınması gereken derslerden dem vurmak kulağa erken gelebilir. Fakat akışın durdurulacağını farz etmek zorundayız; umarız bundan sonra da, ABD ve diğer ülkelerin kamuoyları bu acımasız ucuz petrol avının bizi nereye götürdüğüne dair ders çıkarır. Bütün ekonomik sistemimizin petrole bağımlı olması, daha derin ve riskli yerlerde arama yapılmasına yol açıyor. Donanımların güvenlik standartlarını yükseltmekte ısrarcı olunmalı, kurallara uyulmalı. Fakat petrol bağımlılığımızı azaltma yönünde daha tutarlı ve sürekli bir çaba eşlik etmezse, tek başına bu kurallar bizi benzer felaketlerden koruyamaz.

The Independent / Başyazı - 3 Mayıs 2010

Tercüme: Radikal
SON VİDEO HABER

Uçakta olay çıkarıp, 'Türkiye'yi satın alırım' diye tehdit etti

Haber Ara