Korsanı üreten, satan, alan da yanacak
Bakan Günay korsan ile mücadelede radikal yöntemlere baş vurulacağını açıklarken, üretici ve tüketici arasında sinsi bir anlaşma olduğunu iddia etti.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-04-26 22:07:00
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, dünyada fikir hırsızlığının ''korsan'' olarak nitelendirildiğini belirterek, ''Dünyadaki korsan' algısı nedir tam bilmiyorum ama bizdeki 'korsan' algısı işi masumlaştırıyor. 'Korsan' sanki bağışlanabilir bir Robin Hood havası, bir masumiyet katıyor işin içine. Elbette masum bir şey değil bu'' dedi.
Bakan Günay, 26 Nisan Dünya Fikri Mülkiyet Günü dolayısıyla Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürlüğünde, telif hakları alanında son dönemde yapılan çalışmalar ve 2010 yılında uygulamaya geçecek ''TEHAKSİS'' Telif Hakları Ortak Veri Tabanı sisteminin tanıtımı ve ilk defa Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi, Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürlüğünce yapılan ''Korsan Üretimlere İlişkin Toplumsal Algı Araştırması''nın sonuçlarıyla ilgili basın toplantısı düzenledi.
''Korsan'' kelimesinin farklı şekilde algılanabileceğine değinen Bakan Günay, şunları söyledi:
''(Korsan) tabiri mahalle aralarında çocukların oynarken birbirlerine taktığı, hatta olmak için çırpındığı masal kahramanlarından bir tanesi. Buradaki gerçek ise 'korsan' değil, bu bir hırsızlık ürünü, çalıntı ürün.
Dünyada fikir hırsızlığı 'korsan' olarak nitelendiriliyor. Dünyadaki 'korsan' algısı nedir tam bilmiyorum ama bizdeki 'korsan' algısı işi masumlaştırıyor. Bunu tabii dünyadaki dil birliğini çok gözden kaçırmadan, altını çize çize her vesilede ifade etmemiz gerekiyor. Korsan bir masumiyet sanki bağışlanabilir, bir Robin Hood havası, bir masumiyet katıyor işin içine. Elbette masum bir şey değil bu''
Bakan Günay, İstanbul Emniyeti'nin ''korsan ürünlerle'' ilgili bir gösterisini izlediğini ifade ederek, ''Bir kitabın ya da iki kitabın piyasaya birisi tarafından ilkel yöntemlerle alınıp sürülmesini belki görmezden gelebiliriz ama karşımızda inanılmaz bir sektör var. Bir düğmeye bastığında sayısız DVD ya da CD çoğaltan inanılmaz bir sektör, fabrikasyon var. Bu hiçbir gülümseme hiçbir masum niteleme ile geçiştirilmeyecek kadar büyük bir hırsızlık'' şeklinde konuştu.
Günay, önemli bir fikir üretiminin, haksız bir şekilde hem üretenler hem de kamu açısından ciddi zararlara, mağduriyetlere yol açtığını ifade ederek, bu bilinci geliştirme konusunda çok büyük bir gayrete ihtiyaçları olduğunu, algılama sonuçları konusundaki çalışmanın neler yapabilecekleri konusunda yol gösterici olduğunu kaydetti.
-''ÜRETİCİ İLE TÜKETİCİ ARASINDA SİNSİ BİR UZLAŞMA VAR''-
Bakan Günay,Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi ile Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürlüğünce yapılan araştırma sonuçlarına göre, korsan konusunda toplumsal algılamada, bir bilinç eksikliği olduğunun görüldüğünü bildirdi.
Bu sorunla tüm dünyanın uğraştığını dile getiren Bakan Günay,şunları kaydetti:
''Türkiye, 2000 yılından bu yana yaptığı yasal düzenlemelerle evrensel normları önemli ölçüde yakalamış görünüyor. Korsan bir fikir, emek hırsızlığı olduğu bilinmesine karşın toplumda 'sinsi' bir kabul görüyor. Üretici ile tüketici arasında bir sinsi uzlaşma var. Başka hiçbir hırsızlık ürününe müsamaha gösterilmezken fikri ürünler de bu var.
Başka bir çalıntı malı kolay kolay almayacak birçok insan bir fikir ürününü almayı kendisi için neredeyse hak sayıyor.''
-''TÜKETEN TARAFA YAPTIRIM GEREKİYOR''
Bakan Günay, ilgili mevzuatta eksiklikler varsa onları gidermeye çalıştıklarını, ''korsanla mücadele'' konusunda bir bilgi temeli oluşturmaya çalıştıklarını belirterek, Mayıs ayının 3'ünden itibaren bu konuda ortak veri tabanı çalışmasının uygulamaya gireceğini bildirdi.
Korsanla mücadele konusunda uygulayıcıların işini çok kolaylaştıracak olan bir düzenleme başlatacaklarını kaydeden Günay, şöyle konuştu:
''Bu fikri üretimin toplumun eline kolay ulaştırılabilmesi yönünde ekonomik önlemler alınması gerekiyor. Kitap, VCD, CD,DVD talep edenin eline daha ekonomik, daha kolay yöntemlerle kaliteli ve aynı zamanda daha ekonomik biçimde ulaştırılmasını sağlamak gerekiyor. Toplumsal bilinci yükseltmek gerekiyor, bunu yapmak için de biraz da tüketen tarafa yaptırım getirmek gerekiyor. Şimdiye kadar belki de işin ihmal edilen tarafı buydu.
Tüketici taraf sanki haklı olan bir şeyi alıyormuş gibi düşünüyor. Bunu hiç olmazsa kabahat yönünden bir yaptırıma bağlamak, internet kullanıcıları üzerinden yaptırıma bağlamak önümüzdeki günlerde tartışmaya açılabilir. Çalıntı mal almanın ceza yasasında karşılığı var ama fikri üretimin sonucu olan ürünlere neden uygulanmıyor, belki bu konuyu önümüzdeki süreçte tartışmaya açmamız gerekecek.''
-SORULAR-
Bakan Günay, bir gazetecinin, ''İnternette korsanın önlenmesine yönelik nasıl bir tespit yapılacak. Belirli noktalarda korsan satışlarının yapıldığı yerler var, buralarda korsan kitapların satışına yönelik bir kapatılma benzeri olacak mı? şeklindeki sorusuna şu yanıtı verdi:
''Biz bu konuyu en yakın takip eden kamu birimiyiz ve öteki bütün birimleri zorluyoruz. Güvenlik birimleri, yargı mekanizmalarını zorluyoruz, okullarla üniversitelerle proje üretip talep götürüyoruz. Bilinen mekanlar üzerinde durma konusunda şimdi kendimi biraz daha görevli hissettim,arkadaşlarla paylaşacağım.
Yeni yaptırım düzeni getirmek lazım, sadece piyasadan kitap alma konusunda değil, internet üzerinden ciddi bir şekilde korsan tüketim olmaya başladı. Buralarda da yaptırım getirmek gerekiyor.''
''Ekonomik olarak orijinal ürünlerde yapılması gereken düzenlemeler bir indirim anlamına mı geliyor? Nasıl bir yaptırım öngörülüyor internete yönelik, bir düzenleme var mı?'' sorusu üzerine Bakan Günay, şunları söyledi:
''Yeni bir başlık açmaya çalışıyoruz. Kişi,bilerek bir fikir ürününü alarak o eyleme ortak oluyor. Araştırmaya göre, bilerek kullanım çok yüksek. Bu bilinçli kullanma sadece haksız üreten tarafına değil, haksız tüketen tarafına da bir yaptırım gerekiyor. Ben böyle düşündüğümü söylüyorum. Bunun tekniğini ilgili birimlerle konuşmamız gerekir.
Fikir ürünlerini, kolay ulaştırılabilir hale getirmek, başka sanat eserlerine doğrudan ulaşma yollarını çoğaltmak gerekir. Kitapla ilgili vergi oranı yüzde 8 ama film sektöründe sanıyorum yüzde 18, onun da aşağı çekilmesi gerekiyor.
Belki kitapta daha da aşağı çekilmesi gerekiyor. Kitap okumakla ekmek yemek arasında çok ciddi bir fark yok bence.''
Bakan Günay, ''Bu düşüncelerinizi Maliye Bakanlığı ile paylaştınız mı?'' sorusuna, ''Paylaşıyoruz tabii. Olumlu yanıt sonuca yansıyınca görülür'' karşılığını verdi.
Günay, bir başka gazetecinin ''Ele geçirilen korsan kitaplar imha ediliyor. Doğu'da ve cezaevlerinde birçok mahkum kitaplara muhtaç.
Yasal düzenlemelerle bu kitaplar mahkumlara dağıtılabilir mi'' sorusunu ise ''Bu üretim hiçbir zaman orijinaline doğrudan uygun olmayabiliyor çoğu kez. İçinden pasajlar atlanmış olabiliyor.
Sonuçta bir çalıntı ürün. Onu alıp başka bir alanda meşruymuş gibi üstelik de topluma kazandırmak istediğimiz cezaevlerindeki mahkumlara dağıtalım demek doğru olmaz. Başka yöntemler bulmak gerekir'' diye yanıtladı.
Bakan Günay, toplantının sonunda Anayasa değişikliği ile ilgili görüşmeler nedeniyle Meclis'te geç saatlere kadar çalıştıklarını, bu nedenle toplantının belirtilen saatte başlayamadığını belirterek, ''Türkiye daha demokratik bir ortama erişsin diye, evrensel standartları hukukunda yakalasın diye, 30 yıl sonra bile olsa 12 Eylülün sırtına geçirdiği şu deli gömleğinden bir ölçüde kurtulsun diye bir gayret seferber etmeye çalışıyoruz. Umarım sonu iyiliklere vesile olur'' dedi.
Kaynak: AA
Haber Ara