Türk dış politikası Batı ve İsrail tasdikli
Türkiye başbakanı İsrail’i her eleştirdiğinde Araplar alkışladı ve bugünün Türkiye’sini İsrail’in temel düşmanı olarak görüp uykularına döndü.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-04-24 09:46:00
Türkiye başbakanı İsrail’i her eleştirdiğinde Araplar alkışladı ve bugünün Türkiye’sini İsrail’in temel düşmanı olarak görüp uykularına döndü. Hiç kimse İstanbul’u alkışlamak yerine, büyük bölgesel Arap ülkeleri nereye gitti diye sormuyor. Dünya ve İsrail, öfkeli İran modelinden dolayı gürültü koparıyor.
İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad iki günde bir İsrail’e küfrediyor, Hizbullah tatbikatlar yapıyor. İran bölgesel bir Müslüman ülke olarak İsrail’i tehdit ediyor, nükleer silahlanmaya hazırlanıyor.
Bu durum Batı’yı, İsrail’i ve Arapların yarısını kızdırıyor.
Çözüm, İran modeline paralel bir başka model yaratmak ve bunu desteklemekti. Bu model Arap olmamalıydı ve Türkiye, buna ehil olan tek ülkeydi. Zira hem Arap bölgesine yakın, hem en büyük bölgesel Sünni Müslüman ülkesi, hem de İslamcılar yönetimde. Çözüm Batı’nın, Arapların ve İsrail’in anlaşmasıyla İstanbul’da bulundu. Böylece Türk modeli İran modeline alternatif sunacaktı. Dolayısıyla Türk hükümeti her gün İsrail’le atıştı ve İsrail buna razı oldu. Zira Tel Aviv ikili ilişkilerinin yanı sıra güvenlikle ilgili, askeri ve ticari alışverişin sürdüğünü biliyor. İstanbul’un öfkesi, İran modelini yıkacağından Batı’nın razı olduğu bir vazife.
‘İsrail’e öfkeli Müslüman Sünni Türkiye’ imajını yaratmanın tek bir hedefi var: İran modelini bütün siyasi, askeri ve mezhepsel çağrışımlarıyla birlikte kamu zihninden atmak. Hatta Araplaştırılmış Türk dizileri bile İran dikenini ‘Arap pamuğu’ndan çıkarma savaşının kapsamında. Hatta İsrail’in Türkiye elçisinin alçak kanepeye oturtulmasından dolayı Türkiye’den özür dilemesi ve dost Türklere Gazze’ye giriş izni vermesi de bu çerçevede. Türkiye AB üyeliğinin hayalini kuruyor. Avrupa’da yer arayan bir ülke İsrail’e düşman olur mu? Bu düşmanlık gerçek olsaydı, Türk ordusu ve Türkiye’deki gizli güçler sessiz kalmazdı.
Araplar ateşli konuşmalar yapanları alkışlıyor. Hiç kimse Türkiye’nin İsrail’e karşı ne önlem aldığını sormuyor. Tahran’la Ankara bölgesel bir rekabet veriyor. Arapların sorunuysa, kendi ayakları üzerinde duramamaları. Araplar beyinleriyle değil, kalpleriyle düşünüyor.
*Ürdün gazetesi Düstur, 22 Nisan 2010
Tercüme: Radikal
SON VİDEO HABER
Haber Ara