Eroğlu'ndan , hazırım mesaji
KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, BM Genel Sekreteri Ban Ki Mun'a, Kıbrıs sorununa çözüm bulma amacıyla başlatılan müzakere sürecine kaldığı yerden devam etmeye hazır olduğunu bildirdi.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-04-24 21:39:00
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu mektubunda, 'İki bölgelilik, iki halkın siyasi eşitliği, iki kurucu devletin eşit statüsü ve çözümün yeni bir ortaklık yaratacağı gibi temel Birleşmiş Milletler parametreleri, Kıbrıs'taki herhangi bir çözüm çabasının temel taşları olmayı sürdürmelidir' ifadesini kullandı.
23 Mayıs 2008 Ortak Açıklaması'na uygun olarak devam eden BM sürecinin esas çerçevesinin Kıbrıs Türk tarafınca tam olarak desteklendiğini belirten Eroğlu, 1960 Garantiler Sistemi'nin ve iki halkın eşit egemenliği ilkesinin Kıbrıs Türk tarafı için yaşamsal olduğuna işaret etti.
Eroğlu, Kıbrıslı Türkler üzerindeki izolasyonların haksızlığını vurgulayarak, müzakerelerde yeni bir tura başlanacak olmasının izolasyonların kaldırılması sürecinin geciktirilmesi için bir gerekçe olmaması gerektiğini, izolasyonların kaldırılmasının Kıbrıs'ta adil ve acil bir çözüm için Kıbrıs Rum tarafını teşvik edebilecek birkaç kozdan birisi olduğunu kaydetti.
Cumhurbaşkanı Eroğlu mektubunda, 'Tam teşekküllü müzakerelere bir zaman sınırlaması konulmasının erken çözümü teşvik edeceği ve bu yüzden zorunlu olduğu inancındayım. Aksi halde Kıbrıs Rum tarafının bugüne dek sergilediği ayak sürüme uğraşı dikkate alındığında çok kıymetli zamanımızı boş yere harcama tehlikesiyle karşı karşıya kalabiliriz' ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, BM Genel Sekreteri Ban Ki Mun'a gönderdiği mektupta şöyle dedi:
'Kuzey Kıbrıs'ta kısa süre önce yapılan seçimlerin sonucunda Cumhurbaşkanlığı görevini devraldım; Sayın Ekselansları size, iyi niyet misyonunuz himayesinde devam eden müzakereler yoluyla adil, kalıcı ve kapsamlı bir çözüme olan taahhüdümüzü ve sürecin kaldığı yerden devam ettirilmesine hazır olduğumuzu bildirmek için yazıyorum. Bunu fırsat bilerek konuya ilişkin bazı görüşlerimizi sizinle paylaşmak istiyorum.
Öncelikle sizinle Kıbrıs Türk halkının hakiki bir endişesini paylaşmayı gerekli görüyorum. 2004 yılında BM kapsamlı çözüm planına benim halkım güçlü bir evet demiş olmasına rağmen, Kıbrıslı Rumların 'hayır'ı nedeniyle Kıbrıs Türk halkının uluslararası toplumdaki haklı yerini alması engellenmiştir. Kıbrıs Türk halkı, adada uzun süredir devam eden bu soruna bir son vermek için kendisi bakımından çok büyük fedakarlıklar içermiş olmasına rağmen kapsamlı çözüm önerisini destekler nitelikte oy kullanmıştır.
Sizden önceki Genel Sekreter'in Güvenlik Konseyi'ne iki ayrı ve eş zamanlı referandumlar ertesinde sunduğu 28 Mayıs 2004 tarihli raporda, uluslararası toplumu ve özellikle Güvenlik Konseyi üyelerini tüm devletlerin hem ikili, hem de uluslararası yapılarda 'Kıbrıslı Türklerin izole olmasına neden olan ve gelişimlerini engelleyen gereksiz kısıtlama ve engellerin ortadan kaldırılması için güçlü şekilde liderlik etmeleri çağrısı yapmıştı. Aynı raporda, önceki Genel Sekreter "'Kıbrıslı Türklerin verdikleri oyun, onlara baskı yapmanın ve onları izole etmenin mantığını da anlamsız kıldığını' da vurgulamaktadır. Maalesef Kıbrıslı Türkler üzerindeki haksız izolasyonların kaldırılması yönünde verilen sözler ve alınan kararlar, Kıbrıslı Rumların karşı çıkışı nedeniyle henüz gözle görülür bir sonuç doğurmamıştır. Biz hala bu adaletsizliğin düzeltilmesini umut ediyoruz. Benim halkım izolasyonlar altında yaşamayı hak etmemektedir. Bundan sonrası için, iki taraf arasındaki görüşmelerin kaldığı yerden sizin iyi niyet misyonunuz çerçevesinde erken bir çözüm için sonuç verecek şekilde yürütülmesi, bizim samimi arzumuzdur.
İki bölgelilik, iki halkın siyasi eşitliği, iki kurucu devletin eşit statüsü ve çözümün yeni bir ortaklık yaratacağı gibi temel Birleşmiş Milletler parametreleri Kıbrıs'taki herhangi bir çözüm çabasının temel taşları olmayı sürdürmelidir. Bu anlayışla 23 Mayıs 2008 Ortak Açıklaması'na uygun olarak devam eden BM sürecinin esas çerçevesinin tarafımızdan tam olarak desteklendiğini açıkça ifade etmek istiyorum. Ayrıca, 1960 Garantiler Sistemi, iki halkın eşit egemenliği ilkesi Kıbrıs Türk tarafı için aynı şekilde yaşamsaldır.
Bize göre çözüm hükümleri adanın iki yanında halen var olan iki ayrı demokrasiyi ve kurumlarını dikkate almalıdır. Kıbrıs'a ilişkin yaratılacak yeni düzenin dış dengesi, iki garantör Anavatan arasındaki dengeyle muhafaza edilmelidir. Onlarca yıl süren müzakereler sonucunda karşılıklı samimi siyasi irade olması durumunda adil, yaşayabilir ve erken bir çözümü mümkün kılacak yerleşmiş parametrelerle Kıbrıs sorunu konusundaki birikimin oluşturduğu somut BM müktesebatı, Ada'daki iki tarafın kullanımına açıktır. Bizim için, çözümün içeriği ile yaşayabilirliği çözümün nasıl isimlendirildiğinden daha önemlidir.
BM parametreleri çerçevesinin nasıl doldurulacağı ve ileride kurulacak bir ortaklığın unsurlarının, Kıbrıs'taki iki halkın meşru kaygılarına hitap etmesi gerektiği görüşünü taşıyorum. Bunun, devam eden müzakerelerin konusu ve amacı olduğu bir gerçektir. Devam eden müzakerelerde yeni bir tura başlanmasının Kıbrıs Türk halkı üzerindeki haksız izolasyonların kaldırılması sürecinin geciktirilmesi için bir bahane olarak kullanılmaması gerektiğinin altını çizmeyi gerekli görüyorum. Aksine, izolasyonların kaldırılması Kıbrıs'ta adil ve acil bir çözüm için Kıbrıs Rum tarafının teşvik edebilecek birkaç kozdan birisidir.
Tam teşekküllü müzakerelere bir zaman sınırlaması konulmasının erken çözümü teşvik edeceği ve bu yüzden zorunlu olduğu inancındayım. Aksi halde Kıbrıs Rum tarafının bugüne dek sergilediği ayak sürüme uğraşı dikkate alındığında çok kıymetli zamanımızı boş yere harcama tehlikesiyle karşı karşıya kalabiliriz. Mektubuma son vermeden önce, müzakerelerin siz sayın Ekselanslarının iyi niyet misyonu çerçevesinde ve iki liderin 23 Mayıs 2008 Ortak Açıklaması'na uygun olarak entegre bir bütün şeklinde Kıbrıs sorununa adil ve kalıcı bir çözüm için taahhüdümüzü yinelemek istiyorum.
1 Şubat 2010'da adaya yapmış olduğunuz ziyaret sırasında siz sayın Ekselanslarıyla tanışmaktan onur duydum. Sizi yakın zamanda ziyaret etmeyi ve Kıbrıs'ta erken bir çözüm bulunması için müzakere sürecinin yürütülmesiyle ilgili perspektifi ele almayı diliyorum.
Adayı ziyaretinizde çok doğru şekilde ifade ettiğiniz üzere bir çözüm mümkündür, ulaşılabilirdir ve bunu başarmak için çabalarımızı artırmamız gerekir. Ben, halkıma ve uluslararası topluma karşı sorumluluklarımı yerine getirmeye ve müzakereler başladığında bu sürece olumlu, dinamik ve yapıcı biçimde katılmaya hazırım.
Sayın Ekselansları Kıbrıs sorununa kapsamlı bir çözüm bulunması anlayışıyla sizinle çalışmayı umut ediyorum. '
AA
SON VİDEO HABER
Haber Ara