Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Pakistan'da demokrasi olgunlaşıyor!

'Başarısız devlet' diye damgalanan Pakistan, iktidarın devlet başkanının elinde toplanmasına yol açan yönetim sisteminde kapsamlı reforma gidiyor.

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-04-23 10:45:00

Pakistan'da demokrasi olgunlaşıyor!
CHAEL MEYER-RESENDE/ HANNAH ROBERTS

'Başarısız devlet' diye damgalanan Pakistan, iktidarın devlet başkanının elinde toplanmasına yol açan yönetim sisteminde kapsamlı reforma gidiyor. Bu adımın önemi, komşu Afganistan'da devlet başkanının seçim kurulu üyelerini bile kendi kontrolüne almaya çalışmasına bakarak anlaşılabilir.

Pakistan genellikle hiçbir şeyin hiçbir zaman doğru düzgün işlemediği, seçilmiş zayıf hükümetlerin kaçınılmaz biçimde güçlü ordu tarafından devrildiği bir ülke olarak sunuluyor. Son yıllarda yaşanan şiddet, Pakistan’a dair ‘çuvallamış devlet’ algısını güçlendirmiş durumda, fakat bu durum cesaret verici bir eğilimi de gözlerden gizliyor: Parlamentonun geniş kapsamlı anayasal reformları kabul etmesiyle görüldüğü üzere, Pakistan demokrasisi olgunlaşıyor.

Süregiden şiddet Pakistan’ın gelişmesine yönelik bir tehdit oluşturuyor. Fakat aynı zamanda, bilhassa da Batı’nın Afganistan stratejisi açısından Pakistan ordusuna son derece ihtiyaç duyduğu bir bağlamda, askeri darbe kehanetlerinin gerçeğe dönüşmesi riski de söz konusu.

Eyaletlere yeni yetkiler geliyorAfganistan’la yapılacak bir kıyaslama, Pakistan’daki reformların önemini ortaya koyuyor: Afganistan Devlet Başkanı Hamid Karzai seçim kurulu üyelerinin atanmasını kendi kontrolüne almaya çalışıyor. Bu kurulun dürüst tutumu, geçen yıl Karzai’nin yeniden seçilmesine damgasını vuran yaygın seçim hilelerinden haberdar olunmasını sağlamıştı. Pakistan’daysa son anayasal reformlar devlet başkanının seçim kurulu üyelerini atama yetkisini daraltırken, bu süreçte muhalefete söz hakkı tanıyor.

Ancak reformlar seçimler meselesinin de ötesine geçerek, Doğu Pakistan’ın (bugünkü Bangladeş) ayrılmasından sonra kabul edilen 1973 anayasasının kilit önemdeki hükümlerini yeniden yerli yerine koyuyor. Söz konusu anayasa parlamenter bir yönetim sistemi ve dört eyalet için hatırı sayılır yetkiler öngörüyordu, fakat iktidar kısa süre içinde devlet başkanının elinde toplandı. Bu eğilim, Muhammed Ziya ül Hak ve Pervez Müşerref’in askeri yönetim dönemlerinde daha da belirgin hale geldi.

18. değişiklik olarak adlandırılan reform, yetkileri devlet başkanından başbakana ve parlamentoya, federal düzeyden eyaletlere devrediyor.

Devlet başkanı artık canı istediği gibi parlamentoyu lağvedemeyecek; bu sadece belli, dar şekilde tanımlanmış koşullar altında mümkün olabilecek. Eyaletlere, sosyal yasalar çıkarmak, medeni yasaları ve ceza yasalarını uygulamak gibi geniş bir alandaki görevleri yerine getirmek için güçlü yetkiler tanınacak. Devlet Başkanı Asıf Ali Zerdari değişiklikleri imzalayarak otoritesinin büyük bölümünü yitirecek, ancak iktidardaki Pakistan Halk partisinin eş başkanı sıfatıyla son derece etkili olmayı sürdürecek.

Ortaya çıkardığı nihai durumun ötesinde, anayasal reform etkileyici bir sürecin sonucu. Siyasi partiler arasında geçmişte var olan bölünmüş ve zehirli ilişkilerin aksine, son 10 aydır parlamen-todaki bütün siyasi partiler reformu, Senatör Rıza Rabbani’nin maharetle yönettiği ilgili parlamento komitesinin 77 oturumunda müzakere etti.

Çeşitli meselelerdeki itirazlar kayda alındı, fakat komitenin bütün üyeleri en nihayetinde bir bütün olarak reform lehinde anlaşmaya vardı. Devlet başkanının nihai imzasının öncesinde değişiklikler, parlamentonun hem alt hem üst kanatlarında oybirliğiyle onaylandı.

Mahkemeler bağımsızDemokrasi son yıllarda başka açılardan da gelişip serpiliyor: Medya daha özgür ve cesur hale gelmiş durumda, mahkemeler bağımsızlıklarını ortaya koyuyor ve 2008 seçimlerinde barışçı bir iktidar devrine tanık olundu. Bütün bu faktörler, Müşerref rejiminin devrilmesinde rol oynadı.

Elbette bazı anayasal değişiklikler tartışma yaratıyor ve kamusal hayat kaotik; siyasi söylemler de sık sık iğnele-yici ve sorumsuzca. Ancak siyaset aynı zamanda canlı ve çoğulcu; bir kamusal sorumluluk hissiyatı ortaya çıkıyor.
Pakistanlı siyasetçilerin önünde büyük zorluklar var. En önemlisi, anayasal değişikliklerin uygulanması gereği.

Dört eyalet yeni yetkilerini üstlenmek için hatırı sayılır birer kapasite geliştirmek zorunda. Federal parlamentonun da, 2013’te yapılması planlanan bir sonraki parlamento seçimleri için güvenilir ve şeffaf bir çerçeve sağlayacak seçim reformlarını kabul etmesi gerekiyor. Bu hayati önem taşıyor, zira seçim yasalarının uluslararası standartlara uygun şekilde değiştirilmesi seçimlere duyulan güveni artırmakla kalmayacak, şiddet ve istikrarsızlık potansiyelini de zayıflatacak.

Sırada seçim reformu varSiyasi çerçeveyi oturtmak açısından bir sonraki mantıklı adım, seçim reformu. Pakistan, bağımsızlıktan bu yana geçen 63 çalkantılı yılda demokrasi yönündeki üçüncü girişimini yapıyor.

Afganistan’a odaklanmış durumdaki Batı, Ziya ül Hak ve Müşerref’in askeri yönetimlerini destekledi; ikisi de iktidarlarını sürdürmek için köktendinci İslami partilere sırtını dayadı. Bu yanlışlar üçüncü kez tekrarlanmamalı. Demokrasiye destek olmanın reelpolitik açısından iyi olmadığını düşünenler, özgür seçimlerde Pakistanlıların ezici çoğunluğunun merkezci siyasi partilere oy verdiğini hatırlamalı. Pakistan’ın demokratik sistemi işletmek için mümkün olan her desteğe ihtiyacı var. (Siyasi katılımı desteklemeyi amaçlayan ve Pakistan’da da bir program yürüten Berlin merkezli Uluslararası Demokrasi Raporu

*MICHAEL MEYER-RESENDE/ HANNAH ROBERTS Democracy Reporting International) adlı örgütün üyeleri, 20 Nisan 2010

Tercüme: Radikal


SON VİDEO HABER

Şam'daki saray yakıldı, eşyalar alındı

Haber Ara