İlk standart 500 yıl önce belirlendi
Sultan II. Beyazıd tarafından ferman olarak hazırlanan bugünkü anlamda ilk standardı olma özelliğini taşıyan "Kanunname-i İhtisab-ı Bursa'' tse tarafından günümüz Türkçesiyle yeniden yayımlandı.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-04-22 12:01:00
Sultan II. Beyazıd tarafından yürürlüğe konulan ''Kanunname-i İhtisab-ı Bursa'' adlı ferman, Türk Standardları Enstitüsü (TSE) tarafından günümüz Türkçesiyle yeniden yayımlandı.
Orijinal metni İstanbul Topkapı Müzesi'nin Revan Kütüphanesi'nde bulunan ''Kanunname-i İhtisab-ı Bursa''nın kapağında, 1502 yılında yürürlüğe konulduğu belirtiliyor. TSE Başkanı Tahir Büyükhelvacıgil, yeniden yayımlanan fermana yazdığı önsözde, Türklerin Anadolu toprakları üzerinde tesis ettikleri uygarlık örneklerinden birinin de standardizasyon alanında olduğunu ifade etti. Önsözde, Bursa, Edirne, Sivas, Diyarbakır, Musul, Karahisar, Karaman ve daha pek çok yerin mahalli özelliklerine göre yaklaşık 500 yıl önce standart kurallarının konulduğunu vurgulayan Büyükhelvacıgil, şunları kaydetti:
"Standardın bugünkü anlamda kavrandığını gösteren yazılı en eski belge olarak dünya tarihine geçen ''Kanunname-i İhtisab-ı Bursa'' Sultan II. Beyazıd Han tarafından ferman olarak hazırlanmıştır. Bu belgede kalite, boyut, ambalaj gibi konularda standartlar tespit edilmiş, narh (Tüketiciyi korumak amacıyla, özellikle temel ihtiyaç maddeleri için resmi makamlarca belirlenen ve her yerde geçerli olan fiyat) ve ceza hükümlerine de yer verilmiştir. Bugünkü standardizasyon sistemine benzeyen bir sistem tesis edilmiş, tuz, ekmek, sebzeler, et, süt, yumurta, yoğurt, peynir, tekstil ürünleri, mücevherat, mutfak eşyaları, deri ve deri mamulleri, kürkler ve ayakkabılar gibi çeşitli maddelerin özellikleri ayrı ayrı belirtilerek standardize edilmiştir.''
"Kanunname-i İhtisab-ı Bursa" fermanından
Giyimden gıdaya, mutfak eşyalarından hayvan yemlerine kadar her şeyin standardize edildiği fermanda, çeşit çeşit elma, armut, nar, üzüm, kavun ve birçok meyvenin fiyatları ve standartları belirlenmiş. Yumurtadan, yoncaya, kadife kumaştan kaftana kürke, ayakkabıdan boz torbaya, at nalından, çula, bakıra, çilingire, kuyumcuya, süte, yoğurta, aktara ve yapılara kadar iğneden ipliğe her şeye standart getirilen fermanda bazı standartlar şöyle: ''-Yaş eriğin ilkin yüz dirhemi, üç günden sonra beş yüz dirhemi ve sonra altı yüz dirhemi bir akçaya oluncaya kadar bu düzende devam edecek.
-Zerdamori armudunun, ilkin bir okkası, beş günden sonra altı yüz dirhemi ve sonra bu kıysa üzerine narh verilecektir.
-Şeftalinin, ilkin bir okkası bir akçaya, üç günden sonra altı yüz dirhemi, nihayet iki okkası bir akçaya verilecektir.
-Limonun, yükü yüz seksen akça olunca iki yüz seksen dirhemi bir akçaya olacaktır.
-Pazarcı kaftanlarının, boyu arşın çeyrek olunca eteği iki arşın bir çeyrek olacak ve beli, koltuğu beşer rub'u olacak.
-Kırmızı sahtıyanın çizmesi, otuz akçaya olacak. Fakat koncu tamam olup sığır gönünden, üç sıra çivili ve ince biz ile ve sıkı iplikle dikilmiş olacak.
-Tuzun narhı sorulduğunda şöyle belli oldu ki, tuz olduğu vakıtlarda dört okkası bir akçaya olup azaldığında üç okkası ve kışın iki okkası bir akçaya olacak.
milligazete
SON VİDEO HABER
Haber Ara