Kandahar: NATO için dönüm noktası
Kandahar, Afganistan'da NATO'nun dönüm noktası haline geldi. İşte Kandahar'ın Afganistan'daki savaş kilit taşı haline gelme süreci:
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-04-19 18:39:00
Afgan Devlet Başkanı Hamid Karzai, 10 bin Amerikan askerinin hâlen çatışmalara katıldığı bir zamanda, NATO’nun, güneydeki Kandahar’da bulunan Taliban’a karşı bu yaz düzenlemeyi plânladığı operasyonu, ertelemek veya iptal etmekle tehdit etti.
Gerçi, Taliban’ın 2001’de iktidardan düşüşünden beri Afganistan’daki en büyük operasyon olacak güneydeki Helmand eyaletine bağlı Marca’daki operasyondan sonra, Kandahar operasyonunu ertelemek için zorlayıcı birçok sebeb var. Pakistan sınırı boyunca aşiretler toprağı olan bölge, plânlandığı gibi militanlardan temizlenemedi.
Karzai, Pazar günü Kabil’de, ABD Pakistan ve Afganistan Özel Temsilcisi Richard Holbrooke ile Afganistan’daki ABD kuvvetler komutanı Gen David Petraus’la bir araya gelerek, “ortak meydan okumalar ve geleceğin fırsatları” olduğu ifade edilen, NATO’nun Uluslararası Güvenlik Yardım Gücü’nü (ISAF)tartıştı
Karzai’nin, Taliban’a karşı düzenlenecek saldırıda, yerel toplulukların desteğinin almak için neredeyse davul çalarcasına gittiği son Kandahar ziyaretiyle ilgili olarak, yetkilileri bilgilendirdiği umuldu. Destek yerine, aşiretlerin ileri gelen yaşlıları şiddetle, ülkenin en büyük ikinci şehrine düzenlenecek böyle bir operasyonun, eyalete emniyet değil sadece bela getireceğini söylediler.
Kandahar operasyonu, Taliban destek üslerini yoksun bırakmayı hedef alan bir girişimde, bütün Afganistan’ın şehir merkezlerinde emniyeti sağlamayı plânlayan NATO’nun, geniş bir plânının bir parçası olarak tasavvur ediliyor.
Bu tür çalışmayı yapmak, Yıllardır özellikle Kuzey ve Güney Veziristan bölgelerinde hayatî üslere sahip ve Afganistan’daki direnişi besleyen militanları, Pakistan’daki sığınaklarından da mahrum edilmesi tehlikesine yol açar.
Geçtiğimiz yıllarda yapılan pazarlıkta, Pakistan ordusunun payına düşen bir dizi yoğun operasyonu gerçekleştirerek Amerikalıları ikna eden, Pakistan Gen. Kurmay Başkanı Eşfek Pervez Kayni ile Mcchrystal arasındaki birkaç görüşmeden sonra ortak bir noktaya varıldı. Kayni, Washington’da önde gelen ABD’li yetkililerle yapılan son görüşmede, bu garantileri tekrar etti.
Kusurlu görünen yeni bir plânla devam edep, etmeme ikilemiyle NATO’dan toplantısından ayrılırken, Pakistan’daki zafer açıklamaları yine de erken doğum görünümündedir
Başarının Mucizesi
Çatışma sahasındaki başarıların ilanından ayrı olarak, Pakistan, bunun Taliban’ın başarısızlığının esas sebebi olduğunu açıklayarak, bazı üst düzey Taliban komutanlarını tutukladığını ilan etti.
Tutuklanan kişiler arasında, Taliban lideri Molla Ömer’in vekili, Molla Adul Gani Barader, Taliban’ın eski Nagarhar valisi ve şimdi Taliban’ın Peşaver şurasının başı, Moulvi Adulkadir, Molla Ömer’in siyasî danışmanı Seyyid Tayyib Aga’nın bulunduğu söylendi.
Gerçi, Asia Times Online’da açıklandığı gibi ( Savaş ve barış: Bir Taliban manzarası, 26 Mart 2010), Kabir ve Aga tutuklanmamıştı. Tutuklanan diğer bir üst düzey yerine, Molla Mustasım Aga2nın adı verilmişti.
Tutuklanan tek kişi, Pakistan Millî İstihbarat Servisi’ne- ISI- ait güvenli bir evde tutulmaktaydı ve bu eve Amerikalıların girişi reddedilmişti. Kurallarına bağlı bir siyaset izleyen Taliban için, Baradar gibi birinin tutuklanması o kadar önemli değildir, kendini hemen ondan uzak tutacaktır. Baradar şimdi, Taliban için pek fazla önem arzetmemektedir, çünkü o, artık Taliban’la uzlaşma çabalarında faydasız olacaktır.
Bu arada, ordu kumandanı Kayni, Taliban Pakistan’ının(Tehrik-e-Taliban Pakistan –TTP) bozguna uğratıldığını söyleyerek, binlerce mültecinin Güney Veziristan’a geri dönüşünü tartışmaktadır. Pencab ve Sind eyaletlerinde yeni bir başarı için çarpışan mevcut kuvvetlere ek olarak, Muhteşem zaferi daha da güçlendirmek için, bütün kuvvetlerden 20 bin asker gönderildi.
Asya Times (Asia Times) Online’, Güney Veziristan’da çok farklı bir manzarayla temasa geçti. Orada yaşayanlar, ordunun operasyonlarda çok ağır kayıplar verdiğini, içlerinde, Özbek, Çeçen ve yerel Meşhud aşiretlerinin de bulunduğu asilerin ve militanların çok güçlü bir şekilde geri döndüğünü açıkladılar. Pakistan ordusu da, bu alanda çatışmaların hâlâ devam ettiğini doğruladı.
Militan kaynaklarına göre, El-Kaide liderliği, insansız uçakların yoğunlaşan saldırıları sebebiyle, Kuzey Veziristan’dan ayrıldı ve bilinmeyen bir bölgeye gitti. Kaynaklar bir aşiret Cirga(şura)sı tarafından Kayni’ye gönderilen bir mesajdan bahsediyorlar. Mektupta özellikle şöyle bir ifadenin yeraldığı belirtiliyor: “Bütün kuvvetleriniz çekin aksi halde, Pakistan’ın her yerinde zorluklarla yüzyüze kalacaksınız.”
Kuzey Batı Sınır Eyaletinin başkenti Peşaver’deki bir güvenlik yetkilisi, Asia Times Online’a, Peşaver’deki ABD konsolosluğuna düzenlenen son intihar saldırının, konsolosluktaki Amerikalıları rehin almak için düzenlendiğini söyledi. Bir kaç kişinin öldüğü patlamada, militanlar konsolosluk binasına girdi, fakat üzerindeki bombanın önceden patlaması sonucu daha fazla gidemedi. Emniyet yetkilileri, ABD yetkililerinin hedef alınacağı bu tür benzer saldırıların artacağına inanıyor.
Son zamanlarda, 1200 sınır muhafızı savaşma emrine karşı geldikleri için ordudan atıldı. Paramiliter güçlerin çoğu Peştunlardan oluşmaktadır. Sünnî Peştun direnişi kontrol etmek için Peştun olmayan ve Şiîlerden yeterli sayıda adam bulmak çok zor olacaktır.
Aynı şekilde, ordu ABD’nin yoğun baskısını neticesi, Hayber Mıntıkasında, Orakzay Mıntıkasında, Mohmand Mıntıkasında, Bacaur Mıntıkasında ve Kuram Mıntıkasında cepheler açtı. Esas çatışma sahası Orakzay mıntıkasıdır. Komşu Hayber’den gelen militanlar, buradaki NATO destek hatlarına saldırmaktadır. Resmi olmayan açıklamalara göre bu çatışmalarda çok sayıda militan ölürken, yüzlerce Pakistan askeri de öldürüldü. Geçtiğimiz yıl Swat Vadisi’ndeki operasyondaki iyi iş çıkardıkları için bölgeye gönderilen Tuğgeneral Halid Han ve Albay Enver Abbas’ın öldürüldüğü doğrulandı. Militanlar ayrıca, birkaç gün önceki geri çekilmelerinden önce, Orakzay’daki paramiliter güçlerin karargâhını elegeçirdi.
Hayber Mıntıkasındaki operasyon, Taliban’ın bu bölgede köklerinin olmaması ve komşu bölgelerdeki aşiretlere bağlı kalması sebebiyle, en kolay operasyon olacağı umulurken, çok kötü bir duruma düşmüştür.
Mıntıka geçtiğimiz yatıştırıldı fakat El-Kaide ve Taliban saflarına geçmemiş olan bütün İslâmî grupları da sindirmek isteyen bu hareketin neticesi, Mangal Baf tarafından kumanda edilen bu gruplardan biri EL-Kaide’ye katıldı ve Pakistanlı yetkililerin, onu ikna etme çabalarına rağmen bir daha asla Pakistan’a geri dönmeyecek.
Birkaç ay sonra Militanlar, resmi medyanın 11 Nisan’da: “Militanlar Tirah Vadisi’nin çeşitli kısımlarında sığınaklar inşâ etti ve talimlere başladı” yazdığı gibi, Hayber Mıntıkasında, özellikle de Tirah Vadisinde yeniden mevzi aldılar. Mıntıkada yaşayan halk, Afganistan’da olduğu gibi, diğer mıntıkadaki aşiretlerle geleneksel bağlara sahiptir. Burası, militan Leşker-i İslâm örgütünün güçlü bir kalesidir.
Çıplak gerçek şu ki, militanlar aşiretler topraklarında güçlenerek operasyonlarına devam ediyor ve daha önemlisi Afganistan’daki savaşçılara hizmet verecek üsler kurmaya devam ediyor ve hakikaten gerçekleşirse, NATO’nun Kandahar’a düzenleyeceği saldırıya hazırlanıyorlar
*Seyid Salîm Şehzad (Syed Saleem Shahzad), Asia Times Online’nın Pakistan Büro Şefidir.
Bu makale Fazıl Duygun tarafından TIMETÜRK için tercüme edilmiştir.
SON VİDEO HABER
Haber Ara