Türkler su içmeyi sevmiyor
International Hospital Nefroloji Uzmanı Doç. Dr. Ülkem Yakupoğlu, Türklerin su içmeyi sevmediğini, günlük su tüketiminin böbrekleri sıkıntıya sokacak kadar az olduğunu ifade etti.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-04-15 16:49:00
Türkiye'de diyalize giren hasta sayısının Türk Nefroloji Derneğinin verilerine göre, 60 bine ulaştığını ve bu rakamın gelecek 5 yılda 115 bine çıkmasının beklendiğini belirten Yakupoğlu, 'Dışardan fasulyeye benzeyen, ancak içi damar yumaklarıyla örülü olan böbreklerin iki düşmanı var: Su içmemek ve fazla tuz tüketmek' diye konuştu.
Yakupoğlu, böbrek yetmezliği gelişmesi durumunda, her iki böbreğin çalışamadığını, süzme fonksiyonunu yerine getiremediğini ifade ederek, bunun sonucunda hayatı riske atan, üre, kreatinin, potasyum, kanda asit miktarının artması gibi tabloların ortaya çıktığını, bu tabloların ani ve hızlı olabileceği gibi, yıllar içinde yavaş yavaş da gelişebileceğini kaydetti.
'Hızlı olana akut, yavaş ve süreğen olana ise kronik böbrek yetmezliği diyoruz' diyen Yakupoğlu, böbrek yetmezliğine yol açan durum düzeltilebilecek bir aşamadaysa vücutta bir sorun yaratmadan geri dönülebildiğine dikkati çekti.
Doç. Dr. Yakupoğlu, böbreklerin çok idareli organlar olduğunu, tamamen iflas etmesi için böbreklerin süzme kapasitesinin yüzde 15 ve altına düşmüş olması gerektiğini, yüzde 60'ın altına düştüğü andan itibaren kronik böbrek hastalığından söz ettiklerini ifade ederek, 'Yüzde 15-60 arasında geniş bir dönem var, kişi düzenli bir nefroloji takibi içinde olursa diyaliz ve nakle gerek kalmama olasılığı yüksektir' diye konuştu.
Nefroloji uzmanı Doç. Dr. Yakupoğlu, böbrekler için risk yaratan durumları, kan basıncı yüksekliği, diyabet hastalığı, fazla kilolu olmak, 60 yaşın üzerinde olmak, sigara alışkanlığı, tek böbrekli doğmak ve ailesel böbrek hastalıkları olarak sıraladı.
'DİYABETLİLERDE BÖBREK YETMEZLİĞİ RİSKİ DAHA YÜKSEK'
Şeker ve tansiyonun, böbrek içindeki incecik damarlarda yapısal bozukluğa ve tıkanıklığa neden olduğuna dikkati çeken Doç. Dr. Yakupoğlu, böbreğin içindeki kılcal damarlarda tansiyonun yükselebileceğini, idrardaki protein kaçağının da bunu göstergesi olduğunu bildirdi.
Bu durumda, koldan ölçülen tansiyonun bazen normal çıkabileceğini, bu bilginin yanıltıcı olduğunu vurgulayan Yakupoğlu, idrarda protein oranını gösteren testin Türkiye'nin her yerinde yapılabildiğine dikkati çekti.
Yakupoğlu, sigaranın da yüksek kan basıncına benzer şekilde damarlar üzerinde olumsuz etki yaratarak böbrek yetmezliği riskini artırdığına işaret ederek, anne veya babasında diyabet olan kişilerin böbrek yetmezliği riskinin diyabet olmayanlara göre daha yüksek olduğunu belirtti.
GENÇ YAŞLARDA ORTAYA ÇIKAN TANSİYON BÖBREK KÖKENLİ
Doç. Dr. Yakupoğlu, 60 yaşın üzerindeki kişilerin bilinen bir hastalıkları olmasa dahi böbreklerini kontrol ettirmeleri gerektiğini bildirdi.
Yakupoğlu, tansiyonun 40 yaş altında başlaması halinde nefroloji uzmanının mutlaka muayene etmesi gerektiğini, genç yaşlarda ortaya çıkan tansiyonun genelde böbrek kökenli olduğunu anlattı.
Böbreklerin ve tüm vücudun sağlığı için günde ne kadar su içilmesi gerektiğinin, üzerinde tartışılan bir konu olduğunu anımsatan Yakupoğlu, 'Türkler su içmeyi sevmiyor. Günlük su tüketimi böbrekleri sıkıntıya sokacak kadar az. Suyu yeterli almak böbreklerin ve dolayısıyla damarların erken yaşlanmasını önlüyor' dedi.
Normal kiloda erişkin bir kadının günde 1,5-2 litre, erkeğin ise günde 2-2,5 litre su tüketmesi, çay, meyve suyu ve soda gibi içeceklerin bu tüketimin dışında tutulması gerektiğini, çok terleyenlerin su miktarlarını biraz daha artırabileceklerini dile getiren Yakupoğlu, çok su içmenin de yararlı olmadığını söyledi.
Yakupoğlu, günde 4-5 litre su içilmesi halinde böbreğin idrarı konsantre etme yeteneğinin zorlandığını, bunun da vücutta sodyum oranını azalttığını, vücuttaki kas kitlesi ve yapısına göre su tüketiminin ayarlanması gerektiğini belirtti.
Doç. Dr. Ülkem Yakupoğlu, böbreğin düşmanı olan tuzu günde 5-6 gram tüketmenin yeterli olduğunu, ancak Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneğinin araştırmasına göre, Türklerin günde yaklaşık 18 gram tuz tükettiğini aktardı.
Tüketilen sebze ve meyvelerden günde zaten 2 gram tuz alındığını, ev dışında yenilen yemeklerden yüksek oranda tuz bulunduğunu vurgulayan Yakupoğlu, 'Aşırı tuzlu yiyecekler de böbrekle ilgili sorunu büyütüyor. Bazen kişilerin günlük tuz tüketimi 20-25 gramlara kadar ulaşıyor. Salçalı yemekler çok yeniyor, salçada da bol miktarda tuz var. Ayrıca peynir ve turşu birer tuz kaynağıdır' diye konuştu.
KAYNAK:YENİ ŞAFAK
SON VİDEO HABER
Haber Ara