İyad Allavi Kimdir?
Irak'ta geçtiğimiz ay yapılan seçimlerden galip olarak çıkan İyad Allavi kimdir? Amerikalı ünlü muhalif yazar Justin Raimondo’dan çok çarpıcı Allavi portresi…
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-04-02 09:07:00
Justin Raimondo*
Gerçeğin sürekli yeniden keşfi hızla ilerliyor, bir zamanlar, Bush yönetiminin en aşırı retoriğine anlam veren neo-conlar şimdi “ılımlılar” pozu vermekteler —aynı neo-conlar bütün bu olanlardan sonra, Irak savaşının büyük bir başarı olduğunda ısrarlılar. Son Irak seçimlerini, .- Eski politik gözdeleri Ahmed çelebi, siyasî bir mezarlıktan, İran’ın sözcülüğüne ve ajanlığına yükselirken bile, kendilerini bataktan çıkaran bir delil olarak göstermekteler. Bu hadise, yani Neo-conların Che Guevara’sının, Mollaların hizmetçisine dönüştüğü bu ironik hadise, işgalin sebep olduğu birçok ironik hadise içerisinde, belki en açık ve en verimlilerinden bir tanesidir.
Bu konunun ince ayrıntılarına girmek, bizi meselenin özünden yani, seçim sonuçlarının gerçekte ne demek olduğundan ve İyad “Cellât” Allavi’nin politik olarak reenkarnasyonundan (yeniden hayat bulmasından) uzaklaştıracaktır. Allavi, 70’lerin başında ülkeden kaçan ve 1975 yılına kadar görevinden ayrılmamış olan bir eski üst düzey Baas yetkilisidir. Saddam Hüseyin’in hâkimiyeti neticesi, partiden ayrılmak zorunda kaldığını söylemektedir ancak, Saddam Hüseyin, El- Bekir 1979 yılında istifa edene kadar, partiye tam hâkim olmamıştır.
Başbakan Nuri el-Maliki’nin yanında seçime giren ve her zaman onu, gerçekte Allahsız anlamına gelen “seküler” olarak anlattıkları Allavi’nin, yakın seçim zaferinin ardından birçok haber geldi. Reuters Allavi’yi, “seküler Irak umudunun” yeniden yeşermesi olarak selamladı ki, Bağdat muhabiri Paul McGeough’un vurguladığı gibi, Baas partisi de seküler ve “mezhep karşıtı”ydı. Aşağıda, Sydney Morning Herald gazetesindeki makalede de açıkça ifade edildiği gibi, seküler olması Allavi’yi, iyi çocuklardan bir yapmaz.
“Bu cinayetlere şahit olan iki kişinin iddiasına göre Allavi, Washington, ülkenin denetimini onun geçici hükümetine devretmeden sadece günler önce, Bağdat Polis merkezinde, tabancasını çekerek 6 kadar şüpheli direnişçiyi infaz etti.”
“Bu şahitler, Dr. Allavi’nin orada bulunanlara dönerek bunlar ölümden daha beterini hak ediyorlar çünkü her biri en az 5o Iraklıyı öldürdü, dediğini aktarıyor. Herald’daki haber, Dr. Allavi’nin, bir düzine Irak polisi, ve başbakanlık koruma timinden 4 Amerikalının önünde, direnişçileri kafalarına ateş ederek öldürdü ki, bu onu seyreden Iraklı polislerle, Amerikalıları şok ettiğini, yazdı.”
Bu bir Saddam Hüseyin merhametsizliğinin yeniden dışa vurulduğu, bir “seküler” cinayettir. Allavi, taraf değiştirdiğinden beri CIA’nın çocuğudur. Allavi, tıpkı Ahmed Çelebi gibi, savaşa kadar bize birçok yalan söyleyen, basit bir figürdür. Allavi’nin grubu, Irak Ulusal Hareketi Koalisyonu, Saddam Hüseyin’in, 45 dakikada “kitleleri imha edebilecek, kimyasal silahlara” sahip olduğu “istihbaratını” Tony Blair’e iletti.
Allavi’nin, bir araç olarak, ABD dış politikasındaki rolü geçmişe gider. 1996 tarihli, CIA’nın Saddam Hüseyin’i devirme ve Allavi’yi plânında, ona düşen rol, Domuzlar Körfezi operasyonunun, Ortadoğu versiyonunu oynamaktı. Irak istihbaratı, Allavi destekçilerinin özünü oluşturan muhalif Baas yetkililerinin içine yerleştirdiği ajanlarla tuzak kurdu.
Allavi, Paul Bremer yönetiminde, önce “kukla savunma bakanı”, sonra da Başbakan olarak, işgalin Iraklı yüzü gibi hizmet etti. 6 tutuklunun infazını, İşgal güçlerinin ona, yeni krallığının anahtarlarını vermeden sadece birkaç gün önce yerine getirdi. Güçlü merkezî bir Irak devleti oluşturmak gayesi uğruna, bir çeşit zalimlik yapmasını doğruladığı için, zamanın Allavi’ye yardım ettiği söylendi.
Saddam Hüseyin’in yenilgisinden sonra, ülkenin bölünmesini isteyenleri tehdit eden, aynı merkezkaç güçler, bugün ülkenin millî bünyesini kırılma noktasına getirerek, geriyorlar. Irak, ABD ile İran arasında bir çekişme sahası oldu ve savaş tam olarak silahlı çatışma safhasına gelmedi. İran destekli Maliki’nin, Amerikalıların geçmişte yaptıkları gibi, Allavi güçlerini doyurucu yardımla desteklediklerine dair çok az şüphesi var.
İran destekli Maliki hükümeti -kuruluşu, ABD ordusu yüzünden, işgalin karanlık ironilerinden bir başkasıdır.- başarılı adayları tutuklamak gibi, Allavi’nin zaferini ince ince dilimleyerek onun koalisyonunu etkisizleştirmek için elinden gelen her şeyi yaptı. Bunun yanın da, Allaviciler, liderlerinin şahsi geçmişinin tasvir edildiği gibi, melek değiller. Sonunda biri sormak zorunda: Bütün bu Iraklılar, Iraklıların gırtlağını çizmeleriyle ezen Saddam Hüseyin’in yerine geçebilecek, adı Saddam Hüseyin olmayan bir cani için mi öldü?
“Onun en güçlü erdemi bir cani olmasıdır.” diyor, neo-con (ve eski CIA analisti) Reuel Marc Gerecth ve Obama’nın CIA’ da bunda anlaşmış görünüyor. Şayet Gerecth ve onun arkadaşlarının yolu tutsaydı, Irak çok uzun zaman önce Çelebiye devredilmiş olacaktı, fakat Allavi’ye devredilecek. Neo-conların ve Obamacıların bu yolu, eski bir Karl Pirus’un kesinlikle bileceği, bir başka ABD” zaferine” olan “güven”i açıklayabilir.
*Amerikalı ünlü muhalif yazar ve antiwar sitesinin genel yayın yönetmeni.
Bu makale Fazıl Duygun tarafından timeturk.com için tercüme edilmiştir.
SON VİDEO HABER
Haber Ara