Dolar

34,9418

Euro

36,5896

Altın

3.020,81

Bist

10.058,63

Ağa Han hazine dairesi açılıyor

Berlin'de, Martin Gropius- Bau'daki "Ağa Han Müzesi'nin Hazineleri" adlı sergi Prens Ağa Han’ın İslam sanatı koleksiyonu 1000 yıldan daha geniş bir zaman dilimini kapsayan 1000 değerli eserden oluşuyor.

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-03-29 17:25:00

Ağa Han hazine dairesi açılıyor
Majesteleri Prens IV. Ağa Han, İsmailiye cemaatinin dini lideridir ve ailesinin, Hz. Muhammed'in soyundan geldiği kabul edilir. İslam sanat eserlerinin en değerli koleksiyonlarından birine sahiptir. Silke Bartlick, Berlin'deki Martin Gropius- Bau'da açılan sergiyi gezdi.

"İslam dünyası ile Batı dünyası arasındaki endişelendirici ve tehlikeli gerilimler, bu iki dünyanın birbirini daha iyi tanımak için samimi bir çaba göstermesini gerektiriyor." Sergi kataloğuna bunları yazan Majesteleri Prens IV. Ağa Han, kültürlerin birbirini yaratıcı ve akıllı bir biçimde tanımasının özellikle de müzelerde mümkün olduğunu savunuyor.

Kültürel zenginlik

Nitekim kültürler kendilerini sanatları üzerinden ortaya koymuş, sanatlarıyla ifade etmişlerdir. Prens Ağa Han’ın İslam sanatı koleksiyonu 1000 yıldan daha geniş bir zaman dilimini kapsayan 1000 değerli eserden oluşuyor.

Ağa Han Kültür Vakfı’nın genel müdürü Luis Monreal, şu anda Berlin’de sergilenen yaklaşık 200 eserin özenle seçildiğini söylüyor. Zira bu seçkinin amacı, İslam'ın temellerinden bazılarını gözler önüne sermek. “Serginin bir amacı, yazılı kelimenin, Kuran’ın değerini, Mekke’ye haccın anlamını anlatmak. Diğeri, benim için daha önemli olanı ise, Batı kamuoyuna İslam kültürünün zenginliğini göstermek.”

Rehber Kuran

Serginin daha en başında anlaşılıyor Kuran’ın Müslümanların düşünce ve yaşamlarına rehberlik ettiği. Kuran’ın baştan sona ya da ayetlerinin bir kısmının kopyalama usulüyle yazıya aktarılmasının dini bir görev olarak kabul edilmesi, asırlar boyunca insanların yaratıcı sanat eserleri ortaya koymasına esin kaynağı olmuş.

Sergide görülebilen çok değerli, zengin bezemelerle süslü el yazmaları, resimli çiniler, taş yazıtlar, yolculuk için minyatür Kuran el yazmaları, hatta sedeflerin, asırlarca zarar görmeden korunmuş bir kestane yaprağının üzerindeki zarif hat yazısı bu sayede ortaya çıkmış.


Berlin'de, Martin Gropius- Bau'daki "Ağa Han Müzesi'nin Hazineleri" adlı serginin afişi. Sergi 06.06. 2010 tarihine kadar gezilebilir.

Serginin küratörü Benoit Junod, Kuran’la ilgili bu materyaller dışındaki eserlerin, "geleneksel seyyahların İslam dünyasındaki yolculuklarının izlerini gösterebilmek için" sergide gruplara ayrıldığını söylüyor: "Bunlar bazen hac yolculuklarıdır, bazen de maceracıların, kâşiflerin ve de elbette tüccarların yolculukları."

Âdetler ve değerler

Sergide bu gözüpek insanların izinde, bir salondan diğerine geçerken, yüzyıllar içinde bir yolculuğa çıkıyor, bir İslami hanedandan diğerine, İberya Yarımadası’ndaki Cordoba’dan Fas’a ve Tunus’a, Mısır’a ve Suriye’ye, İstanbul’a, Bağdat’a, Delhi’ye ve Türkmenistan’a gidiyorsunuz.

Bu bölgelerin her birinin kendine özgü âdetleri ve kültürel değerleri vardı ve bu zenginlik sanatçılarının eserlerine de yansıdı. Çünkü sanatçıların resimleri, çizimleri, kitap ilüstrasyonları, metal kapları, seramikleri, takı işleri ve ahşap eserleri sadece olağanüstü bir sanatkârlığı değil, Avrupa’dan Çin’e dek uzanan etkileri de gözler önüne seriyor.


İbni Sina'nın, Latince çevirisi yüzyıllarca Batılı bilim insanlarına kaynak olmuş temel eseri "Tıbbın Kanunu"ndan bir kesit.

Bunun ötesinde, sergideki her eserin bir hikâyesi var. Martin Gropius Bau’nun müdürü Gereon Sievernich, örnek olarak sergideki en eski el yazmalarından biri olan, İbni Sina’nın meşhur "Tıp Kanunu" adlı kitabının hikâyesini anlatıyor.

"Bu el yazması, Avrupa’yı bugün tahmin bile edemeyeceğimiz kadar etkiledi. Ama bunun önemini ne kadar vurgulasak azdır; kitabın Latince çevirisi aşağı yukarı 500 yıl boyunca Avrupalı hekimlerin ya da Avrupa’daki hekimlerin el kitabıydı."

Benoit Junod, sergiyi ziyaret eden batılı izleyicilerin sergiden kafalarında soru işaretleriyle ayrılmalarını, İslam’a ve İslam uygarlığının gelişimine merak salmalarını ümit ettiklerini söylüyor.

Junod’un bir arzusu da, Almanya’da yaşayan çok sayıda Müslümanın da sergiyi ziyaret ederek, İslam kültürünün ne kadar zengin olduğunu ve burada Batı sanatına gösterilen saygının, kendi kültür miraslarına da gösterildiğini görerek sergiyle gurur duymaları.

Silke Bartlick

Almancadan çeviren Zehra Aksu Yılmazer

© Deutsche Welle- Qantara.de 2010



SON VİDEO HABER

Türk şirket, 'Yeteri kadar' sloganıyla israfa karşı savaş başlattı

Haber Ara