ABD, PKK'yı tasfiye etmekte kararlı
PKK ile mücadelede 2007'den bu yana istihbarat paylaşımı yaparak Türkiye'ye aktif destek veren ABD, terör örgütünün tasfiyesi konusunda kararlı.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-03-21 08:25:00
PKK ile mücadelede kapsamlı, uzun soluklu bir strateji belirleyen Amerikan yönetimi, öncelikle PKK'nın para kaynaklarının kurutulmasını hedefliyor. ABD'nin, örgütü 'uyuşturucu kaçakçıları listesi'ne almasının ardından önde gelen isimlerini uyuşturucu baronu ilan etmesi, bu yönde atılan ciddi adımlar oldu. Today's Zaman'a konuşan ABD Dışişleri Bakanlığı'nın terörizmle mücadele koordinatör yardımcısı Shari Villarosa, "İsteğimiz, teröristlere para akışını durdurmak. Para yoksa gelecekte terör eylemi de yapamazlar." diyerek, alınan kararların önemine dikkat çekti.
Villarosa, bu yöntemin nasıl sonuç getirdiğini de 1930'larda Amerika'da terör estiren ünlü mafya babası Al Capone örneğiyle ortaya koyuyor. İşlediği suçlardan dolayı bir türlü yakalanamayan Al Capone, vergi kaçakçılığından hapis cezası alarak cezaevine gönderilmişti. Shari Villarosa, "Al Capone, hapse işlediği suçlardan değil vergi kaçakçılığından girdi. Fakat bu sayede kendisini devre dışı bıraktık. Yargı süreçlerini desteklememizin nedenlerinden biri budur. PKK terör örgütüdür. Bunlara gönderilen her kuruş para, ABD yasasının ihlalidir. Gönderen kişiler hakkında yasal işlem yaparız." diye konuşuyor. PKK'nın uyuşturucu kaçakçısı ilan edilmesinin örgüt liderlerinin banka hesaplarına karşı harekete geçme imkanı sağladığını belirterek, "Bunları kapatabiliyoruz, izleyebiliyoruz. Biz bunu yapınca Amerika'daki banka işlerini bitiriyorlar. Bu da kaynakları kurutmak için etkili bir önlem. Bunun etkili olduğunu yıllar içinde bulduk. Her şeyin peşine gidiyorsunuz. Nerede yasayı ihlal ettiğine bakıyorsunuz." sözleriyle takip sürecini özetliyor.
ABD'li yetkili, PKK'ya yıllarca sessiz kalan Avrupa ülkelerinde son dönemde gerçekleştirilen büyük operasyonların arkasında Washington'ın da parmağı olduğunu söylüyor. PKK'ya karşı ortak mücadelenin gözle görülebilir oranda arttığı 2007 sonrasında bu işbirliğini diplomatik açıdan daha ileri götürdüklerini kaydeden Villarosa, Avrupalılara PKK'nın oluşturduğu tehdidi ve örgütün etkinliklerinin kriminal doğasını anlattıklarını söyledi. Amerikalı yetkili, "Türkiye ile Avrupa kurumlarını savcıları güvenlik güçlerini işbirliğine teşvik edip cesaretlendirdik. Bu operasyonu (Fransa, Almanya, İtalya ve Belçika'da gerçekleştirilen) biz yapmadık. Ama insanları bir araya getirme konusunda bir şeyler yaptık. PKK, Avrupa ile yaptığımız terörizmle mücadele toplantılarının her zaman gündemindedir. Türklerin Avrupalılara gerekli bilgi ve belgeleri sağlaması önemlidir. Türklerin Avrupalılarla iyi bilgi paylaşımının avantajları ortaya çıkıyor." diye konuştu. Villarosa, PKK ile mücadelenin, Amerika'nın 2011'de çekilmeye hazırlandığı Irak'ın istikrarı için de önemli olduğunu dile getiriyor. "Rahatça hareket eden terörist bir grup Irak için de Türkiye için de iyi değil." diyen Villarosa, Bağdat ve Bölgesel Kürt yönetimlerinin PKK konusundaki ilgisini artırdıklarını ifade etti.
Villarosa, 'en öncelikli terörizm kaygımız' diye nitelediği El Kaide konusunda da Türkiye ile işbirliği yaptıklarını anlatıyor. Türkiye'nin eğitim alanında Afganistan ve Pakistan'da yardımcı olabileceğini kaydediyor. Bu kapsamda imam hatip liselerinin bu ülkelere model olabileceğini düşünüyor. ABD'li yetkili, "Bu mücadelede ortaklarımızla daha fazla işbirliği yapmalıyız. Eğitim bunun önemli bir parçasıdır. Bu konuda bölgede özel bir deneyimimiz yok. Biz din hakkında eğitim veremeyiz. Eğer bu alanda uzmanlaşmış ortaklarımız varsa bu çok önemli. Eğer eğitim sistemiyle insanlara daha fazla farkındalık verilecekse, şiddeti seçmeyeceklerine inanıyorum. Bu, Türkiye ile birlikte çalışabileceğimiz özel bir alandır. ABD'nin dahli her zaman işe yaramıyor. Bu konuda deneyimi olan bir ortağımızın çalışmalarını destekleriz. Hiçbir din şiddeti öğütlemez. Şiddet, kırmızı çizgimizdir." ifadelerini kullanıyor.
ERGENEKON'U İZLİYORUZ
Villarosa, ABD'nin son terörizm raporunda, AB Komisyonu ilerleme raporundakinin aksine Ergenekon davasına neden güçlü atıfta bulunulmadığı yönündeki soruyu, "Bu meseleyi de bir iç mesele olarak görüyoruz ve her zaman şeffaf, açık soruşturma süreçlerini savunuyoruz, destekliyoruz. Biz terörizmle mücadele birimi olarak küresel tehditlerle uğraşırız ama büyükelçiliğimiz muhtemelen daha hassas inceliyordur. Eğer küresel bir tehdit görürse büyükelçiliğimiz bizi uyarır." diye cevaplıyor.
Amerikalı yetkili, demokratik açılımın PKK ile mücadeleyi nasıl etkileyeceği sorusuna ise, "Bu iç politika konusu. Ancak genel olarak insanlar, gerçekte öyle olsalar da olmasalar da, kendilerini marjinal olarak algılarlarsa sorunlarına yönelirler. Sorunları ele alınmaya başlandığında ise insanların şiddete başvurmak için daha az nedeni olur. Birçok insan adil davranılmak ister, ekonomik fırsatlar, hukuk ister. Bu, şiddeti düşürür." karşılığını veriyor.
Zaman
SON VİDEO HABER
Haber Ara