Bir zihniyet ve yanlış bilgilendirme savaşı
ABD'nin Afganistan'ta başlattığı ve sivillerin ölümüne neden olan yeni saldırının saklanan çehresi ortaya çıkıyor. ABD'nin saldırı düzenlediği yerlerde Afgan çifçiler ve köylüler yaşıyor...
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-03-14 00:26:00
Gareth Porter*
ABD kamuoyu haftalardır, Helmand’ın bir kısmında, 80.000 kişinin yaşadığı ve Taliban’ın lojistik merkezi olduğu söylenen bir şehre karşı yapılan saldırıyı konuşuyor. Bu saldırının Afganistan Savaşı’nın en büyük saldırısı olduğu söyleniyor.
Marja, Helman’daki diğer merkezlerden daha önemli ve daha stratejik bir esas hedef olduğu için, Şubat’ta, bir uçtan diğer uca, baskı üzerine temellendirilen saldırı düşüncesi, merkezî bir unsurdu.
Bununla birlikte, askerî yetkililer tarafından sunulan ve anamecradaki medya tarafından itaatkârca haber yapılan, Marja’nın manzarasının, çatışmada tarihî dönüm noktası olarak, saldırganlık sarhoşluğuna yönelmiş görünen, bütün bir savaşın en pürüzsüz ve en dramatik parçalarından birisi olduğunu göstermektedir.
Marja, bir şehir hattâ gerçek bir kasaba bile değil, aksine, güneydeki Helmand Nehir vadisini baştan başa içine alan, bir araya kümelenmiş çiftçi evleri veya geniş bir tarım arazisidir.
Pazar günü, adını vermek istemeyen, Uluslar arası Güvenlik Yardım Gücü (ISAF)’ın bir yetkilisi, Marja’nın hiç de bir şehre benzemediğini ve tamamıyla bir “tarım ve köylü topluluğu” olduğunu itiraf etti.
Bu yetkili, Marja’nın, tipik köylü aile bağlarıyla, bir çiftlik evleri koleksiyonu olduğunu ve evlerin Afgan standartlarına göre gayet müreffeh olduğun da ifade etti.
ABD Uluslararası Gelişme Ajansı’nın bir toprak sulama uzmanı olarak, 2005 yılında bölgede görev yapan Richard B. Scott, bir telefon görüşmesinde, Marja, yanlışlıkla bir şehir olarak görülebilecek bir yapıya sahip değildir. Marja, “dağınık çiftçi pazarları serisiyle”, “tarımsal bir bölgedir.” diyerek, yukarıdaki ismini vermeyen yetkiliyi doğrulamaktadır.
ISAF yetkilisi, “Marja’ya bağlı 10 binlerce nüfus, 200 km. karelik veya 125 milkarelik bir arazi boyunca birçok köye yayılmıştır” dedi. Bu yetkiliye göre, Marja asla, Afganistan’la bütünleştirilmedi, fakat şimdi onu, Helmand Eyaleti’nin belli bir bölgesi olarak biçimlendiren resmî plânlar var.
İzafeten geniş bir tarım arazisi ve çiftçi pazarlarının bir araya geldiği özel bir yer adı olarak kullanılırdı gerçeğiyle, Marja nüfusunun şaşkınlığa düşmesi kolaylaştırıldı. Marja ismi, daha çok özel yer adı ile “çok iç içe bulunmakla” birlikte, orada bir cami ve birkaç mağaza var.
Bu sınırlı arazi, savaşın başından beri, herhangi bir çatışmada gösterilen en yoğun aleniyetle, 7500 ABD, NATO ve Afgan askerinin giriştiği “Müşterek Operasyon”un belirgin bir hedefiydi.
Öyleyse, 80 bin kişinin yaşadığı Marja şehrinin kuşatma kurgusu nasıl başladı?
Bu fikir, güney Helmand’daki ABD donanması tarafından medyaya geçilen haberlerle gündeme geldi. Geniş bir nüfusa sahip bir şehir olarak Marja ile ilgili hikâyelerin ilk dönem referansları, ABD Donanma üssü, Camp Leatherneck’teki 2 askerî yetkili tarafından, Şubat ayında verilen ortak bir orjine sahipti.
Assosiated Pres. Aynı gün, içinde “Deniz komandoları” başlıklı ve 400 ilâ 1000 arası direnişçinin, Afganistan’ın güneyinde, 80.000 kişinin yaşadığı bir kasabada mevzilendiğine dair bir makale yayınladı. Haberde kullanılan bu dil, şehirde, ev, ev ve sokak, sokak çatışmalar yaşadığı imajını tedai ettirdi.
Aynı hikâye, Marja’nın, “militanların lojistik merkezi ve afyon kaçakçılığı şebekesinin merkezi” olarak Taliban’ın “elindeki en büyük kasaba olduğu” şeklinde sürdü. 125 bin insanın “kasabada ve etrafı duvarla çevrilmiş villalarda” yaşadığını tasvir etti. ABC, ertesi gün “Marja şehrini” anlattığı bir hikâyede, şehrin ve etrafı kuşatılmış arazinin “yoğun bir nüfusa sahip br şehir olduğunu ve Denizcilerin şimdiye kadar temizlediği ve elinde tutuğu yerlerden daha zor bir yer olduğunu” aktaran haberlerle, bu senaryoyu takip etti.
Medyanın geri kalanı, senaryolarda, “kasabayken”, “şehir” olarak iç değişime uğrayan ve sonradan aceleyle şehirleştirilen Marja imajının gerisinde kaldı. Time dergisi, 9 Şubat’ta, Marja için “80.000 kişilik bir kasaba” derken, Washington Post gazetesi aynı şeyi 11 Şubat’ta yazdı.
“Müşterek Operasyon” başladıktan sonra, ABD askerî sözcüsü, Marja’yı şehirleşmiş, büyük nüfuslu bir yer olarak anlattı. 14 Şubat’ta, yani, saldırının ikinci günü, Donanma sözcüsü Albay. Josh Diddams, “bulunduğumuz zaman itibarıyla, Denizciler şehrin büyük bir kısmında” ifadesini kullandı.
Diddams, direnişçilerin bazı komşularının evlerinde saklandığını ifade ederek, hokkabazca bir şehir savaşı tasviri dilini kullandı.
Saldırıdan birkaç gün sonra, bazı muhabirler, temizlik meselesinden daha çok kafa karıştırmaya sebeb olan bir “bölge” kelimesine atıf yapmaya başladı. CNN, 15 Şubat tarihli bir makalesinde, içindeki zıtlıklar hakkında bir izah getirmeksizin, Marja’yı “şehir” olarak yalnızca bir defa aktarırken, iki defa bir “bölge” olduğunu söylemeyi becerdi.
Associated Press 21 Şubat’taki haberlerinde, “80 milkarelik bir arazide bulunan bir kasabada üç market” bulunduğunu atfederken, daha büyük bir şaşkınlığa sebep oldu.
80 milkarelik bir araziye sahip bir “kasaba” neredeyse, Washington, D.C, Pittsburg ve Cleveland gibi ABD şehirlerinden daha büyük olacaktı. Ancak, AP, atfedilen bu bilgilerde ciddî yanlışlıklar bulunduğunu tespit etmede geç kaldı.
Uzun bir süre sonra, medyanın diğer kısmı, Marja’nın bir şehir olduğunu anlatan bu tür haberleri yazmaya son verirken, New York Times, 26 Şubat’ta, Marja’dan gönderilen haberlerle, Marja’yı “80.000 kişilik bir şehir” olarak anlatmaya hâlâ devam ediyordu.
Yanlış intiba ile plânlan “Müşterek Operasyonun” bir hedefi olarak Mahra sarhoşluğu kararı isabetli olmadı. İyi ölçekli bu şehir, Camp Leatherneck’deki Denizciler tarafından özgürleştirilmeyecekti.
1996 yılında Gen. David Petraus tarafından yeniden gözden geçirilerek yayınlanan Ordu Karşı Direniş Saha Elkitabı’na göre, karşı direniş savaşlarındaki “enformasyon operasyonlarının” esas görevi, “COIN [karşıdireniş] senaryo ve anlatımları üzerine bina edilir.”
“Bu tür bilgilendirmeler genellikle, sahadakinden daha çok, “daha yüksek yetkili merkezlerden, yapılır.” diye yazar bu el kitabında.
COIN el kitabı, “karşı direnişe yönelik anahtar konumundaki insanların tavırlarına, direniş operasyonlarına ve direnişe olan muhalefete doğrudan tesir eden” haber medyasına otoritesini kabul ettirir.
ISAF komutanı Gen. Stanley A. McChrystal,Marja operasyonunda açıkça bu tür bir savaş dalgasını hazırlıyordu. Saldırı başlamadan hemen önceki söylentiler, McChrystal, “Bu bütünüyle zihinlerdeki ve algılamalardaki bir savaş” diyerek, karşı direniş el kitabının kışkırtıcı dilini kullandı.
The Washington Post gazetesi, 22 Şubat tarihli bir makalesinde, Marja’ya karşı operasyon kararının, Afganistan’daki ABD askerî tesirinin, “büyük ve patırtılı bir zaferle” işlerini başarabileceklerini göstermek suretiyle, ABD kamuoyuna büyük bir baskı yapma niyetiyle alındığını, yazdı.
Yanlış olan, bu mesajın esaslı bir özü olan Marja’nın, önemli bir şehir olduğu intibasıydı.
*Gareht Porter, araştırmacı bir tarihçi ve ABD millî güvenlik politikasında bir uzman olarak, Inter-Press Service’de yazan bir gazetecidir. Son kitabı “Üstünlüğün Tehlikesi: Gücün Dengesizliği ve Vietnam’da Savaşa Giden Yol-Perils of Dominance: Imbalance of Power and the Road to War in Vietnam”, 2006 yılında, karton kapaklı olarak basıldı.
Bu makale Fazıl Duygun tarafından timeturk.com için tercüme edilmiştir.
SON VİDEO HABER
Haber Ara