Aynı suça iki ayrı dava, iki farklı ceza

Sabah gazetesinin haberindeki iddiaya göre; Ankara Mamak'ta, 29 Nisan 2009'da Şahin model bir araç çalan Necattin Atar (25) ve Salih Uğuz (24), daha sonra yaşları 18'den küçük olan U.Y. ile E.E.'yi de yanlarına alarak, Elmadağ'daki bir marketten 70 liralık 18 kutu yoğurdu çalarak kaçtı. Alarmın devreye girmesiyle olay yerine gelen polis ile 4 kişi arasında kovalamaca başladı. Otomobili kullanan Necattin Atar, Mamak Kıbrısköyü mevkisinde direğe çarptı. Atar kaçmayı başarırken diğer 3 kişi saklandıkları evin bahçesinde yakalandı. Atar da birkaç gün sonra teslim oldu. Elmadağ Cumhuriyet Başsavcılığı, 28 Mayıs 2009'da, dört arkadaş hakkında yoğurt çalmaktan dava açtı. Yaşı küçük iki çocuğun dosyası, Ankara 1. Çocuk Mahkemesi'ne gönderildi. Elmadağ Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılanan Necattin Atar ve Salih Uğuz'a ise 3.5'er yıl hapis cezası ve 2 bin lira adli para cezası verildi. U.Y. ile E.E. hiç cezaevine girmedi. Atar ve Uğuz ise birkaç ay tutuklu kaldıktan sonra tahliye edildi. Bu arada, Atar ve Uğuz hakkında 29 Mayıs 2009'da, Savcı Veli Güney tarafından otomobil hırsızlığından ayrı bir dava daha açıldı. İddianame Ankara 28. Asliye Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi. Hukuk skandalı ise işte tam noktada başladı. Bir ay sonra 2 arkadaş hakkında, aynı suçtan, bu kez Ankara 18. Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Savcı Mustafa Düzgün tarafından hazırlanan iddianamede; müştekiler, şüpheliler, olay tarihi, olay yeri ve suçun şekli, 28. Asliye Ceza Mahkemesi'nde açılan dava ile birebirdi. Ancak bu karmaşayı ne şüpheliler, ne de mahkemeler fark etti. Avukat tutmayan Atar ve Uğuz, otomobil hırsızlığı suçundan iki mahkemede de aynı savunmayı yaptı.

"KASIT DEĞİL İHMAL VAR"

Ankara 18. Asliye Ceza Mahkemesi 4 aylık yargılamanın ardından Atar ve Uğuz'u toplamda 2 yıl 2 ay 25'şer gün hapis cezasına çarptırdı. Necattin Atar, kararın açıklanmasından 1 ay sonra, girdiği bunalım sonucu kendini yakarak intihar etti. İntihardan 2.5 ay sonra ise 18 Şubat 2010'da 28. Asliye Ceza Mahkemesi'nden Atar ve Uğuz'a toplam 2 yıl 8'er ay hapis cezası çıktı. 2 ceza arasında 5 aylık bir fark vardı. Atar ailesinin, çifte dava olayı ortaya çıkınca tuttuğu avukat Mehmet Salmanoğlu, sorunun UYAP'tan (Ulusal Yargı Ağı Projesi) kaynaklandığını öne sürdü. Salmanoğlu, "Kasıt olmasa da ihmal var. Bir kişinin sabıkalı olması veya eğitimsizliği adil yargılanmasına engel olmamalıdır" dedi. Prof. Dr. Süheyl Donay'ın olaya ilişkin yorumu ise "Yargıtay'da bu durum fark edilecek ve karar bozulacaktır. Davalar birleşir" oldu.

"YARGITAY KARARI BOZAR"

Emekli Başsavcı ve Hukukçular Derneği Başkan Yardımcısı Reşat Petek, ciddi bir yargılama hatasına işaret ederek şöyle dedi: "Aynı suçtan, aynı sanık ya da sanıklar hakkında mükerrer bir yargılama yapılamaz. Yargıtay, davaların birleştirilmesini isteyip kararları bozacaktır." Doç. Dr. Psikiyatr Armağan Samancı ise intihar ve ceza arasında direkt bir bağlantı olmadığını vurguladı.

DAVA NASIL AÇILIR?

Kolluk güçleri soruşturma dosyasını, adliyedeki 'hazırlık soruşturma kalemi'ne gönderir. Burada UYAP üzerinden, mükerrerlik olup olmadığı, birleştirilmesini gerektiren bir başka dava olup olmadığı kontrol edilir. Dosya UYAP üzerinden savcıya gider. İddianame hazırlanır, başsavcılık tarafından onaylanır. Davanın hangi mahkemeye düşeceği de UYAP üzerinden belli olur.

Aynı suça iki ayrı dava, iki farklı ceza

Otomobil hırsızlığı yapan iki arkadaş, ilginç bir hukuk skandalına konu oldu.