Batı'da birlik İslam dünyasında sınırlar var
Suriyeli din alimi el Nablusi Batı'nın karanlık bir geçmişe rağmen birlik, Müslümanların ise arasında hala sınırlar olduğuna dikkat çekerek Türkiye'nin İslam ülkelerine örnek teşkil ettiğini belirtti.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-03-07 16:11:00
Suriye'de yaşayan ve İslam dünyasında büyük otorite olarak kabul edilen Suriyeli din alimi Dr. Muhammed Ratip el Nablusi, Şam'da Cihan Haber Ajansı'nın sorularını yanıtladı. İslam'ın yeryüzündeki gelişmesini güncel gelişmeler ışığında değerlendiren Nablusi, 11 Eylül'den dünyadaki Müslümanların sayısının artmasına, Türkiye ile İslam ülkeleri arasındaki yakınlaşmadan, dünyanın çeşitli yerlerinde açılan türk Okulları'na kadar birçok konuda değerlendirmelerde bulundu.
Dünya üzerindeki tüm sistemlerin iflaslarını ilan ettiğini ifade eden Nablusi, değerler sisteminde sadece İslam'ın kaldığını savunuyor. Bugün İslam'ın altın çağını yaşadığını, gerek Doğu'da gerekse Batı'da ortaya çıkan sistemlerin insana mutluluk ve kurtuluşu sağlamadığını kaydeden Dr. Nablusi, "Bu Müslümanlar güçlü oldukları için değil, dünyanın kurtuluşu İslam'da olduğu içindir." şeklinde konuşuyor
11 EYLÜLDEN SONRA BATI, BİR KÜLTÜR SİSTEMİ'NDEN BİLİNÇSİZ BİR GÜCE DÖNÜŞTÜ
Batı'nın bir kültür sistemi olduğunu belirten Nablusi, "Bundan 50 yıl önce Doğu medeniyeti topluma, Batı medeniyeti ise ferde inanıyordu. Daha sonra Doğu kendi içine döndü. Meydanda sadece Batı ve İslam kaldı." ifadelerini kullanıyor. Batı'nın gerçekten çok güçlü, zeki ve zengin olduğunu ve geçmişte çok iyi değerler sistemi ortaya koyduğunu kaydeden Nablusi, "Batı; hürriyet, demokrasi, insan hakları gibi evrensel değerleri ortaya koydu ve bu değerler sistemi ile gurur duyuyordu. Ancak Batı çok büyük bir kültür iken 11 Eylül'den sonra bilinçsiz bir güce dönüştü. Bundan sonra evrensel değerler sisteminde sadece İslam kaldı." değerlendirmesinde bulunuyor. Ancak bugün yeryüzünün bütün düzen ve sistemlerin hepsisinin iflas ettiğini savunan Nablusi, "Sınırlı bakış açılarına sahip beşeri sistemler de iflaslarını ilan ettiler. Evrensel değerler sisteminde sadece İslam kaldı." diye kaydediyor.
İSLAM DİNİ İNSANI HAYRETE DÜŞÜRECEK ŞEKİLDE HIZLA YAYILIYOR
Dünyanın dört bir yanından insanların İslam dinini seçtiğine dikkat çeken Nablusi, "İnsan inanamıyor. Fransa'da günde 50 kişi Müslüman oluyor. Amerika'da ise her gün 33 kişi İslam'a dehalet ediyor. Demek istediğim şu ki İslam insanı hayrete düşürecek bir şekilde yayılıyor." diyor. İslam dininin yayıldığına dünya genelinde değişik örnekler vermeye devam eden Nablusi," İspanya'da Müslümanlar çekildikten sonra onlardan tek kişi bile kalmamıştı. Şu an ise İspanya'da 2 milyon Müslüman ve 700 cami var. Bu İslam'ın kaderidir. Tüm dinlerin üzerinde olacaktır." yorumunda bulunuyor.
Yeryüzüne ait hiçbir görüşün kendi ayakları üstünde duramayacağını savunan Nablusi, "Çünkü insanlık tüm sistemleri denedi. Batı'yı ve Doğu'yu denedi. Hürriyeti ve hürriyete çağrıda bulunanları da denedi. Toplumlar da fertler de yeryüzü sistemlerinin artık insana mutluluk sağlamayacağını anladı. Çünkü insan kendi fıtratına uygun hareket ettiği sürece huzurlu olur." şeklinde konuşuyor. İnsanın mevki itibariyle en üstün ve en değerli varlık olarak yaratıldığını kaydeden Nablusi, Allah'ın ilk olarak yarattığı insanın en değerli varlık olduğuna, bunun için de yükümlülüklerinin bulunduğuna dikkat çekiyor.
Türkiye'de son dönem İslam ve Arap dünyası ile yakınlaşması ile ilgili açıklamalarda bulunan din alimi Nablusi, bu yakılaşmanın devam etmesi gereğine işaret ediyor. Nablusi, "Kardeş olan Türkiye ile çok güzel ilişkilerimiz var. Bu ilişkilerin daha da geliştirilmesi gerekir. Yakınlaşma ile başlayan bu ilişkiler daha sonra karşılıklı yardımlaşma ve desteğe dönüşmesi ardından da birliğe dönüşmesi büyük bir olay. Tarih şahittir ki Müslüman Müslüman'ın kardeşidir." diye konuşuyor.
TÜRKİYE'NİN DENEYİMİ İSLAM ÜLKELERİNE ÖRNEK TEŞKİL EDİYOR
Türkiye'nin dini konularda ortaya koyduğu çalışmaların çok olumlu bulduğunu kaydeden Nablusi, ortaya konan başarının temelinde konuşmayıp iş yapmak olduğunun altını çiziyor. Türkiye'de yapılan çalışmalardan övgüyle bahseden Nablusi, "Türk kardeşlerimiz susup din ile ilgili konuşmadılar. Ancak dinlerini tamamlayıcı çalışmalar ortaya koydular. Bu çalışma tüm İslam alemine başarılı bir deneyim oldu. İslam aleminin bu tecrübeyi örnek almasını arzu ediyorum." diye anlatıyor.
Müslümanların sözden çok eylemle örnek alınacaklarının altını çizen Nablusi, konuşmasında İslam dünyasının Batı'yı hayrete düşürecek başarılara imza atması gerektiğini vurguluyor. Nablusi ayrıca Müslümanların güçlenmesinin önemine dikkat çekerek, "Güçlü sadece güçlüye saygı gösterir. Güçlü de hayata geçirilmemiş hiç bir fikri kabul etmez. Biz geçmişimizle ne kadar gurur duysak da güçlü bizi kale almaz. Onlar bizim şu anımızı sorgular. Eğer biz bu gün gelişmiş ve güçlenmişsek, fikir ve eylemlerimiz bir biriyle uyum içindeyse muhakkak güçlülerde bize saygı duyacaklar." görüşünü dile getiriyor.
YERYÜZÜNDEKİ HER MÜSLÜMAN TÜRKİYE İLE İSLAM DÜNYASININ YAKINLAŞMASINDAN BÜYÜK MUTLULUK DUYUYOR
Türkiye ile İslam dünyası arasındaki yakınlaşma ile ilgili olarak da değerlendirmelerde bulunan Muhammed Ratip el Nablusi, bu yakınlaşmadan bütün Müslümanların büyük mutluluk duyduğunu ifade ediyor. "Batı bizi aynı kefeye koydu." görüşünü aktaran Nablusi, ardından şöyle devam ediyor: "Bizim de birbirimizin yanında, aynı çizgide olmamız gerekir. Yeryüzünde hiç bir Müslüman yoktur ki İslam ülkelerinin yakınlaşmasından mutluluk duymasın. Batı, yüzlerce yıl devam eden savaşlara, farklı dillere, karanlık bir tarihe rağmen birlik oldu. Ortak bir ülke, ortak bir para birimi oluşturdu. Böyle karanlık bir tarihe sahip olanlar bir araya gelip bir birlerine destek oldular. Ancak biz tek bir ümmet diyoruz. Dinimiz bir, Kuran'ımız bir, Allah'ımız bir. Çıkarlarımız bir. Hedeflerimiz bir. Buna rağmen aramızda sınırlar, ayrılıklar var. Ancak her Müslüman Türkiye ile Suriye başta olmak üzere İslam dünyası ile yakınlaşmadan büyük mutluluk duymuştur."
Türkiye'deki değişimde hükümetin diğerlerini ikna yolunu seçtiğini kaydeden Nablusi, Türk toplumunun Türkiye'de elle tutulur derecede değiştiğini anlatıyor. Türkiye'de bu tür gelişmelerin daha önce yaşanmadığına dikkat çeken Nablusi, "Karşı taraf ideolojik açıdan zayıf olduğunu görüyorum. Güçlü olabilir. Ancak onun gücü maddi güce dayanıyor. Manevi güç maddi güçten çok daha güçlü. Müslümanların gelecekteki saadetleri için bu yönetimin devam etmesini temenni." şeklinde arzularını dile getiriyor.
İSLAM'IN EĞİTİMLE KALKINMASI UZAK DEĞİL, TÜRK OKULLARI GELECEĞİN GENÇLİĞİNİ YETİŞTİRİYOR
Doktor Nablusi açıklamalarının devamında İslam dünyasının kalkınmasında eğitimin esas teşkil ettiğinin altını çiziyor. Türkiye'de ve dünya genelinde bulunan Türk Okulları ile ilgili olarak konuşan Nablusi bu okulların geleceğin gençliğini yetiştirdiğini belirtiyor.
"Eğitim benim açımdan en önemli çalışmadır."diyen Nablusi, bunun nedenini ise şöyle açıklıyor: "Çünkü İstanbul'da olduğu gibi tüm dünya'da Türk okulları var. Bu okullar zeki ve başarılı öğrenciler yetiştiriyor. Bu öğrenciler yarının bilim adamları olacak. Toplumlar alimleri ile var olurlar. Hastaneler doktorları, üniversiteler öğretim elemanları ile var olur. Eğer biz bu gençliği eğitirsek bu ümmetin geleceğini garanti altına almış oluruz. İnsan gençliğini ihmal ederse ümmetini ve toplumunu da ihmal etmiş demektir. Gençler toplumun geleceğidir. Ben bir ümmetin ancak kendi gençlerinin sırtında kalkınacağını inanıyorum. Tekrar etmek istiyorum. Türkiye'de ortaya konulan eğitim sistemi, başarılı ve gelişmiş olan bu eğitim sisteminde geleceğin yöneticilerini yetiştiriyor. İslam'ın eğitimle kalkınması uzak değildir." (CİHAN)
SON VİDEO HABER
Haber Ara