Dolar

34,9548

Euro

36,5888

Altın

3.019,83

Bist

10.058,63

İşte plastik gerçeği

Pek çok ürünün temel maddesi plastiğin çevreye zararı tahmin edildiğinden çok daha fazla.

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-03-02 20:16:00

İşte plastik gerçeği
Plastik, çağımızda pek çok ürünün temel maddesi. Ancak, hemen her an temas ettiğimiz bu maddenin gerçek yüzünü ne kadar tanıyoruz? Plastiğin olası etkileri, sağlığa ve çevreye zararları konusunda ne kadar bilinçliyiz?

Avusturyalı yönetmen Werner Boote, Plastic Planet (Plastik Gezegeni) adını verdiği belgesel türündeki filmiyle bu sorulara yanıt arıyor. Boote, “bu filmi izledikten sonra pet şişeden kolay kolay su içemeyeceksiniz” diyor. Film Almanya'da 25 Şubat'ta gösterime girdi.

Plastiği çıkarınca evler boşalıyor

Çağımızda, dokunduğumuz hemen her şeyin içinde plastik bulunuyor. Sanayi lobileri plastiği yıllardır, “pratik, hafif ve tamamen zararsız” argümanıyla pazarlıyor. Peki, bu sözler gerçeği ne kadar yansıtıyor? Bu sorunun peşine düşen Avusturyalı Yönetmen Werner Boote, uzun bir araştırma süreci sonunda ulaştığı bilgi ve bulguları "Plastik Gezegeni" adlı belgesel filmle seyirciye aktarıyor. Filminde ilginç bir deneye de yer veren Boote, birkaç aileden evlerinde plastik içeren ne varsa dışarı çıkarıp, kapının önüne koymalarını istiyor. Ortaya çıkan manzara ise şaşırtıcı olduğu kadar düşündürücü: Küçük bir oyuncak tepesi, sayısız ev aleti, giysiler, televizyonlar, bilgisayarlar, telefonlar… Plastiği çıkarınca evler adeta boşalıyor.

"Pet şişelerde kullanıma ilişkin bir ibare yok"

Bu deney, evlerin plastikle dolup taştığını gözler önüne seriyor. Werner Boote'ye göre plastik maddelerin içeriği hakkında kimse gerçek bir fikir sahibi değil. Yönetmen, tüketicileri plastiğin insan sağlığına olası zararları konusundan yeterince bilgilendirmeyen sanayiyi şu sözlerle eleştiriyor: “Bu filmin konseptini hazırladığım sırada masamda sürekli su dolu bir pet şişe duruyordu, onu sürekli musluk suyu ile dolduruyordum. Bu alışkanlığım hızlı bir şekilde kayboldu. Çünkü pet şişelerin nasıl kullanılması gerektiğini kimse bilmiyor, üzerlerinde de bu yönde bir ibare yok. ‘Benim bir takım tezlerim var ve onları ispata çalışıyorum’ demiyorum. Ben bir tüketici olarak bu konuyla uğraşmaya başladım. Bu film de benim 10 yıllık araştırma yolcuğumun sonucu.”

Balıklar yem sanıp plastik yiyor

Yönetmen Werner Boote, plastik ile çok küçük yaşlarda tanışmış. Dedesi bir plastik fabrikasının yöneticisi olan Boote, çocukluğunu plastiğin renkli dünyasında geçirmiş. Bu rengârenk rüya, plastiğin zararları hakkında bir makale okuyana kadar sürmüş. Daha sonra konu hakkında araştırmalara başlayan yönetmen, filmde plastiğin karanlıkta kalan yönüne dikkat çekiyor. Araştırmalarını 25 ayrı şehirde, 17 ayrı kişiyle görüşerek yürüten Boote, filmde plastiğin çevre üzerindeki olumsuz etkilerine de yer veriyor. Filme göre, okyanuslar bile plastikle zehirlenmiş durumda. Filmde, okyanuslarda besin maddeleri planktondan altı kat daha fazla plastik olduğu öne sürülüyor. Filmde, "balıklar plastiği besin sanıp, doyana kadar yiyor. Sonra da plastik dolu bir mide ile ölüyorlar" deniyor. Werner Boote, plastiğin zararlı etkilerinden korunmanın tek yolunun üretim sürecindeki testler olduğunu vurguluyor ve şöyle konuşuyor: “Bu konu yaşamımızın her alanını ilgilendiriyor. Çünkü plastik her yerde ve içinde ne olduğunu kimse bilmiyor. Trajedi zaten burada başlıyor. Sanayi de bilmiyor, çünkü üretim süreci çok uzun. Bu konuda tek bir şey yardımcı olabilir: Test etmek. Aynı firma tarafında üretilen aynı ürün çok farklı maddeler ihtiva edebilir.”

Kaynak: Deutsche Welle Türkçe
SON VİDEO HABER

Polis memuru, ölümüne neden olduğu gencin ailesinden af diledi

Haber Ara