Cihaner'le birlikte çalışan komutan
Gizli tanık Munzur: Şenol komutan başsavcı Cihaner'le birlikte çalışıyordu.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-03-01 23:27:00
"Albay Dursun Çiçek'i Erzincan Havalimanı'nda ben karşıladım"
2009 yılının Nisan yada Mayıs ayları idi. Şenol komutan yanıma gelerek 'Ankara'dan misafirlerimiz gelecek, birlikte gidip misafirleri karşılayalım. Böylece gelen kişilerle sen de tanış, iyi olur.' deyince birlikte Erzincan Havalimanı'na gittik. Erzincan Havalimanı'nın girişinde bulunan Pizvan köyünün kavşağına gidip bekledik. Gelen misafirleri bir jandarma aracı ile getirip indirdiler. Misafirleri kendi aracımıza aldık. Benim işyerime gittik. XBirlikte yemek yedik. Gelen misafirlere içeride özel bir masa hazırlatmıştım. Misafirler sivildi, ancak asker oldukları her hallerinden belli oluyordu. 3 kişiydiler. İçlerinden bir tanesi çok üst rütbeli birisiydi. Uzun boylu, esmer, köhverengi gözlü, siyah kısa saçlıydı. Herkes bu kişiye komutanım diyor ve yanında oldukça saygılı hareket ediyorlardı. Bu kişi sadece Şenol komutan ile kulak kulağa gizlice konuşuyordu. Yine bir gün Ankara'dan 7-8 kişilik misafir grubu gelmişti. Bu misairler Erzincan'daki Mazlum Konak Oteli'ndei misafir oldular. Şenol komutan resepsiyondaki görevliye 'Bunlar benim misafirlerim, hiçbirinin kimlik kaydını almayacaksın. ' demişti. Bundan dolayı kayıtları otelde bulunmamaktadır. Yine başka bir gün havalimanından bir kişiyi karşılamam istenmişti. Gidip aldım. Beraberce kafeme gelerek kendisiyle sohbet etmiştim. Daha sonra basında çıkan fotoğraflarda gördüm ki meğerse o şahıs Dursun Çiçek'in ta kendisiydi.
"Şenol komutan benden vana giderek 17 adet silahı getirmemi istedi"
Bir gün Şenol komutan beni telefonla arayarak jandarmaya çağırdı. Gittiğimde bana ' Hemen Van'a gitmem gerektiğini, bunun için de biletimi aldığını, Van'da görüştüreceği kişiden 17 adet silahı alıp kendisine getirmemi söyledi. Ben de otobüsle 'Van Gölü Seyahat' yola çıktım. Erzincan-Üzümlü çıkışında arabadan inerek geri döndüm. Kendisine yolda kontrollerin olduğunu bu nedenle gitmekten vazgeçtiğimi söyledim. O da bana ' Yollar açık, niye yalan söylüyorsun, sen benden daha mı iyi biliyorsun.' dedi. Getireceğim silahların tuzlu peynirin içerisine yerleştirildiğini, herşeyin hazır olduğunu, arama bile olsa kontrollerde cihazlardan rahatlıkla geçirilebileceğini, hiçbir risk taşımadığını, korkmamam gerektiğini, kendisinin ve büyük komutanların arkamda olduğunu söyedi. Zaten birşey olduğunda bana sürekli korkmamaı, Ankara'nın arkamızda olduğunu, Doğudan batıya kadar her tarafta adamlarının bulunduğunu söylemişti. Şenol komutan silah temininde çok maharetliydi. Bir gün yine Erzincan Saztepe köyü muhtarı A. ya gitmiştik. Muhtarın çayını içtik,. O sırada Şenol komutan muhtara emanet hazır mı diye sordu. Muhtar' komutanım size 3 tane silah hazırladım. Hangisini beğenirseniz onu alın.' diyerek Şenol komutanın önüne 3 tane silah getirdi. Bunlardan bir tanesi küçüktü, diğer 2 taniesi 14'lü tabancaydı. şenol komutan muhtarın bu hizmeti karşılığnda ona askeri malzeme 'bot, matara, çanta, uyku tulumu vs.' vermişti. Bu silahları İliç savcısının aracına koymam karşılığında bana 5 bin TL para teklif etmişti. ' dedi.
(CİHAN)
SON VİDEO HABER
Haber Ara