Ezan-ı Muhammed kapitalizme meydan okuyor
Kapitalizmin asgari ücret zulmüyle köleleştirilen insanlığına İslam'ın adalet dolu yüreğini ezanla gösterin...
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-02-27 13:24:00
Ezan-ı Muhammedi Cenabı Hakk’ın birliğini mümin yüreklere ihbar eden bir fermanı-ı ilahidir. Günde beş vakit ezanla birlikte yaratanın kulları derhal O’nu hatırlar, O’nun sevda ateşinde erirler. Ezan, her biri birer “kul” olan tüm hayvanattan ve nebatattan müteşekkil mahlûkatın adeta ortak bir dili gibi Rabb-i zülcelâlin vahdaniyetini ve ulûhiyetini dile getirir durur çağlardan beri… Ezanı duyan ve işiten yürekler derhal enbiyanın ve ezkiyanın yâdına düşer, onların lisanlarından hiç eksik etmedikleri hakikatleri hatırlayarak imanlarının salâbetine salâbet katarlar. Evet, ezan-ı Muhammedi ile müminler tevhid kervanının mazide kalmış nice kahraman ve bahadırlarını hatırlarlar. Onların Rablerine olan kulluklarında gösterdikleri unutulmaz örnekliği sahne sahne hatırlayarak, üzerinde bulundukları tarik-i müstakim olan İslam yoluna bağlılıklarını artırırlar.
Evet değerli okuyucular, içinde yaşadığımız şu zaman dilimi Müslüman yüreklerin acı ve dertlerle muzdarip olduğu çok yaman bir dönem. Şu koca insanlık âlemi zulmün ve adaletsizliğin en karmaşık ve dayanılmaz olanına maalesef şu içinde bulunduğumuz zaman diliminde maruz kalmaktadır. Allah'ın yaratmış olduğu şu dünya adeta zorba ve mücrimlerin sultası ve egemenliği altında koca bir hapishaneye dönüşmüş durumdadır. Mümin yürekler çaresizliğin ve naçizliğin en kaba ve haşin olanına tanıklık ediyorlar. Bir taraftan koca Müslüman âlemi, zulüm düzeninin yaylım ateşiyle imtihan edilirken diğer taraftan da küresel kriz denilen hırs ve ihtiras kaynaklı bir bela ile adeta iman ve adalet imtihanı vermektedir.
Dinden olabildiğince uzaklaşan bu günkü dünya yöneticileri ve sorumluları maalesef insanlığa adalet için yegâne bir yolmuş gibi kapitalist ekonomik sistemi dayatmaktadırlar. Gelir dağılımındaki eşitsizlik ve adaletsizliğin yegâne kaynağı bu kapitalist sistemin bizzat kendisidir. Sistem "bırakınız yapsınlar" esasına göre işletiliyor. Adına piyasa denilen vahşi ve acımasız düzen maalesef yoksullukları ve çaresizlikleri artırmaktadır.
Şimdi, “Ezan başlığı atılmışken nereden çıktı bu Kapitalizm ve piyasa taşlama teranesi” diyenler çıkacaktır elbet! Sözü uzatmayayım dostlar, Tarihin sonunu getirerek liberal kapitalizmi, ulaşılan son veya zirve bir adalet modeli olarak gören anlayış, dünyayı kasıp kavurmuyor mu? Afrika'da insanlar göz göre göre açlıktan ve sefaletten ölürken dünyanın başka bir yerinde, Kaliforniya'da, sırf fiyat ayarlaması yapmak için tonlarca portakal denize dökülerek telef edilmiyor mu? Bu örnekleri artırmak pek ala mümkün; söz konusu bu fiyat ayarlama zulmü ülkemiz dâhil dünyanın her tarafında icra edilmiyor mu?
Evet, belki de bu zulmün kaynağı olarak doğrudan devlet yönetimini veya politik erk sahibi parti ve teşekkülleri sorumlu tutmak gerek ama bu, biz Müslümanların Cenab-ı Hak tarafından üzerimize yüklenen mesuliyetlerimizi görmezden gelmemize kılıf teşkil etmemelidir. Müslüman bireyler asrın bu zulmüne lakayt kalamaz, kalmamalıdır da…
Başa dönecek olursak: Ezan-ı Muhammedi’nin mümin yüreklere mazinin unutulmaz sahnelerini hatırlattığını söylemiştik. Şimdi durup bir düşünelim; müminlerin her asırda ve çağda yegâne rehberi olan Kuran, namazdan ve diğer bir takım ibadetlerden sonra infakı emrediyor, değil mi? Gerçekten iman etmenin ölçüsü olarak diğer bir takım ibadetlerle birlikte infakı da emrediyor. Sadakayı emrediyor… Yoksulu, düşkünü ve yetimi gözetmeyi emrediyor. Köle azat etmeyi salık veriyor. İsraf etmeyin diyor. Bütün bunları imanımızın ve ihlâsımızın ölçüsü olarak bir bir sayıyor.
Peki, günde beş vakit okunan ezan sizlere kimleri hatırlatıyor acaba. Şundan kesinlikle eminim ki ezanla birlikte aklınıza gelen isimlerin başında Peygamber Efendimizin (sav) güzide sahabelerinden Hz. Bilal (a.s.) geliyor. Sonra, Kuran'ın “İnfak edin, tasadduk edin, köle azat edin” emirlerini bihakkın yerine getiren Hz. Ebu Bekir canlanmıyor mu zihinlerinizde? Evet, ezanın Peygamber'imiz tarafından Hz. Bilal'e okutturulması rast gele bir tercih midir sizce? Yoksa ezan, her işinde binlerce hikmet gizli olan Peygamber Efendimizin insanlığın kurtuluşu için verdiği bir reçete mi barındırmaktadır içinde ne dersiniz? Hz. Ebu Bekir, Hz. Bilal'i köle iken azad ederek, tasaddukta bulunarak özgürlüğüne kavuşturmuştur. Evet, Peygamber Efendimiz Kuran'ın “özgürlük ve azatlık” mesajını taşıyan ezan-ı Muhammedi'yi Hz. Bilal'e okutturmuştur ve hatta haykırtmıştır! Haydi felâha, haydi kurtuluşa! İstemiştir ki Müslümanlar ezanı duyduklarında hemen Hz. Bilal'i ve Hz. Ebu Bekir'i hatırlasınlar; İslam'ın gerçek mesajının “özgür olmak ve özgürleştirmek” olduğunu günde beş kez duyursunlar, duysunlar. Bize bizden daha şefkatli olan o muhterem Nebi, insanlığın kula kulluktan kurtulmasını temin eden İslam'ın mesajını Hz. Bilal'in nefesiyle ölümsüzleştirmiştir adeta…
Günde beş vakit ezanı duyan ve işiten biz Müslümanlar, ezanın bir de bu hikmetini düşünerek, en üst düzeyde istifade ederek, kapitalizmin asgari ücret zulmüyle köleleştirilen insanlığına İslam'ın adalet dolu yüreğini göstermek durumundayız. İslam adalet dinidir. Nasıl ki namazda bütün insanlar zengin-fakir omuz omuza eşit ve farksız ise, ezanı duyan ve işiten tüm insanlar da adaletsizliğe karşı durmak zorundadır. İslam'ın mesajı açık ve net olarak adaletten yanadır. Kapitalizmin öngördüğü adalet, bir avuç muhterisin ihtiraslarının ve menfaatlerinin tasallutu altında can çekişmiyor da ne yapıyor ki?
SON VİDEO HABER
Haber Ara