Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Dünya basınında bugün

Dünyada meydana gelen olaylarla ilgili gazete ve dergilerde yer alan haber yorum ve analizler...

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-02-24 11:01:00

Dünya basınında bugün
New York Times’da " Ilımlı Olmak Yetmez " başlıklı bir yazı göze çarpıyor

Yazıda, Başkan Barack Obama’nın yaklaşık 1 yıl önce mali sistemde reforma ilişkin taslak bir plan hazırladığı hatırlatılarak Hazine Bakanı Timoti Gaytnır’ın açıklamasından söz ediliyor.

" Sistemimiz birçok yönden çöktü " diyen Bakanın, reform çalışmalarından sonuç alınabilmesi için kapsamlı bir çerçevede hareket edilmesi aksi takdirde tüm yapılanların üstünkörü olmaktan öteye gidemeyeceği uyarısında bulunduğu yazılıyor.

Amerika Birleşik Devletleri’nde küresel krizin acı anılarının, unutulmaya yüz tuttuğu ancak tehlikenin henüz tam anlamıyla geçmediği vurgulanarak şöyle deniyor :
" Rehavete çabuk kapılmak sağlıklı değil...Dünyadaki duruma bakalım..Yunanistan’ın dış borcu nedeniyle yaşadığı ve Avrupa’yı tehdit eden kriz ortada..Bu, içinde bulunduğumuz kırılgan yapının en son belirtisi...Tıpkı Amerikan sisteminde olduğu gibi Yunanistan’daki kriz de büyük oranda herhangi bir düzenlemeye dahil olmayan vadeli işlemlerden kaynaklandı.

Yunanistan, Amerikan finans kurumu Goldman Saçs’tan destek almış, bu şekilde, kamu borçlarının gerçek boyutunu gizlemişti. Sonuç olarak hazırlıklı olmak gerekiyor.. Amerikan mali sisteminde kapsamlı reform çabaları zora girmiş gözüküyor.Temsilciler Meclisi, tümüyle mantıklı olmasa da genel bir bakışla makul edebilecek bir tasarıya onay verdi. Senato’da ise Cumhuriyetçilerin, muhalefeti sürüyor.

Gerek Senato gerekse Beyaz Saray’dan liderler, bankacıların karşısına çıkabilmeli aynı zamanda kamuoyuna geniş çaplı bir reformun, harkesin mali güvenliği açısından gerekli olduğunu anlatmalı...

Başkan Obama, gelişmeleri yakından izliyor..Yeni krizlere yol açılmaması için muhaliflerin de desteğinin gerektiğini yani ortak çalışılması gerektiğini biliyor.

Pravda gazetesinde " Ters Tepki : CIA’in İran, Afganistan ve Pakistan’daki Mirası " başlıklı bir yazı dikkat çekiyor
Yazı özetle şöyle : " Amerika Birleşik Devletleri, bugün İran, Afganistan ve Pakistan’da Merkezi Haberalma Örgütü CIA’in Kongre üyesi Charlie Wilson gibilerin yardımıyla ektiklerini biçiyor. Usame bin Ladin Ruslara saldırması için CIA tarafından eğitilmişti.

Ladin, bu işi o kadar sevdi ki New York’taki Dünya Ticaret Merkezi’ne de saldırı düzenledi. Pakistan ve İran’da patlayan bombaların da en azından kısmen CIA’in hareketlerinden kaynaklandığı söylenebilir. Adı geçen 3 ülkedeki mevcut durum, Amerikan istihbaratının geçmişteki sorumsuzca davranışlarını yansıtıyor.

Charlie Wilson 14 dönem arka arkaya Temsilciler Meclisi’nde Teksas’ı temsil etmiş ve öldügünde bazıları onu kahraman ilan etmişti. Neden ? Çünkü, Afganistan’da Ruslara karşı savaşanlara Kongre’nin milyarlarca dolar göndermesine katkı sağlamıştı. CIA tarafından gizli bir savaş yürütülmüştü.

Aynı CIA, 1953’te bir darbe ile İran’da Şah Rıza Pehlevi’yi göreve getirmişti. Musaddık hükümeti devrilmiş ve petrolün ulusallaştırılmasına son verilmişti. Anglo-Amerikan petrol şirketleri bu durumdan oldukça fazla fayda sağlamıştı. Burada Wilson’un tarafından sağlanan gizli fonlar da kullanılmıştı.

Afganistan-Pakistan sınırının Pakistan tarafında radikal unsurların toplanabilmesi için bu para kullanılmıştı. İran Şahı 1973’ün sonunda CIA’in oluşturduğu bir figürdü.

Pakistan’da CIA tarafından Ruslara saldırılar düzenlenmesi için kamplar kurulmuş ve bu ülkenin nükleer emellerine cesaret verilmişti.

Eski Başkanlardan Jimmy Carter’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Zbigniev Brizezinski de bunu açıkça olmasa da kabul etmişti.

Sonuç olarak CIA geçmişinin hataları ile yüzleşiyor.Özgürlük savaşçıları olarak tanımlayıp destek verdiklerini bugün terörist olarak ilan edip kınıyor.Ancak onlara düşünülmesi imkansız olanı düşünmeyi öğreten CIA idi....

China Daily gazetesinde, Amerika Birleşik Devletleri’nin füze sistemlerine ilişkin bir haber dikkat çekiyor
Haber özetle şöyle : " Bazı askeri uzmanlara göre, Amerika Birleşik Devletleri, Çin’i füze sistemleri ile çevrelemekte kararlı..

Amerikan kaynaklı internet sitesi Defense News’da çıkan bir haberde, Tayvan’ın Patriot füzlerenin küresel çapta beşinci alıcı olduğu belirtildi.

Haberde daha önce Japonya, Kore Cumhuriyeti, Birleşik Arap Emirlikleri ve Almanya’nın, bu füzelerden satın aldığı hatırlatıldı.

Washington’un, Tayvan’a silah satışına yönelik olarak sunduğu son teklifin önemli bir işaret olduğu yorumu yapılıyor.

Bu yorumlara göre, Amerika Birleşik Devletleri Doğu Asya bölgesinde, Çin’i stratejik olarak kuşatma arzusunda... Yakında, söz konusu füzeler Japonya’dan Tayvan’a kadar uzanabilir.

Çinli bazı askeri uzmanlar, bu durumu Washington’un, Rusya’ya karşı Doğu Avrupa’da izlediği stratejinin bir kopyası olarak değerlendiriyor.

Tüm bu çerçeve içinde Amerika Birleşik Devletleri ile Hindistan arasındaki füze savunma sistemi konusundaki işbirliğinin de yakından izlendiği aktarılıyor.

Ancak Hindistan’da görev yapan eski bir Çin Büyükelçisi’ne göre Hindistan’ın Çin’e karşı bir tabloda yer alma olasılığı düşük...

Haberde Çin Dışişleri Bakanı’nın, Ağustos ayında Birleşmiş Milletler silahsızlanma konferansında sarfettiği şu sözlere de yer veriliyor : " Ülkeler, mutlak bir stratejik üstünlük peşinde koşmamalı ve küresel stratejik istikrarar zarar verecek şekilde füze-savunma sistemleri geliştirmemelidir "

Frankfurter Algemayne Zaytung gazetesi, Lufthansa pilotlarının grevinin Frankfurt İş Mahkemesi’nde sağlanan uzlaşmanın ardından askıya alındığını yazıyor.
Haber özetle şöyle : " Daha fazla iş güvencesi ve zam isteyen pilotların perşembeye kadar grev yapacağı tahmin ediliyordu.

Grevin sona erdirilmesi kararı Frankfurt İş Mahkemesi’nde şirket ve pilotların sendikası Cockpit Birliği arasında sağlanan uzlaşma sonucu alındı.

Mahkemede alınan karar uyarınca sendika, pilotlara 8 Mart’a kadar grev çağrısı yapamayacak.

Bu gelişmelerin ardından pazartesi gece yarısı greve başlayan pilotlar, yeniden işbaşı yaptılar.

Lufthansa’nın başvurusu üzerine konuyu görüşen ve grev kararının sona erdirilmesi kararını alan Frankfurt İş Mahkemesi’nde taraflar, ön koşulsuz olarak yeniden müzakere masasına oturmayı kabul etti. Bu durumda sendika ve Lufthansa yeniden pazarlıklara başlayacak.

Çalışan yaklaşık 4 bin 500 pilotu temsil eden Cocpit Birliği ile yönetim arasındaki anlaşmazlık geçtiğimiz Mayıs ayından bu yana sürüyor. Maaşlarına yüzde 6,4 zam isteyen pilotlar, ayrıca iş güvencesi ve faaliyetlerin alt yüklenici firmalara kaydırılması uygulamalarına son verilmesini talep ediyor.

Yönetim ise Pazar günü yeni bir öneri gündeme getirdi. Pilotlar sendikası ile yeniden müzakereleri başlatmak isteyen yönetim, yaklaşık 4 bin pilota 2 yıllık iş güvencesi sunmaya hazır olduğunu duyurdu.

Beklenenden kısa süren grev, havayolu trafiğinde beklendiği gibi büyük bir kaosa neden olmadı.

Bunda grevin geçen hafta duyurulmasının etkisi oldu. Birçok yolcu ya uçuş tarihlerini erteledi ya da Almanya’nın en büyük ikinci havayolu şirketi AirBerlin gibi başka alternatiflere yöneldi.
SON VİDEO HABER

Iğdır'da AK Parti İl Başkanlığı binasına molotoflu saldırı

Haber Ara